banner4
02.12.2023, 09:36

ORTAK PAYDADA BULUŞMAK

Günümüzde ırk, din, dil, mezhep ve kültürel farklılıklar, birçok kültürde çatışma nedeni, karşılıklı rekabet ve savaşların kaynağı olmaktadır.

Thomas Hobbes, ‘Her devletin ve insanın birbirine düşman olduğu’ bir durumda, her devlet kendi güvenliğini imzalanan sözleşmelere göre değil de ‘karşıtın gücüne ve planlarına’ göre değerlendirerek, devletin halkın güvenliğini sağlamak için ‘sürekli savaşa hazır olması’ gerektiğini söylemişti. Hobbes’in düşman yaratma çabası ve saldırgan tutumu ‘kendi çıkarlarını diğerleri karşısında koruma’ şeklinde kendini gösterdi. Oysa “Ebedi Barış’’ kavramının ortaya atan Immanuel Kant, insanlığın binlerce yıldan beri süregelen kültür, köken, din, inanç, coğrafya farklılığından bağımsız olarak, bütün toplumlarda ve kültürlerde arzulanan “dünya toplumu olma” hayali bulunduğunu ifade etti. Devletlerarasında illa savaş olacaksa, para gücünün en güvenilir savaş aracı olduğunu söyledi. “İnsanlığın Büyük Toplumu” sözü ile Adam Smith de ‘dışlama siyasetine’ karşı, bütün halkların birbiriyle ilişki içinde olduğu “açık uluslararası bir iş bölümü ve iş birliği” önermişti.

“Ulusal egemenlik” ilkesini temel alan yeni dünya düzeninin, artık tüm dünya bireylerinin hak ve özgürlüklerini temele alan “Barış Düzeni” üzerinde düşünmesi gerekmektedir.

Bu noktada tarihin yazgısını olumlu yönde değiştiren Son Peygamber’in bıraktığı kültürel miras hatırlanmalıdır: Cahiliye devrinde güdülen kan davalarının kaldırılması, inananların kardeş ilan edilmesi ve “Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Ey insanlar kardeş olun. Hiç kimsenin hiç kimseye ırk, renk üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva ile haklar noktasında Allah’tan korkan kimsededir.” şeklindeki vurgusu ile cezada şahsilik yönünden, “Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz” şeklindeki sözleriyle, insanlığa önemli temel hukuk ve adalet ilkeleri kazandırdı; bu suretle dünya barışına ve kardeşliğe doğrudan destek verdi.

Diğer tarafta, Avrupa’nın son yüzyıl savaşlarında, tüm devletlerin kendi çıkarları için dini bir araç olarak kullanması ve sonrasında yanlıştan dönerek anlaşmaya varmış olmaları, insanlarda ciddi bir aydınlanma ve olgunlaşma süreci doğurdu. Ancak 1. ve 2. Dünya Savaşları öncesi ulus devletlerin sömürü taleplerinin artması ve çıkar ilişkileri yüzünden yine savaşlar başladı. En son Birleşmiş Milletler nezdinde bu tür çatışmaların sona erdirilmesi sağlandı. Buna rağmen işgal etmenin başka türlü şekilleri çıktı: Kültürel ve dinsel sömürgeler halen günümüzde çoğu yerde devam etmektedir.

Umulur ki tarihin sayfalarından, ortak akıllardan daha çok ders alınır ve barış sürecinin yolları aranır. Böylece çıkar ve sömürü ilişkileri ile oluşturulan savaş ortamlarından uzaklaşılır ve kültürel farklılıkların bir zenginlik olduğu düşüncesi ağırlık kazanarak çatışmasız bir dünya düzeni kurulur; insanlığın barışa giden yolu, hep birlikte kültürel ortak paydalar üreterek bulunur.

NOT: ANKARA KİTAP FUARINDA, 02/12/2023 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 17.00-19.00 ARASINDA, GÜLNAR YAYINCILIK STANDINDA, YENİ ÇIKAN KİTABIMI İMZALI ALABİLİRSİNİZ. 

https://www.dr.com.tr/.../Sosyoloji/urunno=0002089090001

Yorumlar (0)
12
az bulutlu