banner4
02.05.2023, 05:12

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME İHTİYACI

İnsanlar hayat içerisinde belirli ihtiyaçlarda doyuma erdiklerinde, daha yüce bir amacın peşine düşebilirler. Bu durum “yüce gönüllülük, tam olgunluk, kamil insan olma, nirvanaya ulaşma” şeklinde de ifade edilen "kendini gerçekleştirme" zirvesidir.

Bu yaklaşımın öncüleri Maslow ve Rogers’tir. Bu insancıl psikologlara göre insan davranışlarını yöneten en önemli ihtiyaç güdüsü "Kendini Gerçekleştirme"dir. İnsancıl psikologlar beslenme, korunma, güvenlik, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçların önemini inkâr etmemekle birlikte, insanın insan olarak daha üst düzeyde bazı ihtiyaçları olduğunu, az sayıda insanın da bu kendini gerçekleştirme ihtiyacına yöneldiğini ileri sürmüşlerdir. Hümanist psikologlara göre sağlıklı insan, benliğini toplumsal otorite içinde eriten, yok eden, topluma pasif uyum gösteren insandan farklı olarak, kendi öz duygu ve ihtiyaçlarını doğrultusunda hareket eden, sahip olduğu karakterini gerçekleştirmeye çalışan, fakat bunu yaparken toplumla aşırı çatışma haline düşmeyen insandır. İnsan davranışlarını bilgi ve tecrübe ile yaşantı dünyasında geliştiren ve değiştiren, “kendini gerçekleştirme” ihtiyacıdır.

Rogers'a göre hayat gayesi, davranışları açıklamaya yeterli olan kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Kişi, geliştirici ve geriletici davranış yollarını ayırt etmedikçe kendini gerçekleştiremez. İyi seçim, iyi kötü hakkında bilgiye dayanır. Kişi bunu bilirse, iyiyi seçmeye yönelir.

 Abraham Maslow, temel ihtiyaçları karşılanmış birey, daha sonra kendisinde var olan bütün potansiyelleri açığa çıkaracak ve kendini gerçekleştirecektir, der. Maslow, ihtiyaçları en alttan en üst ihtiyaç  olarak “1-Fizyolojik ihtiyaçlar (biyolojik olarak yeme, içme, uyuma, cinsellik) ; 2-Güvenlik ihtiyacı (korunma, güvende ve rahatta olma) ; 3-Ait olma ve Sevgi ihtiyacı (aile bağları, çevre, arkadaşlık) ; 4- Saygınlık ihtiyacı (statü edinme, unvan, makam, şöhret ) ve 5- Kendini gerçekleştirme ihtiyacı” şeklinde sıralar.

Jung'a göre biyolojik ihtiyaçlar, hayatın gençlik yıllarında önemli ise de, yerlerini zamanla manevi doyuma bırakırlar. O insanın artık yüksek düzeyde amaçları vardır. Kişilik, devamlı gelişme eğiliminde olur. Rank, bireyin kendisini koruyan aileden, yaşamını kolaylaştıran çevresinden kopup bağımsızlığını kendinin kazanması gerekliliğine, vurgu yapar. Çünkü bağımsız olmanın sağladığı manevi zevkler vardır. Fakat bunun sebep olacağı güçlükler de gözardı edilmemelidir. Birey ancak güvenlik ihtiyacı, saygın olma gibi hazları bırakırsa, kendini gerçekleştirme yolunda ilerler ve gerçek bir insan olma kimliği kazanır. Bu yüzden ona göre, iradesine hakim insan, kendini gerçekleştiren insandır.

Kendini gerçekleştiren kimselerin en belirgin özellikleri genel olarak şunlardır:

• Gerçeği olduğu gibi algılamada daha etkindir: İnsanların yüzeysel, sahte ve dürüst olmayan yanlarını teşhis edebilmeleridir. Kendini gerçekleştirenlerin, yaptıkları değerlendirmeler doğrudur; gözlemlediklerine dayanarak ortaya koydukları tahminler isabetlidir. Çünkü yaptıkları bu sezgisel görüşlerde hırslarının, heyecanlarının, korkularının, kişisel iyimserlik veya kötümserliklerinin daha az etkisi vardır. Kendini gerçekleştirenler entelektüel, araştırmacı karakterdedir. Bu özelliklerini zihinsel güçlerden alırlar. Bilinmeyen durumlar onlar için korkutucu değildir. Onlar, toplumun yaygın kullandığı kavramların, metaforların, beklentilerin ve basmakalıp ifadelerin ötesinde gerçekle/hakikatle ilgilenirler. Kendi isteklerini, beklentilerini, korkularını algılamaktan çok gerçek ne ise onu algılarlar ve değiştirmek için çaba gösterirler.

• Kendilerini, başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul ederler: Kendini gerçekleştiren insan, iyi ve kötü yanlarıyla kendisini, diğer insanları olduğu gibi kabul eder. İnsan doğasını algılamak istedikleri gibi değil, olduğu gibi görür. Başkalarına karşı herhangi bir önyargı ve olumsuz tutumları yoktur. Kendileri sahte davranış göstermedikleri gibi başkalarının sahte davranmasından da hoşlanmazlar. Onların kendini kabul şekilleri, istekleri ve ilgileri samimidir. Kendilerini savunma ya da başkalarınca suçlanma ve eleştirilme endişesi yaşamazlar. Kendilerini mükemmel ve hatasız göstermek için bahaneleri yoktur. Kendilerini haklı göstermek için ikiyüzlü, aldatıcı ve sahte tavır ve davranışlar da göstermezler. Gösteriş yaparak ve başka şekilde görünme adına yapmacıkta bulunan insanlardan ve ikiyüzlü, hilekâr ve sahte ifadelerinden uzak dururlar.

• Problem çözücüdürler: Kendini gerçekleştirenler genelde kendileri yerine, kendilerinin dışındaki problemler üzerine odaklanırlar. Bu tür insanların hayatta her zaman kendilerinin dışındakilerin problemi ile ilgilenmek gibi bir görevleri, tamamlamaları gereken ödevleri, yapmaları gereken işleri vardır ve zamanlarını buna harcarlar. Onlar bu davranışları toplumsal sorumluluk adına yaparlar. Bu görevler, kişisel ve bencil olmayan, genel olarak insanlığın yararına olan türdendir. Onlar insanlığı derinden etkileyen ahlaki ve felsefi konularla çok güçlü şekilde ilgilenirler.

• Bağımsız, tarafsızlık ve yalnızdırlar: Kendini gerçekleştiren insanlar, rahatsızlık duymadan ve zarar görmeden yalnız kalabilirler. Sosyal ilişkilerde bu yalnızlık, normal kişiler tarafından ‘soğukluk, kendini beğenme, başkalarını küçük görme, duygusuzluk, arkadaşlık duygularından yoksunluk ve hatta düşmanca davranma’ gibi yorumlanabilir. Kendini gerçekleştiren insan, başkasının onu idare etmesine gereksinim duymaz. Kendi kararlarını bağımsız olarak kendisi verir ve bunun sorumluluğuna katlanır. Özgürlüğe normal insanlardan daha fazla önem verir. İnsan onurunu zedeleyen durumlarda bile asaletlerini korurlar. Zihinlerinde kalıplar değil, her zaman değişebilen esnek bir yapılar vardır. Başkalarına bağlı olmak gibi bir özellikleri yoktur. Bağımsız ve tarafsız düşünme yeteneğine sahiptirler. Kendi gelişimleri, büyümeleri, zihin güçleri, yetenekleri, deneyimleri ve manevi öz kaynakları asıl dayanaklarıdır.

• Mistik ve sezgisel deneyimleri ve zirve yaşantıları vardır: Zirve yaşantılar, kendini gerçekleştiren insanlar için olağan bir durumdur. Bu anlarda sıra dışı bir güç, çok önemli ve değerli bir şeyin gerçekleşmesini hissetme gibi durumlar olur. Bu zirve yaşantıların etkilerini günlük hayatlarına aktarılırlar. Zirveye çıkan, kendini gerçekleştiren kişiler, daha çok iç dünyalarına yönelmiş Rönesansçılardır; müzik, şiir, sanat, estetik, felsefe, din, gibi alanlarda bilinenin ötesine geçerler. Zirveye çıkamayan kendini gerçekleştiren kişiler de vardır, onlar toplum içinde önemli başarılara imza atan reformculardır.  

