banner4
04.03.2021, 23:03

SONRA ANLADIM Kİ...

Tam 40 yıl saatim işlemiş, ben durmuşum...

Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum.”

...Sonra anladım ki fakirin 'sömürülmeye' değil, adalete ihtiyacı var ama ruhunda gücü ve cebinde parası yok...

Zengin ve hatırlı güç sahipleri ise ‘paranın ve makamın’ gücü ile adaleti bulunmayan bu dünyanın her kapısını, her şekilde açabiliyorlar...

O halde, olan hukuktan doğabilecek haksız kazanç, beni köreltecektir.

Olması gereken idealimdeki hukuktan, beni uzaklaştıracaktır.

Sorgulanmamış haksız kazanç, manevi büyük kayıplar oluşturduğuna göre, içine düşeceğim rahatlık, beni merhametten uzak edip, benliğimi esir alacaktır...

Tek sermayemin ilim ve hikmet olduğunu ve mal biriktirme isteği duymadığımı ispat ettiğime göre, bilincimde tasarladığım hukuk gayeme, bir kez daha yönelme zamanıdır:

Fakiri hakkı ile güçlü, zengini ve güç sahiplerini haksızlığı ile güçsüz yapmak için güçlü olması gereken “doğru hukuku” uygulamak durumundayım. Daha çok okuyup, ülkem için "yaşayan hukuk" değerleri üretmek ve hukuk yolunda çalışmak, daha çok çalışmak zorundayım...

Not: Bu yazı, 2018 yılında kaleme alınmıştı.

İnsan Hakları Eylem Planı’nı, var olan hukuku değiştirmesi ümidiyle destekliyorum:

“1- İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar, devletin görevi de bu hakları korumak ve geliştirmektir.

2- İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır.

3- Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın, herkes hukuk önünde eşittir.

4- Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması, bütün idari faaliyetlerin temel özelliğidir.

5- Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri de bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir.

6- Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez.

7- Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini, rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir.

8- Adli ve idari işleyiş, masumiyet karinesi, lekelenmeme özellikle bunun altını çiziyorum, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır.

9- Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirileri veya düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.

10- Hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.

11- Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilir, adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının esasıdır.”

…Ancak bu değişimler için hakseverliğe, hukuk kültürüne ve hukuk duygusuna ihtiyacımız vardır.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu