Son Dakika
banner1

Tıp sembolü asaya sarılı yılan sembolünün merkezi ’Çankırı’

Çankırı’da Selçuklular Döneminden kalma en önemli yapı olan ve halk arasında Taş Mescit olarak bilinen Cemaleddin Ferruh Şifahanesi ve Darülhadisinde bulunan iki adet yılan figürü, günümüzde tıp sembolü olarak kullanılıyor.

KÜLTÜR/SANAT 04.05.2020, 11:45 04.05.2020, 12:54
Tıp sembolü asaya sarılı yılan sembolünün merkezi ’Çankırı’

Çankırı’da Selçuklular Döneminden kalma en önemli yapı olan ve halk arasında Taş Mescit olarak bilinen Cemaleddin Ferruh Şifahanesi ve Darülhadisinde bulunan iki adet yılan figürü, günümüzde tıp sembolü olarak kullanılıyor.

Selçuklu emirlerinden Atabey Cemaleddin Ferruh tarafından Çankırı’da 1235 yılında Darülafiye (Darüşşifa) olarak kurulan ve 1242 yılında da bitişiğinde Darülhadis inşa edilmesiyle tamamlanan Taş Mescid, Anadolu’daki ilk Darülhadis olarak biliniyor. Halk arasında Taş Mescit olarak adlandırılan yapı, mimari özelliğinin yanı sıra üzerinde bulunan birbirine dolanan iki yılan tasviriyle tıp sembolüne kaynak olmasıyla da dikkat çekiyor. Şehre hakim yüksekçe bir bölgede yer alan yapı, uzun süre de mevlevihane olarak kullanıldı. Çankırı Karatekin Üniversitesi tarafından faaliyetleri sürdürülecek Taş Mescit, restorasyon çalışmaları yapılarak burada İslami İlimler Fakültesi bünyesinde Darül-Hadis, Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde ise Darüşşifa olarak kullanılacak. Yaklaşık 800 yıldır ayakta olan bu yapı, aynı zamanda bir bilim merkezi olarak da işlev görecek.

"DARÜŞŞİFALAR O DÖNEMDEKİ SALGIN HASTALIKLARI ARAŞTIRAN VE TEDAVİ EDEN HASTANE İŞLEVİ GÖRMEKTE"

Yapılan planlamalarla alakalı İHA muhabirine açıklamada bulunan Çankırı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özcan, "Üniversitemizin yönetiminde bulunan bu bina Selçuklular tarafından inşa edilmiş ve Darüşşifa üzerine gelişmiştir. Darüşşifa o yıllarda Anadolu’daki ilklerden birisi sayılabilir. Darüşşifalar bugünkü hastane karşılığından o dönemin sıkça karşılaşılan salgın hastalıkları bir takım görülen diğer hastalıkları tedavi noktasında hastane işlevi görmekte. Hemen 1235 yılında inşa edildikten sonra bu yerleşke üzerine Burası bildiğimiz kadarıyla Anadolu’da kurulan ilk Darülhadis ve bir süre sonrasında da Mevlevihane olarak tekke ve zaviyelerin kapatılmasına kadar işlevini sürdürüyor. Taş Mescid olarak adlandırılan bu bina üniversitemizin vakıflar tarafından yeniden restore edilip özellikle araştırma merkezi olarak kullanılmasına tahsis edildi. Bu araştırma merkezi tıp alanında, tarih alanında halk sağlığı salgın hastalıklar gibi konulardan araştırmaların yapılmasına tahsis edildi. Kuruluşuna uygun olarak Darülhadis canlandırılacak İslami İlimler Fakültemiz burada hadis ilimleri konusunda Türkiye’nin özgün ve merkezi bir yer olması için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.

"DARÜŞŞİFA’NIN VERDİĞİ İLHAMLA YENİDEN 800 YIL ÖNCEKİ POZİSYONUNA GETİRMEYE ÇALIŞACAĞIZ"

Taş Mescit bünyesinde bulunan Darüşşifa’nın o dönemde Anadolu’daki ilklerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Özcan, buranın yeniden canlandırılması için harekete geçildiğini kaydetti. Özcan, "13. yüzyılda Anadolu’da birçok şehrimizin mamur olduğunu ve şehirlerin içerisinde sağlık problemleri konusunda atalarımızın çok hassas davrandıklarını, bir ibadethane ve medreseyle beraber yakınlarında bir Darüşşifa da inşa ettiklerini görüyoruz. O dönem yöneticilerinin büyük bir çoğunluğu gelirlerini vakıflar üzerinden halk hizmetlerine adamışlardır. Üniversitemizde kuruluş amacına uygun bir şekilde bunu yeniden canlandırma niyetindedir ve bununla ilgili gerekli hazırlıklar yapılmış merkezlerimiz kurulmuş hem Çankırı’ya hem ülke geneline gezilebilecek, görülebilecek hem de bilgi üretilebilecek bir merkez olarak yeniden inşa edilerek faaliyetlerine devam edecektir. Son yıllarda üniversitemizin Sağlık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksel Okulu, Diş hekimliği gibi belki de Darüşşifa’nın verdiği ilhamla yeniden 800 yıl önceki pozisyonuna getirilmesi için bu sağlık alanındaki yükselişinin paralel bir gelişme olarak bu yerleşkenin alımı bizim için büyük bir imkandır" şeklinde konuştu.

"ÇANKIRI DARÜŞŞİFASI ÇİFT YILANIN İCAT EDENİ VE YAYICISIDIR"

Tıp alanında uluslararası bir sembol olarak kabul edilen birbirine dolanan iki yılan sembolünün icadı ve yayılmasının merkezi olarak görülen Çankırı Darüşşifası hakkında açıklamada bulunan Prof Dr. Özcan, "Bu Darüşşifa’nın önemli özelliklerinden biri de tıp alanında kullanılan çift yılanın buranın kitabesinde şu anda Çankırı Müzesi’nde bulunan bir sembol olarak ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir semboldür. Erken zamanlardan beri tıp olarak kullanılan çift yılan Çankırı’nın sembollerindendir. Bizim kanaatimiz bunun tıp alanında yansıdığı yönündedir. Yani Çankırı Darüşşifası bu sembolün icat edeni ve yayıcısı durumundadır" şeklinde konuştu.

(Hilmi Çelikel/İHA)

Yorumlar (0)
12
az bulutlu