• İnsanlıkla özdeşim kurarlar: Kendini gerçekleştiren kişi, diğer insanlara öfkelenme, onlara tahammül edememe yerine, insanlara karşı derin bir özdeşleşme, sempati ve duygu paylaşımı hissederler. İnsanlardan nefret ederek uzaklaşmak yerine, onları severek, onlara yakınlık gösterirler. Tüm insanları aynı ailenin bireyleri olarak görürler; bu yüzden insanlara yardım etmeye çalışırlar. Kendini gerçekleştirenler, ailenin bireyleri arasında, zayıf hatta yaramazlar bulunduğu kabul edilir ama onları anlamaya çalışır, yargılamaz ve ötekileştirmez.

• İnsanlarla etkili iletişim kurarlar: Kendini gerçekleştiren insanlar, diğer yetişkin insanlara göre daha derinden, samimi ve içten kişisel ilişkilere sahiptir. İnsanlarla bütünleşebilir ve onları karşılıksız sevebilirler; insanlara karşı ayrımcı tavırları olmaz. Kendini gerçekleştiren insan, kişisel ilişki kurarken seçicidir, bu yüzden arkadaş çevresi dar olur. Özellikle riyakâr, gösterişçi, kibirli, kendini büyük gören kişilere karşı doğru sözlerini sakınmazlar. Böyle insanlara acımak gerektiğini, onların derin bir mutsuzluk çektiklerini, hücum etmek yerine, anlayış göstermenin daha doğru olacağını düşünürler. Tepkileri gerçekçidir, hak edenlere hak ettiği gibi davranırlar.

• Demokratik karaktere sahiptirler: Kendini gerçekleştiren insanlar tam anlamıyla demokrat kişilerdir. Herhangi bir sınıf, eğitim seviyesi, siyasal görüş, ırk, millet farkı gözetmeksizin karakterini iyi buldukları bütün insanlara dostça davranırlar. Kendilerinden öğrenilecek bilgileri olan herkesten bir şeyler öğrenmeyi umarlar. Bu öğrenmeden gurur yaparak kaçmazlar. Her insana, kötülüklerinden sakınmak şartıyla, insan oldukları için saygı gösterirler.

• Araç ile amaç ve iyi ile kötü arasındaki ayırımı iyi yaparlar: Yaşantılarında, doğru ve yanlışları ayırt etmede güçlük yaşamazlar. Ortalama insanın etik/ahlak meseleleri karşısında gösterdikleri tutarsızlıkları ve çelişkileri nadir olarak yaşarlar. Kendini gerçekleştirenlerin güçlü etik ve kararlı ahlaki standartları vardır. Doğru olanı yaparlar, yanlış olanı ise yapmazlar. Sahip oldukları doğru, iyi ve güzel anlayışları, toplumun yaygın inanç ve anlayışlarına uymayabilir. Çoğu kişinin geçim ve zenginleşme yeri olarak gördüğü meslekler, unvanlar ve sosyal statüler, kendini gerçekleştiren insan için başlı başına insanlığa hizmet için araçtır.

• Belirli bir kültürün kalıpları içerisinde olmama: Kendini gerçekleştiren insanlar belirli bir kültürün kimliğine bürünme ve bu kültürü bütünüyle benimseme konusunda pek uyumlu değildirler. İçinde yaşadıkları kültüre çeşitli şekillerde uyum gösterebilirler ancak bu kültürün kendini kabul ettirmesine, onları yoğurup biçimlendirmesine, onları içinde eritmesine karşıdırlar. Kendini gerçekleştirenler, kültürün sebep olduğu haksızlıklara ve zulme karşı olduklarından yerel kültürlerle araları pek barışık değildir.

Not: Sosyal Psikoloji kavramları üzerinden, öğrenme ihtiyacı doğrultunda, çeşitli eğitici kaynaklardan derlenerek iş bu yazı oluşturulmuştur.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu