banner4
21.10.2019, 13:23

KADIN VE ÖLÜM

O, sessiz bir gecenin tılsımlı baharı gibiydi.

Yaşamın kendisine emrettiği tüm duyguları arkasında toplamış ve öylece yaşamıştı.

Ruhunda sakladığı endişe, gözlerinin can alan bakışlarında gizlenmişti.

Korkuyordu.

Çünkü karanlığın en derin noktasından bakmıştı hayata.

Şiddetin her şekliyle mücadele etmişti.

Yaşadığı coğrafya ölüm kusuyordu ona.

Hemen hemen her gün bir başka kadın katlediliyor ve bu vahşete hiç kimse ses çıkarmıyordu.

Çünkü kendisine kadın denilmişti bir kere.

Ezilmek, dışlanmak, dövülmek, öldürülmek hak sayılıyordu.

Kendisini, inancı dışında koruyacak bir sermayesi kalmamıştı.

Acının her türlüsünü tatmış ve ölüm duygusunu aşmıştı.

Kendisinden önce katledilen yüzlerce kadından biriydi sadece.

Emineydi adı.

Adının manasını yaşamına bağışlamıştı.

Bir bulut gibi, güneşin isyan eden kızgınlığı içinde dağılıp gitti.

Anne lütfen ölme! diyen bir haykırışın hüzün kokan resmiydi.

Ömrünün en güzel seherinde, kendisine eş olan kocası tarafından kızının gözleri önünde katledildi.

Ama ölüm ona hiç yakışmadı.

Tıpkı katledilen diğer kadınlar gibi.

Ve koca bir toplum onu koruyamadı.

Kadını korumayan bir hukuk, neye yarar ki?

Kadınlarınserzenişine cevap olmayan bir toplum,hangi vicdanla yaşar?
 

Ölmek istemiyorum diye haykıran bir kadını katleden koca, hangi aşkın tarafı olur?

Annesinin katledilişini izleyen o gencecik kız çocuğunun hayalleri ve istekleri, ne vakit renk alır?

Pişmanım diyen bir gözle hâkime yalvarmak dışında, hangi karakter tutar ki omuzumuzdan?

Kadınlar, bir toplumun nefes almasını sağlayan en birincil varlıktır.

Ama bu coğrafyada kadın, ne yazık ki celladına gülümseyen bir kurbandır.

Biz hepimiz, büyüyerek ilerleyen bir vahşetin sanıklarıyız.

Sadece Emine Bulut cinayetinde değil, katledilen diğer kadınların hikâyelerinde de öyle ya da böyle vebalimiz var.

Çünkü gücümüz, bizim zavallılığımız.

Ne sevgimiz dürüst bizim,  ne aşkımız sağlam, ne de vicdanımız doğru.

Düşünün ki bir kadının katledilişi bir haber kanalında gündem bile olamıyor.

Bir kadının katledilişi bir haber kanalında gündem yapılmayacaksa eğer o haber kanalı neye yarar?

Bunu sağlayamadıktan sonra haberciliğin ve haber yapmanın ne anlamı kalır.

Yaşamın en değerli varlığını koruyamadıktan sonra şiir yazmak niye.

Âşıkolmak, sevmek vesevilmek niye.

Yetmedi mi kadın katliamları?

Utanmıyor muyuz gerçekten?

Nerede İslam âlimleri?

Üniversitelerin koca hukuk profesörleri neredeler.

Sadece Eylül ayında resmi rakamlarla 50 den fazla kadın katledildi.

Kanun koyucu irade nerededir.

Her gün haber kanallarında boy gösteren gazeteciler, hangi zaman, ne şekilde haykırdınız bu katliamları.

Biz, kadının ne şekilde korunacağını dahi bilememişkenve bilme meziyetine erişememişbir hukuka ve topluma sahipken, hangi özgürlük ve demokrasi anlayışını geleceğe taşıyacağız.

Ömürlerinin en güzel perdelerini kapattık kadınların.

Eril vahşeti böylesine ağır yaşanırken, biz, neye ve kime inanıyoruz.

Ama diye söze başlayıp, bu vahşetlere gerekçe bulmaya çalışan her insan, bu katliamların da suç ortağıdır.

Tıpkı koca bir toplumun bu vahşetlere susması gibi.

Suçluyuz ve onlara karanlıktan başka bir şey sunamıyoruz.

Ölüm,kadınlara sunduğumuz tek aşkımız.

Bu kadar aciziz işte.

Yorumlar (10)
melehat 5 yıl önce
ve yine harika bir yorum,tebrikler
Nazlı 5 yıl önce
Dost emeği kalemine sağlık abiciğim.
Akif ışık 5 yıl önce
Kaleminize sağlık üstadım
Emir 5 yıl önce
Kalemine sağlık abicim
Sevda yakıcı 5 yıl önce
Emeğine sağlık
Sevda yakıcı 5 yıl önce
Emeğine sağlık
Merve 5 yıl önce
Yaşanmış bir olay tüm gerçekleriyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir, tebrikler
M.Salih 5 yıl önce
Saygıdeğer kardeşim yüreğine kalemine sağlık ,kadınlara sunulan aşkın ölüm olduğu bir yaşam ancak bu kadar veciz anlatılabilir
Bütün Yorumları Görmek İçin Tıklayın
12
az bulutlu