banner4
09.11.2021, 11:31

Karnı Acıkanın Dili Uzun Olur

Mide her canlıda aynı vazifeyi görür. Tüm organizmayı besleme kaynağıdır. Beyin ise çoğu canlıda görecelidir, kapsamı ve işlevi değişiktir. Bu her iki organ tam olarak görevini yapınca insanın tam ve sağlıklı olduğu kabul edilir. Evet her iki organ insanda dönüşümlü olarak görevlerini dengeli bir şekilde yaptığı oranda insan sağlıklı insandır. Bu denge insanın olmazsa olmazıdır.

Bu iki başat organ tüm organizmaya sahip çıkarak diğer organlarının tek tek görevlerini yapmalarını düzenler ve korur. Midenin beslemediği bir organizma ayakta duracak mecali kalamaz. Beynin koordine etmediği bir organizmayı da kimse ayakta tutamaz. Halkımız; “Karnı acıkanın dili uzun olur” der. Yani birey acıkınca tüm taleplerini erteleyerek karnına (midesine) bir şeyler koymaya çalışır.

Eğer yanılmıyor isek; devlet ve iktidar da böyle bir şeydir… Vatandaşın yaşamındaki beyni devleti, midesi iktidarıdır. Toplumsal hafızamızı ellerinde tutan partiler iktidarlarıyla bir süre kitleleri oyalayarak yönetebilirler. İdeolojik marjinaller hariç toplum olur olmaz konuşmaz. İyi bir izleyicidir. Genelde sivil toplumsal öncüleri vasıtasıyla konuşur. Can ve mal güvenlikleri şu ya da bu şekilde tehlikeye girmeye başlar ise, midesinin pahallıya doyduğunu his eder ise, homurdanmaya ve giderek tüm korkularını bir yana bırakarak kitlesel konuşmaya başlar. Dünyada olduğu kadar ülkemizde de insan sağlığının öne çıktığı dönemsel bir toplumsal travma yaşanıyor.

Ölüm işte ötesi var mı diye soranlara yine tüm dünya insanları aynı mantalitede yanıt veriyor. Can önemli ve alınan önlemlere çoğu vatandaş devleti haklı görüyorken, sanki ülkede işler bir başka türlü manipüle edilerek profesyonelce sarpa sardırılıyor. Son zamanlarda halk yerel ürünlerde de artan fiyatlar karşısında afallar oldu. ”Can boğazdan gelir ama beslenemiyoruz” demeye başladı. Pazardan mutfağa sıçrayan son enflasyonist görüntüler halkı her şeyi unutma aşamasına getirdi. Bugün halkın kahır ekseriyetinin mutfakta zorlandığı kabul edilir oldu. Mutfağa sıçrayan bu yangını ilk gören ve seslendiren ev kadınlarıdır.

Bizim toplumda hâlâ en son konuşan kadındır deriz ama ilk şeyleri çoğu kez onlardan duyarız. Çünkü pazara giden, mutfakta olup bitenin maliyetini yaşayan, etkilenen genellikle onlardır. Çarşı pazardaki pahalılığın ilk şikâyetini evin hanımı evin beyine yapar. Bir süre susar verilen Pazar parasına itiraz etmez. Pazar çantasındakiler azaldıkça sızlanması konuşmaya dönüşür ve eğer kadın bir konuda konuşmaya başlamışsa istediğini yaptırmadan susmayan direniş abidesidir. Eğer mutfakta yangın başlamışsa tüm iktidarların celladı kadınlardır, diyebiliriz. Bu celladeyi yetiştiren ve iktidarların karşısına koyan ortamın anahtarı mutfakta yaşayan kadınların elindedir. Son dönemde orman yangınları gibi mutfaktaki yangınlarını da harlandırılarak kabzımal ve gıda spekülatörlerini birer fail-i meçhul canavara dönüşmesinin önlemini bu iktidar da almalı…Şüphesiz mutfaktan iktidara doğru yayılan bu yangını iktidardan başka kimse söndüremez ve durduramaz. İktidarın bu yangını söndürme olanakları elbette var.

Siyaset ve toplum yaşamında şu iyi bilinir; savaşa girip mağlup olan bir devletin iktidarının iktidarda kaldığı görülmüştür. Ama demokratik ülkelerde mutfak savaşında mağlup olan bir iktidarın iktidarda kaldığı görülmemiştir. Hukuki yaşamın kimi hakları ertelenebilir, ama vatandaşın mutfağındaki asgari yaşam şartı tehlikeye giriyorsa bu ertelenemez. Hele kadınlar mutfağın penceresinden bağırmaya başlamışlarsa o ülke iktidarının hiçbir yetkilisi oturduğu koltukta rahatım diyemez…İktidar kolları sıvarsa hâlâ bu yangını söndürür ama soğutabilir mi?

Mutfaktaki yangını söndürmekten iktidar, yangını soğutmaktan hepimiz sorumluyuz…

Sahi, yazımızın başlığı neydi?

Karnı acıkanın dili sivri olur!

Diğer toplumsal beklentiler kadar, mutfağın da sokağa ve sandığa yansımamasını ancak iktidar önleyebilir…

Bu iktidarın önünde iki şey ertelense de, yok sayılsa da duruyor, duracak;

Kürd demokratik hakları ve ekmek…

Benden şimdilik bu kadar…

Yorumlar (0)
12
az bulutlu