banner4
15.07.2022, 10:05

KENDİNE YENİLEN, NEYİ YENEBİLİR Kİ?

Şüphesiz dünya beni aldattı. Kendini bana süslü gösterdi. Hevâ ve heveslerle beni kuşattı. Uzun emelleri bana iyi ve güzel gösterdi. Davranışlarımı düzeltmek varken, amellerimi kötüleştirdi. Ağlanacak halim varken, dünyada beni güldürdü ve eğlendirdi.

Tüm bunları dünya mı yaptı yoksa nefsim mi dünyaya taptı? Kendine yenilen ben değil miydim? Dünyanın suçu neydi ki!

Yarın ahir ömürde beni koruyacak iyi amelleri işlemek varken, dünyanın geçici oluşuna gözlerim kapandı! Oysa dünya, ahretin tarlası olabilirdi...

Şüphesiz ki her gündüz ardından gelen gece vakti, bitecek olan tüm ömürlerin habercisi değil mi? Verilen ömür ise geçici…

Öyleyse insan kendine sıkça nasihat etmeli!

Görüyorsun ki bedenin eskisi kadar güçlü ve kuvvetli değil. Kolların ve ayakların her gün yorgun düşmekte; saçların ve sakalın ağarmakta; gözlerin yeterince görmez oldu artık…

Tüm bunlar ibret alman için yeterli değil mi? Sana göç gününün habercisi değiller mi?

Ölümü düşünmemek ve ona karşı gafil kalmak da neyin nesi? Gaflet perdesini üzerine çekerek daha nereye kadar böyle gidebilirsin ki? “Ölüm gelmeden önce, ölünüz” sırrını neden görmezsin ki!

Evet, ölüm günü insana gizli, dünyadaki arzular ise aldatıcı ve geçici… Günahlar, şu fani ömürde insanın üstüne kalacak olanlardır.

Öyleyse kendini bu dünyanın süslü aldatıcığından korumaya çalışmalısın!

Dile ki Rabbinden, dünya yaşantında senden hoşnut olsun da hiçbir nimetle başını döndürecek kadar seni azdırmasın, seni korusun da samimi kulluktan alıkoymasın, ölümden sonra pişmanlık duyacak işlerin yüzünden seni ahrette yüzüstü bırakmasın…

Yorumlar (0)
12
az bulutlu