KAPATIN KENDİNİZİ

Hem fiziki ve hem de akıl sağlığınızdan olmamak, geriye kalan yaşama dair birkaç sağlıklı adım atmak mı istiyorsunuz? Kapatın kendinizi Corona virüs hakkında ki her yazı, çizi, söylem, öğreti, uyarı ve benzeri çağrılara.

Yazılmadık, çizilmedik, söylenmedik ne kaldı? Hangi uyarı ve ikazdan yana doğru ya da yanlış bir parça da olsa bilgi sahibi değiliz? Yeterince ve hatta fazlasınca bilgi sahibiyiz ve dolayısıyla bundan sonra ki herkes ve her şey için kendinizi steril bir alana çekin.

Steril bir alana çekin derken, hem enfekte olmamak ve hem de tıbbi uyarı yapıyoruz adı altında psikolojinize havadan, karadan, denizden ve bilumum cepheden savaş açmış herkese karşın steril bir alana çekilin uyarısı yapmaktayım.

Herkes paranoya bir psikoloji halinde kimden, nereden ve ne zaman virüs bulaşacak ve bulaşım sonrası halim, geçireceğim evre ve nihai akibetim nasıl olacak soruları gırla giderken, ayakta kalınsa dahi yerle yeksan olmuş bir psikoloji ile başbaşa kalacağız.

Sakin ve soğukkanlı olalım

Hepten duyarsızlık, boşvermişlik ve lakayt bir tutumdan da bahsetmiyorum tabi ki. Dozunda bir dikkat, miktarınca bir ihtiyat ve olması gerektiğince temizlik ve hepsi bu kadar. Evimizin birkaç odasını yiyecek deposuna, banyo, kiler ve mutfaklarımızın önemli bir bölümünü tıbbi araç, gereç ve kimyasallara ayırmak gibi akla zarar ve hatta aptalımsı girişimler, sürecin bitiminden sonra önemli izler bırakacağı asla göz ardı edilmemelidir.

Dikkat ederseniz bütün dünya ve liderleri ‘’ savaş ‘’ kavramını kullanarak adeta soğukkanlı, bilinçli, dikkatli, dingin ve tefekkür odaklı adımlar atmamız ve kararlar vermemizi temelinden sabote etmekteler.

Bizleri, virüsün vuracağı ve vereceği yıkımın çok daha ötesinde vurdukları, yıktıkları; vurmak ve yıkmak istedikleri gerçeğini de, kaale almak ve üzerinde düşünmek isteyenler için ayrı ama anlamlı bir yere not ediyorum.

Bu minvalde birkaç yazı daha kaleme aldım ve durumun dikkat ve vahamet sınırlarını ortaya koymaya çalıştım. Hep ihtiyatlı olmanın, soğukkanlı kalmanın, olayı mecrasından çıkarıp bambaşka boyutlara taşımanın hem fert hem millet ve hem de devlet bazında sonra ki süreçlerde çok daha ciddi sonuçlar doğuracağına özellikle dikkat çektim.

Kimi yerlerde alınması gereken tedbir mekanizmalarında ki gecikmişliğin ve kimi yerlerde ki erkenciliğin; kimi işlerde ki hazır kıta bekleyişlerin, kimi yerlerde ki uzmanlığın, kimi yerlerde ki tıkır tıkır işleyişin, adeta, bütün bunların daha evvelinden hazırlanmışlık düşüncesine kapı aralarken, tüylerimin diken diken olmasına da sebebiyet vermektedir.

Bütün bu olanların ve ileriki süreçte olacak ve yaşanılacakların spontan olduğuna, bir kurgu, plan, program ve provadan bağımsız olduğuna dair kimselerin beni ikna etmesinin imkansızlığına da ayrıca vurgu yapmak istiyorum.

Evet, şeytana avukatlık yapmayı seve seve üstlenmiş ve bundan yana iç sızısı duymak bir kenara, son derece bilinçli yapıyor olmanın altında ibadet şuurumun canlı olmasının da önemli bir gerekçe olduğunu söylemek istiyorum.

Bir an için ortaya koyduğum bütün bu öngörülerin temelsiz, desteksiz, ayakları yere basmaz söylemler olduğunu, olabilme olasılığının dahi olmadığını varsaymış olsanız dahi ihtiyatlı, soğukkanlı olmanın, psikolojinizi bu denli zorlayıp tahribatlara sebebiyet vermenin de iler tutar bir davranış olmadığına sizlerin de destek vereceği kanısındayım.

Lakin !

Bütün bu ortaya koyduğum savların gerçek olduğuna dair bir ihtimal verecek olursanız şayet, kendinizi alabildiğince steril bir ortam da tutmanızın sizlere neler kazandıracağını da görmekten yana zorlanmayacaksınız…