banner4
15.03.2021, 16:11

MÜSLÜMAN MUCİDLER

Tarihte gidebildiğimiz kadar geriye giderek, o zamanlardan bu yana baktığımızda, bizim genelde her alanda önde ve oyun kurucu olduğumuzu; en güçlü dönemlerimizde dahi adalet ve merhametten de ayrılmadığımızı görürüz.

Bir çok alanda ilkleri dünyaya öğreten de bizler olmuşuz. 

Ancak, benim görüşüme göre, tanzimattan bu yana bize sistemli ve sürekli bir batı hayranlığı empoze edilmiş. Öyleki herşeyi batıda görmüş, batıdan öğrenmiş ve batı medeniyette, ahlâkta, teknolojide, her türlü ilimde ve bilimde vs her zaman onlar öndeymiş ve geçilmeleri de mümkün değilmiş gibi bir önyargıyı aşama aşama beyinlerimize ve nesillerimize nakşetmişler ve zaman içerisinde psikolojik üstünlüğü kaybederek, gerçekten onların bizi geçmesine ve fark atmalarına seyirci kalmışız; sonunda da maalesef üstünlüklerini kabullenmişiz.

Oysaki, ceddimizin çoğu kez (mesela Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde olduğu gibi) dünyanın her alanda süper gücü olduğunu sadece bizler değil, tüm dünya kabul etmektedir. Ancak, bizler son 2-3 asırdır laboratuvardan çıkıp, zevkü sefaya dalınca yöneten değil, yönetilen olmuşuz ve bizim uyanmamamız için batılılar eğitim sistemimizden tutun da aklımıza gelen her alanda ellerinden gelen her türlü sinsi planlarını uygulamışlar. Netice ortada.

Dikkat ederseniz, sanki dünya tarihinde tüm buluşları batılılar yapmış gibi bir algı halen daha devam etmektedir. İster okul kitaplarımızda, ister kendi alanlarındaki eğitim/araştırma/tarih kitaplarında, ecdadımızın değil, batılıların adları zikredilir. Müslüman ve/veya Türk mucitlerin çok azını duymuşluğumuz vardır.

Şu anda bile, 15-17 yaşlarındaki bir lise talebesi Edison’u, Arşimed’i, Newton’u, Pasteur’ü vs tanır ama, bir Biruni’yi, Akşemsettin’i, Bettani’yi, Ali Kuşçu’yu, Ebul Vefa’yı, Cabir Bin Hayyan’ı vb tanımazlar. Peki neden?

Bunun birkaç nedeni vardır: Herşeyden önce, biz laboratuvarı batılılara devredip kendimiz eğlenceye ve tembelliğe daldığımızdan, bu kâşiflerimizin yolundan gidecek nesiller yetiştiremeyince, bu âlimlerimizi unutulmaya terk etmişiz. Diğer bir sebep de, psikolojik üstünlüğü kaybettiğimiz batılılar bizlere, bizden adam olmaz anlayışını çok güzel beyinlerimize işlemişler, tarihimizi unutturmuşlar ve bizler de uyanamamışız.

Tanzimattan bu yana devam eden bu narkozun etkisindeki uyuşukluğumuzdan kurtulmaya ve uykudan uyanmaya başladığımızın en somut göstergesi olarak, son yıllarda savunma sanayiindeki gelişmeleri memnuniyetle görüyoruz. Ve bu gelişmelerin her alanda artarak devam edeceğine inanıyorum; ki, eğer bizler silkinip kendimize gelirsek, bu yüzyıl bizim yüzyılımız olacaktır Allah’ın izniyle. 

Bu vesileyle bizleri uyandırmaya başlayanlara da, ülkemize çağ atlatmak için gece gündüz çalışanlara da saygı ve teşekkürlerimi arz ediyorum.

Şimdi, İslam ve Türk Tarihindeki mucitlerimize (derleyebildiklerimden bazılarına) kısaca bir bakalım ve gerçekler neymiş hatırlayalım:

1- Akşemseddin: Pasteur’dan 400 sene önce mikrobu bulmuştur.

2- Ali Kuşçu: İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazan büyük astronomi bilginidir.

3- Ebul Vefa: Trigonometri’de tanjant, cotanjant, sekant, kosekant’ı tespit eden matematik âlimidir.

4- Birunî: Gökbilimci, matematikçi, doğa bilimci ve tarihçidir. Dünyanın döndüğünü ispat eden ilk âlimdir.

5- Ebu Kamil Şü’ca: Avrupaya matematiği öğretendir.

6- Ebu Ma’şer: Med-Cezir (Gel-Git) olayını ilk keşfeden kişidir.

7- Bettani: Batılı kaynaklarda ismi Ibetanius, Albategnus veya Albayegni şeklinde geçer. 800 yılları başında Harran’da doğmuş geometri, trigonometri, astronomi ve matematik âlimidir.

8-Ebu Firnas: 810-887 yılları arasında yaşamış Endülüs’lü bir Müslüman Alimdir. İlk ilkel uçağın mucididir.

9- İbnü’l Baytar: Endülüs’lü Müslüman Alimlerdendir. İlk ecza kitabının yazarıdır.

10- Cabir Bin Hayyan: Atomun parçalanması ve kimya biliminin atasıdır.

11- Cezeri: 800 yıl öncesinden, otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babasıdır.

12- Demirî: Avrupalılardan 4 asır önce zooloji ansiklopedisini yazmıştır.

13- Farabi: Sesin fiziki izahını yapan âlim.

14- Gıyasüddin Cemşid: Gezegenlerin yörüngesinin elips şeklinde olduğunu Kepler’den 100 yıl önce keşfetmiştir. Diğer taraftan, Simon Stefan’dan 160 yıl önce Matematikte ondalık kesir sistemini bulan kişidir. 

15- İbn-i Cessar: Cüzzamın sebebini ve tedavisini 9 asır önce açıklamıştır.

16- İbn-i Hatip: Vebanın bulaşıcı bir hastalık olduğunu tespit etmiştir.

17- İbn-i Firnas: Wright kardeşlerden 10 asır önce ilk ilkel uçağı icad eden kişi.

18- İbn-i Karaka: 9 asır önce ilk torna tezgahını yapmıştır.

19- İbn-i Türk: Cebirin temelini atan alimlerdendir.

20- İdrîsî: 7 asır önce dünya haritasını çizmiştir.

21- Piri Reis: Bundan 5 asır önce bugünküne yakın dünya haritasını detaylıca çizmiştir.

22- ibn-i Sina: Avrupalıların Avıcenna ismini verdikleri ve tıp alanındaki eserleri Avrupa’da 600 sene kaynak ders kitabı olarak okutulan Tıbbın Babasıdır. 

Ancak ne yazıktır ki, tıp yemini halen daha Hipokrat adına edilir.

23- Kadızade Rûmî: Fizik kurallarını astronomiye uyarlayan, yaşadığı asrın en büyük matematik ve astronomi âlimidir.

24- Kanbur Vesim (Abbas Vesim Efendi olarak da bilinir): Verem mikrobunu R. Koch’tan 150 sene önce keşfetmiştir.

25- İbn-ün Nefs: Batılılardan 3 asır önce küçük kan dolaşımını keşfeden âlimdir.

26- Ömer Hayyam: Cebiri sistemiyle ilk defa oluşturan kişidir.

27- Uluğ Bey: Timur İmparatorluğunun 4. Sultanı; Türk matematikçi ve astronomi bilgini.

28- El-Bircendi: 16. Yüzyılda yaşamış astronom, matematikçi ve fizikçi.

29- Nasîruddin Tûsî: Fars bilim adamı ve islam filozofu.

30- Abdullah El-Baytar: Endülüs İslam Devletinde yaşamış olan ve Veterinerliğin ve botaniğin babası kabul edilen Müslüman âlim.

Yakın tarihimizden bir örnek daha vermek istiyorum:

Mesela, 1876-1940 yılları arasında yaşamış olan, Osman Nuri Eralp’i kaçımız biliriz? Oysa bu üstadımız Osmanlı döneminde yetişmiş bakteriyolog ve veteriner hekimdir. Avrupa daha tuvaleti bilmezken bakteriyoloji ve Viroloji üzerinde müthiş araştırmalar ve keşifler yapan Türk âlimdir. Tüberküloz, tüberkülin, şarbon, sığır vebası, kolera, gonokok, frengi gibi konularda önemli çalışmaları vardır.

Osman Nuri Bey, aynı zamanda Osmanlı döneminde ilk uzay romanını kaleme almıştır. Eserinin adı: “Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Varmıdır?”. Oysa biz çocukluğumuzda ve ülkemize tv’nin yeni yeni geldiği 1970’lerin başında, bu alanda “Uzay Yolu” adlı diziyi ve “Mr. Spock”ı iyi biliriz, çünkü bize Osman Nuri Bey değil, Mr. Spock öğretildi çocuk yaşlarımızda; öyle değilmi?

Önce kendimize, sonra da yeni nesillerimize doğruları öğretmek ve aslımıza dönmek ümidiyle!..

Yorumlar (3)
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Kaleminize sağlık Saygıdeğer Mnda dôndüğüne inanmayan büyük bir kitle yarattık bunuda hep birlikte oturup düşünmek lazım
ALİ YÖRÜR 3 yıl önce
HOCAM TAM YERİNDEN YAZMIŞINIZ BİRDE 57 İSLAM ÜLKESİ BİR AŞI BULAMADI MALESEF
Memun Sekin 3 yıl önce
Elinize kaleminize sağlık.Bu kadar kiymetli değerlerimiz varken,içinde bulunduğumuz durum ciddiyetle sorgulanmalıdır.
12
az bulutlu