banner4
16.08.2022, 11:12

ŞAHİN BEY

Asıl adı Mehmet Sait olan Şahinbey 1877 yılında Ayıntap’ta (GaziAntep’de) dünyaya gelmiştir. Babası Abdullah Efendi, annesi Ayyuş Hanımdır. Küçük yaşlardayken babası vefat ettiğinden dayısı tarafından büyütülmüştür.

1902 yılında Zeynep Hanımla evlenmiş, Hayri ve Mehmet Said ismini verdikleri 2 çocukları olmuştur.

Şahinbey, yetim olarak büyümüş, askerlik yaşı gelince 1899’da Yemen’e gönderilmiş, 1911’de Trablusgarp’ta, daha sonra Balkan savaşlarında, Galiçya’da, Çanakkale’de, 1917’de de Filistin’de ve Sina cephelerinde savaşmıştır. 1918’de ingilizlere esir düşmüş ve 1 yıl esaretten sonra Mondros Mütarekesi sonrası serbest bırakılmıştır.

Savaşlarda gösterdiği başarılar ve kahramanlıklar nedeniyle şimdiki rütbe karşılığı Teğmen olan Mülazım-ı Sâni rütbesine yükselmiştir.

Memleketine döndüğünde Birecik (Urfa) Askerlik Şubesi Başkanlığına, bir süre sonra da, Kurtuluş Savaşımız başlayınca, Kilis-Antep Kuvay-ı Milliye Kumandanlığına atanır. 

Milli mücadelede gösterdiği kahramanlıklar dillere destan olur ve kendisine “Şahin” lakabı takılarak Şahin Bey olarak anılmaya başlanır.

Milli mücadelede kendisine verilen ilk görev, öncelikle mümkün olduğunca adam toplayarak bir askeri birlik oluşturması ve Kilis-Antep ve Urfa yolunu tutarak düşmanın buralardan geçerek Anadolu’nun içlerine gitmesini engellemektir. Çünkü Fransızların amacı, Ege bölgesinden gelen yunanlıların Ankara’ya doğru ilerlerken, kendilerinin de güneyden Ankara’ya ilerleyerek Ankara’da Yunanlılarla birleşip Anadolu’yu tamamen ele geçirip bölüşmektir.

“Düşman cesedimi çiğnemeden Ayıntap’a giremez” diyerek Kilis Yolu Elmalı Köprüsü üzerinde emrindeki müfreze ile Kuvay-ı Milliye ruhunun fitilini ateşlemiştir.

Çevresinde toplayabildiği 200 kişi civarındaki gönüllü vatan evladı cengaver insanımızla birlikte, önce 3 Şubat 1920’de, sonra 18 Şubat 1920’de tam donanımlı fransız işgalci birliklerini perişan eder. Fransız işgal kuvvetleri çok büyük kayıplar vererek dağınık bir şekilde geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Düşman kuvvetleri kumandanına yazdığı mektupta, “Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde şüheda kanı vardır. Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize, Ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza." demiştir.

Bu sıralarda, olayın ciddiyetini ve Şahin Beyin savaş kabiliyetlerini ve kararlılığını gören fransızlar, Andorya komutasında 8.000 piyade ve 200 süvariden oluşan asker, ağır makineli tüfekleri, topları ve hatta 4 de tankları bulunan işgal ordusuyla 25 Mart 1920’de yeniden saldırıya geçerler. 

Ellerinde yeterli silah ve mühimmatı bulunmayan ve sayıları 200’ü bile geçmeyen Şahin Bey komutasındaki vatan evlatları, kendilerinden sayısal olarak 40 kat fazla ve aynı zamanda o dönemin gelişmiş silah ve mühimmatına sahip olan düşman kuvvetlerine 4 gün direnir. Tüm askerleri tek tek şehit düşen Şahin Bey, tek başına direnmeye devam eder, ancak en sonunda mermisi de bitince tüfeğini yere vurup 2’ye bölerek tek başına düşmana fiziken saldırır. Tarih 28 Mart 1920’dir ve Elmalı Köprüsü civarında şehit düşer. 

Neticede, Şahin Bey komutasındaki 200 civarındaki vatan evladı fedaileri ile, kendilerinden her yönden kat be kat güçlü işgalci fransız ordusunu 2 aydan fazla bir süre Antep’e sokmamıştır.

Hayatını kaybettiği Gaziantep-Kilis yolunun 28. Km üzerinde bir anıt mezarı yapılmıştır. Ayrıca bir ilçeye de adı verilmiştir.

Allah onlardan razı olsun. Allah hepsine rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.

Saygı, rahmet ve minnetle!..

Yorumlar (1)
Recep KOÇER. 2 yıl önce
Başta, kahraman; Şahin bey olmak üzere; Tüm şehitlerimizin, mekanları; Cennet yurdu olsun. Rabbim; Hep, raazı ve memnun olsun. Selam olsun; Vatanı için, kan verenlere, can verenlere.
12
az bulutlu