banner4
20.06.2020, 16:34

ORANTISIZLIK

Hayat üzerinde en bariz, en kalıcı, en yıkıcı ve en negatif etkilerin başında işte bu orantısızlık gelmektedir. Adeta yaşamı yaşanılmaz kılan hak ve hukukun yerle yeksan edilmesi demek olan orantısızlık, hukuki kural ve kaidelerin de el attığı başlıca sorunlar arasındadır.

Farklı şekil ve çeşitler altında ve bambaşka uygulamalar olarak karşımıza çıkan orantısızlık, algısal orantısızlık, yorumsal orantısızlık, uygulamada ki orantısızlık, etki ve yetkisel orantısızlık, maddi ve manevi güç orantısızlığı…

Toplumsal farkların olduğu gibi bireysel farklarında başat sorun kaynağı olan orantısızlık, orantı bakımından artı durumda olan kişi ya da devletin daha kaba, küstah ve hukuk tanımaz tavırlarının da ana unsuru konumundadır.

Orantısızlığın, türevlerine göre değişik uygulama gerektiriyor oluşu, sonucun kaba, küstah ve hukuki kural ve kaideleri delip geçmeye engel olmamaktadır. Yeter ki bir tarafın diğerine oranla lehte bir orantısızlığı olsun.

Orantısızlığın ibresi kimin lehine doğru işaret ediyor ise, o tarafın hayata bakış, yorumlama ve uygulamada ki tezahürü de, işaretin makas farkına oranla pervasızlığına, edepsiz ve hukuksuzluğuna da gösterge niteliği taşımaktadır.

Bu göstergede ki makas farkı arttığı oranda baskı, gasp, zulüm, sömürü, işgal, ölüm ve daha bir sürü zulüm, ibrenin kendisini gösterdiği kişinin doğal hakkı kabilinden bir ‘’ haklılık, meşruiyet, kazanım ‘’ gibi hakları veriyor izlenim ve kabulü, yaşamın yaşanılmazlığı noktasına da işaret etmektedir.

Yeryüzünde ki bunca kan, zulüm, baskı, haksızlık, hukuksuzluk, insan canı, malı ve namusuna tecavüzlerin de güç aldığı temel enstürman yine bahsini yaptığımız ve ivedilikle de önüne geçilmesi gereken orantıslzık kavram ve tezahürüdür.

Binlerce kilometre uzaklardan gelip kendi imkanlarına nazaran orantısız olan bir devlet ve milletin topraklarına, meşruiyetine, devlet, millet ve insan olmasından kaynaklı bütün hak, etki ve yetkilerini hiçe sayarak ve üstelik en pervasız şekilde davranış gösteriyor olmanın altında ki mide bulandırıcı amil de yine bahsini yaptığımız orantısızlıktır.

Bu orantısızlığın verdiği akıl almaz ve hatta akla ziyan sarhoşluk, kendi çıkarlarına ters gelen bir davranış sonucunda ibrenin kendi lehine gösterdiği orantısızlığı, en orantısız şekilde karşı tarafın bütün hakları üzerine en zalimce kullanma şeklinde tezahür etmektedir.

Daha bir sürü zulüm, haksızlık ve hukuksuzluğun neşvünema bulduğu bu zemin, küresel bir mutabakatla ele alınıp ortadan kaldırılmadığı sürece hayat ve onun bütün türevleri yaşanılmaz olmaya devam edecektir.

Gücün, yani orantısızlığın hak ve hukuk kaidelerinden daha anlamlı, daha değerli, daha kalıcı ve daha güçlü olmadığı; gücün de bu hak ve hukuki kural ve kaidelerin kontrol ve yaptırımı altında olduğu en güçlü ama en kalıcı şekilde vurgulanmalı ve zapturapt altına alınmalıdır.

Her ne kadar teorik olarak kulağa hoş gelen bir önerme gibi görünse de uygulanması bir kenara dile getirilmesi dahi mümkün olmayan orantısızlık, her geçen gün daha bir orantısız şekilde kendi alanının, güç ve yetkisini genişletmekte ve kullanmaktadır.

Dünün mazlum ve mustazafı olanların ilerleyen zamanlarda gücü eline geçirmesinin hemen arifesinde nasıl zalim, zorba ve kaba bir softa kesildiğine dair mebzul miktarda nüveler taşımaktadır tarih. Bütün bu acı tecrübelerden patına düşeni almamış ve almaya da meyyal olmayan insan, yaşamı ve o halkanın tüm parçalarını parçalamaya devam etmektedir.

Yaşamın yaşanılır kılınmasına ne lazım…!?

Yorumlar (0)
12
az bulutlu