banner4
29.11.2023, 09:32

İNGİLİZ CASUS MUSTAFA SAGİR

1877'de Hindistan’da dünyaya gelmiştir.

Bu yıllarda İngilizler, Hindistan'ı her anlamda sömürmektedirler. 

Böyle bir dönemde henüz çocuk yaştaki Mustafa Sagir da zekası fark edilince başka çocuklarla birlikte "eğitim için” daha doğrusu “özel olarak yetiştirilmek için” İngiltere’ye götürülür. 

Bütün eğitimini burada alan Mustafa, Oxford'dan mezun olur. ingilizce, Türkçe, Farsça, Arapça, Almanca ve Hintce’yi çok iyi derecede öğrenmiştir. 

Mustafa Sagir artık görünürde bir memur, görünmeyende iyi yetiştirilmiş bir ingiliz casusudur. 

Türkler ile ilk teması birinci dünya savaşı yıllarında gerçekleşir; amacı Türk-Alman ittifakı hakkında bilgiler edinip ingiltere'ye ulaştırmaktır. Bu görevde iken Seyit Ali takma ismini kullanır. 

Birinci Dünya Savaşı sonrasında, İstanbul'a çağrılır ve kuvâ-yi milliyecilerin içine sızması, fırsatını bulur bulmaz da Mustafa Kemal'i öldürmesi talimatı verilir. 

Evvelâ kendisini bir araştırmacı olarak gösterip Şehzade Abdülmecid efendi ile dostluk kurar. Abdülmecid Efendi esasında milli mücadeleyi desteklemektedir. Mustafa Sagir bu bilgiyi derhal ingilizlere ulaştırınca İngilizlerin baskısıyla padişah Vahdettin, Abdülmecid Efendi'yi hapsettirir.

Mustafa Sagir, 1921 yılında istanbul'da Türk-Hint uhuvvet-i islâmiye cemiyeti'ni kurar ve milli mücadele taraftarı görünür, hatta İngilizler, onu defalarca gözaltına alırlar, elbette bu sadece göz boyamadır, hatta kendisinin casus olduğunu bilmeyen bir ingiliz askeri Mustafa Sagir’ı dövdüğü için sürgüne gönderilir.

Artık iyice güven kazanan Mustafa Sagir, kuvâ-yi milliyecilerin haberleşme teşkilatı olan karakol cemiyeti'ne girer ve tüm isimleri İngilizlere bildirir. Onun verdiği bilgilerle Ali Fethi Okyar'dan Hacı Mehmet Paşa'ya kadar milli mücadelenin istanbul'daki en önemli isimleri İngilizler tarafından Malta'ya sürülür. 

İstanbul'da baskı altında olduğunu söyleyen Mustafa Sagir, Ankara'ya gelir. Burada Mustafa Kemal ile görüştürülür. Görüşme bittikten sonra İngilizlere görüşmenin çok iyi geçtiğini anlatan bir mektup yazar. Hâlbuki görüşme biter bitmez Mustafa Kemal yanındakilere "bu adam casus, izlemeye alın!" diye emir verir.

Ankara'da şair Mehmet Akif Ersoy ile dost olur. Mustafa Sagir ve hatta Taceddin dergâhı'nda şairle birlikte kalmaya başlar. Hindistan'da kalabalık bir aileye sahip olduğunu ve bu nedenle çok mektubu geleceğini söyler. Bu şekilde Mehmet Akif’in evinin adresini kendi adresi olarak göstermiş ve mektupların buraya gelmesini sağlamıştır. 

Mehmet Akif, sürekli gelip giden mektuplardan şüphelenir ve bir gün mektuplardan birini açar. Bakar ki mektupta hiçbir şey yazmamaktadır, sonra başka bir mektubu açar, o da aynı.

Şair, hemen kimyager Avni Refik Bey’e vaziyeti anlatır ve bir laboratuvarda yapılan inceleme sonucu mektupların görünmez mürekkeple yazıldığı ve mustafa sagir'in ingilizlere casusluk ettiği anlaşılır. 

Aynı gün akşamüzeri şairin yanına gelir gelmez orada hazır bekleyenler tarafından gözaltına alınır. Bir türlü konuşmayınca onu Adnan Adıvar’a havale ederler. Adnan Adıvar, mustafa sagir'i tabiri caizse çatır çatır konuşturur.

23 mayıs 1921'de istiklâl mahkemesinde yargılanır. Mahkemede hüngür hüngür ağlar. İstenirse Türkler için casusluk yapabileceğini söyler. Bütün diğer ingiliz casuslarının isimlerini verir. O zamana kadar nerede hangi takma isimlerle casusluk yaptığını bir bir anlatır, affını ister.

24 mayıs 1921'de Ankara’da kurulan darağacında idam edilerek, vatana yapılan hiçbir ihanetin affedilmeyeceği ibret-i âlem olsun diye tüm dünyaya bir kez daha gösterilir.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu