banner4
29.01.2020, 10:22

LACİVERT GECELER…

Gecenin çıplak koynuna, boyunlarına bir denizci düğümü atılmış kuğular gibi düştü bedenlerimiz.

Altımıza döşek oldu toprak,  yeryüzünün tüm sakinlerini kıskandıracak derecede bir ateş, aşkla yanıp, kavruldu tenlerimiz.

Bir sesleniş, bir haykırış yoktu görünürde ama bir cambaz ipine dönüşmüştü ses tellerimiz.

Lacivert gecenin koynunda bir ben ve birde gri kurdun gölgesinde asaletle yol alan sen, ikimiz.

İsa’nın havarileri ile yediği son akşam yemeği kadar düşünceli ve sessiz.

Sen; uykuların uyanık şehvetli şairi, ben ölümlülere bir ses, birlikte yazılır ve okunurdu dizelerimiz.

Dizelerde bir uyum, bir uyum ki birlikte nakarat olurdu, kendimizden bile esirgediğimiz imgelerimiz.

Sen, aşka Halfeti’nin yalnız açan Siyah Gül’ü derdin, ben ise gül derenlerimiz.

Güller; lacivert gecelerde birlikte derilirdi, üstümüzde oynaşan yıldızlar ve mehtap, yanı başımızda mavi deniz.

Sen, bir şiir okurdun, sen, bir şiir olurdun, bilincin ve ruhun şiirlerden temiz.

Sonra gece kararırdı, uzakta bir ada ve birbirimize bir deniz feneri olmuş aydınlık gözlerimiz.

Gözlerinle konuşurdun tüm sıcak gecelerde, gözlerin konuşurdu, gözlerimizle varırdı birbirimize isteklerimiz.

Gözlerin bir ceylandan aşırma, gözlerin aşka, Tanrı’ya götüren kutsal bir iz.

Bir varlığın en yüce haliyle dolaşırken sarmaş-dolaş lacivert gecenin koynunda, dudaklarımızda kan izleri bırakmak için sabırsızlanıyordu dişlerimiz.

Kuyuya sarkıtılmış bir imdat halatı gibi sımsıkı, birbirine geçmiş ve düğümlenmiş ellerimiz.

Ellerin, bir kadın ellerinde sevilir, ellerin bileklerine özenle ekilmiş, açmaya hazır on filiz.

Dur durak bilmeden yürürdük gecenin sonuna, birbirine yapışık umut ve hayallerimiz.

Kurduğumuz hayaller dostluk, aşk ve sevgiye dair, Şems, Fuzuli ve çoban Anahis'di yol gösterici erenlerimiz.

Dostluk birlikteliğin en hazlı, en leziz yemeği derdin, aşkı yüceltir, sevgiyi karanfilli bir şerbet gibi içeriz.

İçtik o soğuk ve damağı yakan aşk şerbetlerinden, yolu sevgide geçenlerdeniz.

Yanmıştı aşkla asırlar kadar uzun bir süre bağır, biz sevdayı sabırla bekleyenleriz.

Her daim yüreğin en kutsal sesi, her daim içtikçe aşk şarabından, yükselenleriz.

Yükseklerde uçar kartal bakışlı bir yar, yükseklerde acıyı bal eyleyenlerdeniz.

Sırra kadem bastı, yok olup gitti, içimizde kalmadı ne bir sır ne de bir giz.

Rüyalar bilinenin sanki tekrarı, rüyalar bir gerçek, rüyalar bir masaldan,  gereksiz.

Gereksiz gerçek, gereksiz masal, bizler aşkın güzellikleriyiz.

Bildiğimiz tüm yaşamlar, bildiğimiz tüm gerçek, biz, madalyonun tersiyiz.

Suya hasret haliyle, dokundukça suya, Vecd halinde, kendinden geçmiş su sinekleriyiz.

Sinekleriyiz aşkın, nerede olsa arar buluruz, yüzyıl aç kalsak ta fani dünyada, konmayız çorak ruhlara yalnız yeşermiş aşk bahçelerinden besleniriz.

Gıdamız aşk ve sevgidir bizim lacivert gecelerde, geceyi parçalayıp orta yerinde, güneşe yolculuk edenlerdeniz.

Sabah olur, erer sona lacivert gece, dere kenarında apaçık iki aybeniz.

Sabahı karşılar martılar, sofra kurur aşka Halil İbrahim, bütün âşıklar orda, tam tekmil ve eksiksiz.

Bir tek kara benizliler yok, bir tek aşka saygısızlar, açmaz kanatlarını Anka kuşu kararmış kalplilere, söyledi bana, onlara karşı çok kızgın ve sevgisiz.

Lacivert gecelerde tattık aşkı ve sevdayı, unutulmaz bir tat dostlar, bilesiniz.

Verin selamınızı yolu aşktan geçenler, siz rahat olun, biz selamınızı iletiriz.

Bekleyin martılar, bekleyin Halil İbrahim’in sofrasının müdavimleri, biz bu lacivert gecelere sık sık geliriz.

Yusuf Akın/28.01.2020/İzmir

Yorumlar (2)
Feridun Güven 4 yıl önce
Tebrik ediyorum Yusuf Bey,Şiirleriniz ilham verici .Yazmaya teşvik eder nitelikte.Yüreğinize kalemine sağlık.
Kemal Müftüoğlu 4 yıl önce
Her şeyi bırakıp sadece şair olarak kalmanın herşeye yeteceği kadar muhteşem dizeler. Yüreğine emeğine sağlık değerli kardeşim.
12
az bulutlu