banner4
01.02.2021, 16:38

        Karantina!

                                          

Günlük siyasete gönderme yaptığım son yazılarımdan birinde demiştim ki;

“Siyaseten ne yazsam boş, bunun geçte olsa farkına vardım!”

Şuna inandım artık; bu ülkede akıl ve zihin sağlığını korumak için TV’lerdeki siyasi tartışma programlarını izlemeyecek ve her türlü günlük siyasi mülahazalardan da mümkün olduğunca uzak duracaksın!

Siyasetçiden, siyasetten ve bunların konuşulduğu televizyon programlarından uzak kalmak huzuru bulmak için şart bu ülkede!

Maalesef herkesin derdi güç elde etmek olunca; “sağcısının/solcusunun” siyaset eliyle yapıp ettikleri hep aynı kapıya çıkıyor!

İş yerimizde, ev sohbetlerinde, bulunduğumuz herhangi bir ortamda, sosyal medyanın her alanında siyasetten başka bir şey konuşamaz hale geldik.

Böyle olunca da hayatın hem maddi hem de manevi boyutundaki birçok güzelliğini kaçırır olduk.

En azından kendimizi zorlayarak ta olsa bir süreliğine siyasetten ve siyasi kavgalardan uzak kalmak akıl sağlığımızı korumak için şart olmuştur!

Bu toplumun büyük bir bölümünün hepimizin aslında gördüğü ama dillendirmekten maalesef korktuğu bir şekilde;

Dürüst, erdem sahibi siyasetçileri desteklemediğini!

Allah’ın son kitabını doğru dürüst anlamayan “kaba softa” hocaların peşinden gittiğini!

Kitap okumadığını ama her gün sosyal medyada “kitabı” şeyler paylaştığını!

Duymak istediklerini söyleyenlerle “çıkar üzerine kurulan” arkadaşlıklar ettiğini!

Yanlışlarını söyleyen, dün en yakınında olan dostunu “menfaatinden dolayı” dışladığını!

Haksızlıkları görmesine rağmen, “sorgulamadan” kaçarak her şeyi kabul etme eğiliminde olduğunu!

Ve maalesef; menfaatlerinin istikametindeki “kabullerini!” kendi tercihiymiş gibi yaşadığını üzülerek görüyor ve biliyoruz!

Onun için bakış açımız “insan merkezli” ama yukardaki bahsettiğim yaşanılan gerçek durumları göz ardı etmeden çevremizle ilişki kurmamız doğru olur düşüncesindeyim.

Elbette bu ülkede yaşayanlar olarak hepimizin mutlaka söyleyecek çok şeyi var buna inanıyorum. Ama asıl mesele, neyi nasıl söylediğimizden ziyade nasıl yaşadığımızla ilgili olduğunu bir türlü anlamıyor olmamızdır da.

Ülkenin meseleleriyle ne kadar ilgiliysek ve kendimizi hangi tarafta konuşlandırmışsak, yazılan ve konuşulan konular haliyle daha çok ilgimizi çekmektedir.

Bütün bunlara birde magazin, spor ve onlarca tv dizisi eklenince “istikamet” bulmakta zorlanan şuursuz bir insan kalabalığıyla karşı karşıya kalıyoruz.

Haksızlıkta etmek istemem tabii.

Özellikle son bir yıldır yaşadığımız onca sorun insanın keyifsizliğini de tetiklemiyor değil.

Buna rağmen hayatında “dürüst ve erdemli” bir yol haritası oluşturan insan mutlu olmayı becerebilir diye inanıyorum.

Aksi durum söz konusu olunca, sadece kendisi mutsuz olmakla kalmıyor insan, çevresindeki bütün huzursuzluğunda kaynağını olabiliyor.

Hayatın her alanındaki “masum ve asil davranışları”, gayesi sadece daha çok kazanmak olan açgözlü ticaretçi gibi  “siyasetin içine çeken” ve onun “masumiyetine ve samimiyetine” halel getiren siyasi anlayıştan bıkıp usananlaradır benim yazıp söylediklerim!

Her düşüncedeki siyasetçinin(iktidar, muhalefet ayrımı yapmadan) ve ona biat etmiş yazarçizer, bürokrat ve iş adamının yürüdüğü ve maalesef  “çıkar ilişkisinin “ olduğu bu “onursuz yolda” yürümeyen insan, “kişiliğini” terbiye etmiş insandır.

Bu insanlar azda olsa vardır ve iyi ki de varlar.

Yazıda anlatmaya çalıştığım bütün olumsuzluklar gözümüzün önünde hayat buluyor!

Ve maalesef insan bu olumsuzlukları bertaraf edecek bir dünyayı kuramadı bugüne kadar ve bu gidişle de kuramayacaktır da.

Yine de bütün bu olumsuzluklara rağmen; kendi eksikliklerini başkalarından daha iyi görüp bilene ve hangi yaşta olursa olsun yaşadığı çevredeki “hakikatleri kavrayanlara” ne mutlu.

Son olarak şu tavsiye ile yazımı bitirmek isterim.

Kabul etmeliyiz ki; millet olarak sahip olduğumuz her değerimiz erozyona uğradı ve yozlaştı.

Az sayıda da olsa iyi insanların dışındaki siyasetçilere, televizyonların kadrolu ve “taraflı elemanlarının” katıldığı her türlü programlara, çevremizde bulunan kişiliğini terbiye edememiş insanlara gönül dünyamızda “karantina” uygulamak ruh sağlığımız için elzemdir diye düşünmekteyim!

Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…

Yorumlar (2)
Kadir Kara 3 yıl önce
Ayni kafadayiz.Güzel izah etmişsin.eli e kalemine yüreğine sağlik
Alparslan 3 yıl önce
Al benden de o kadar dostum
12
az bulutlu