Son Dakika
banner1

“Anal fissür ve hemoroidi karıştırmayın”

Toplumda sıkça karıştırılan hemoroid ve anal fissür hastalıklarına ilişkin Prof. Dr. İlker Sücüllü “Halk arasında makat çatlağı olarak bilinen anal fissür her 350 erişkinden birinde görülür. Sıklıkla 15-40 yaş grubunda gözlenir. Hemoroidal hastalık ise dünya genelinde makat bölgesine ait en sık rastlanılan sorundur. Makat bölgesi yakınmaları nedeni ile başvuran hastaların ortalama olarak yüzde 50’sinde hemoroidal hastalık belirlenir” dedi.

SAĞLIK 26.10.2022, 09:31
“Anal fissür ve hemoroidi karıştırmayın”

Toplumda sıkça karıştırılan hemoroid ve anal fissür hastalıklarına ilişkin Prof. Dr. İlker Sücüllü “Halk arasında makat çatlağı olarak bilinen anal fissür her 350 erişkinden birinde görülür. Sıklıkla 15-40 yaş grubunda gözlenir. Hemoroidal hastalık ise dünya genelinde makat bölgesine ait en sık rastlanılan sorundur. Makat bölgesi yakınmaları nedeni ile başvuran hastaların ortalama olarak yüzde 50’sinde hemoroidal hastalık belirlenir” dedi.

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Genel Cerrahi, Cerrahi Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. İlker Sücüllü ile Dr. Öğr. Üyesi Tuba Mert, toplumda sıkça karıştırılan anal fissür ve hemoroid hastalıklarına karşı önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. İlker Sücüllü, “Halk arasında makat çatlağı olarak bilinen, anal fissür her 350 erişkinden birinde görülür. Erkek ve kadınlarda eşit oranda rastlanılan hastalık sıklıkla 15-40 yaş arasında gözlenir. Hemoroid hastalık ise dünya genelinde makat bölgesine ait en sık rastlanılan sorundur. Makat bölgesi yakınmaları nedeni ile başvuran hastaların ortalama olarak yüzde 50’sinde hemoroidal hastalık belirlenir. Erişkin nüfusun ortalama yüzde 70’inin yaşamlarının bir döneminde, hemoroid sorunu yaşadığı bildirilmektedir. En sık olarak rastlandığı yaş grubu 45-65 yaş arasıdır. Bazı faktörler makat bölgesi hastalıklarına zemin hazırlar. Mesela diyetteki lif oranının azalması kabızlığa ve kabızlıkta makat çatlağına neden olabilir. Ayrıca hamileliğin ve lohusalık döneminde makat bölgesi hastalıkları sıkça görülebilir. Altta yatan nedenin tedavisi yapıldığında genellikle anal fissür iyileşir. Öte yandan yoğun kabızlık veya ishal, sürekli dışkı yumuşatıcı kullanımı, lösemi, bağışıklık sisteminin zayıflaması, bisiklet, motosiklet veya ata binme gibi sporlar sırasında makat bölgesine gelen küçük darbeler anal bölge hastalıklarına neden olabilir” diye konuştu.

“Belirtileri ciddiye alın”

Dr. Öğr. Üyesi Tuba Mert, anal fissür hastalığının belirtisini şu şekilde açıkladı: “En önemli belirti makattaki ağrıdır. Hastalar sıklıkla dışkılama sırasında meydana gelen yanma ya da yırtılma gibi bir his ve şiddetli ağrı tanımlarlar. Ağrı dışkılama sonrası dakikalar ya da saatlerce sürebilir. Ağrı; makat iç kasının kasılmasına bağlıdır. Hastalar çoğunlukla ağrı nedeniyle dışkılamadan kaçabilir ve dışkıyı geciktirmesine bağlı olarak dışkı daha da sertleşir ve bu da yırtığın daha da derinleşmesine neden olur. Böylelikle, hasta bir kısır döngü halinde bu yakınmaları yaşar ve şikayetleri giderek daha belirgin hale gelir. Makatta şişme ise çatlağın dış kenarında şişme sonucu cilt kabartısı şeklinde gelişebilir. Makat bölgesinin temizliği sırasında hasta tarafından fark edilebilir. Makattan kanamada genellikle az miktarda parlak, kırmızı kanamadır ve hastaların yaklaşık yüzde 70’inde tuvalet kağıdında ve dışkı üzerinde kan görülür. Ancak aynı yakınmalar hemoroid hastalığında ve kalın bağırsak kanserinde de olabildiği bilinmelidir. Makatta ıslaklık ve kaşıntıda sıkça görülen belirtilerdendir. Makatta çatlak ve yırtığın ardışık olarak iyileşip tekrar açılması sırasındaki akıntı kaşıntıya yol açabilir.”

“Anal fissürde ameliyatsız tedavi mümkün”

Prof. Dr. İlker Sücüllü, anal fissürde, eğer hastalık erken evrede tespit edilirse ameliyatsız tedavi yöntemleri ile başarılı bir şekilde tedavi edilebileceğine dikkat çekti. Özellikle diyet düzenlemeleri (lifden zengin diyet ile beslenme), sıcak su uygulamaları, lokal kas gevşetici kremler ile başarılı sonuçlar alınabileceğini aktaran Prof. Dr. Sücüllü, bu yöntemlerle tedavi edilemeyen hastalık, kronik hale gelmeden botoks enjeksiyonu yöntemiyle de yine ameliyata gereksinim olmadan tedavi edilebileceğini belirtti.

Prof. Dr. Sücüllü, “İlerlemiş ve kronik hale gelmiş olan hastalıkta ise fissürün flep yöntemiyle kapatılması ya da anal sfinkterin kontrollü bir biçimde gevşetilmesi ameliyatları deneyimli cerrahlar tarafından başarı ile gerçekleştirilebilmektedir. Başarılı geçen cerrahi operasyondan sonra hastaların iki ay içinde yüzde 95 oranında düzeldiği görülmektedir” ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu