banner4
04.10.2019, 14:59

HUKUKÇUNUN NABZI -DÜM-TEK- ATAR

Bir toplantıda zengin birinin çevresini kalabalık sarınca;

Muhalif biri ‘Bu devirde buzağıya tapılır mı?’ diye sitem eder.

Çok haksız sayılmaz ama haklı görmek de aşırılık.

Ölümlü insan için en iyisi hiç doğmamaktır. Ama bu şans yüz binde bir insana nasip olur. Ben de fakirliğin bakımsızlığına, hastalıkların tehdidine, halkın terkedilmişliğine maruz kaldım çocukluğumda. O şansa kaç kere yaklaşmışım ama kesin sonuç çıkmamış. Çekeceği varsa insanın elden ne gelir?

Adalet ile hukukçular arasında bir perde var. Avukatsanız bu perde adliye koridorları, mahkeme kalemi, hâkimlerin korunaklı odaları ve duruşmanın yıldırım süratinde.
Hâkim iseniz önünüze gelen dosyanın yarım-yamalaklığında. Yazılan müzekkerelere gelmeyen cevaplarda.  Savcı olunca daha netameli. Özellikle siyasi davalarda. Şüpheli şahsın salıverilmesini isteseniz etkili yerler ateş püskürür, tutuklanmasını talep etseniz kamuoyu. Bazen de tersi olur. Cezaevlerinde yer yok, tutuklular üstüste yatıyor. Kanun belli suç ve cezalar dışında tutuklama diyor. Salıverseniz, kamuoyu hâkim-savcı yakınına yapılsa böyle mi olurdu diyor.

Ne zaman dünyaya bir çocuk gelse kendisine bakmaya hazır bir anne-baba bulur. Ancak hukuk çocuklar kadar şanslı değil. Her zaman ayağa kaldırılmasını sağlayan hukukçu bulmak zor. Hukukçu bulsanız, hâkim güvencesi ve bağımsızlığı mesele.

Orası adliye sarayı mı? Evet,  aradığınız yer burası ama adaletin nikabı hiçbir zaman açılmadı.Sürekli peçeyle gezmek zorunda. Bakan da cüzzamlı sanacak ya da vebalı. Oysa dünyalar güzeli o.

****

Çok geç anladım ben. İnsanevladındaen kıymetli organları göz kulak kalp falan sanırlar. Oysa öyle değil.Gençken yüz vermiyorsun. Orta yaşta arıza yapar. Yaşlılıkta paran olsa bile düzen tutmaz bir dönemdir.

Hiçbir zaman paranı esirgemeyecek, gerekirse bütün sermayeni dört organa harcayacaksın. İhtimam göstereceksin şunlara: sırtına, popona, topuğuna, dişine… Satın alırken korkak alıştırmayacaksın elini; yatak, oturak, ayakkabı, bir de implant (dan önce düzgün ağız sağlığı)

Ama Anadolu evladı olmanın bir bedeli var:Hiçbir güneş kucaklamaz bizi. Zaten kara-kavruk ve yanık bir tarafımız var.

Araba alır yüz-iki yüz bin'i kolay verir, ayakkabıya gelince "ayağa değecek" kadarına. "Ayakaltında sürttürecek" birşeyler arar. Herkes giyinir biz örtünürüz.

Gençlere sağlık nasihati: sırtına, mabadına, topuğuna, dişine masraftan kaçınma, harcadığın paraya acıma! Yani ayakkabı,makam koltuğu, yatak, dişçikoltuğu… İnsanın dört atlısı. Mahşerin değil.

Bu dört organ, hayatta en fazla üzerinde gezindiğimiznoktalar.

8 saat koltukta oturur, 8 saat ayaküzerindeyiz, 8 saat yatakta debeleniriz. Gün boyu dişimizi sıkarız.

Var mı başka seçenek?

Adaleti arar hukukçuysan sürekli dişini sıkacaksın.

Bütün gün adliyelerde, trafikte, beklentileri boşa çıkaran hayal kırıklıklarında diş diş üstünde; sık baba sıkalım…

Zamanın seline kapılsak can simidi yok.Buna uygun 32 diş  ne arar? Çene altyapısı dersen, çarpık. Çocukluktaki dengesiz beslenmeden belki. Nerede bizde sarıp sarmalayan bir gülüş!Nasibinde varsa tebessüm edebilirsin belki.

Adalet kendini bize açar mı?Hukukçuların şefkatli kolları varsa.Gülümsese bize, o düzene girmeyen dişlerle nasıl güleriz? Yüzüne adaletin, hukukun?

Hukukçuların nabzı tek tek mi atar bu yüzden? Yoksa düm-tek mi?

Toplu atan bir nabız varsa hukukçularda, o ülkede ‘adalet’ vardır.

Yoksa dünya öküzün boynuzunda döner.

Ya da buzağıların çevresi bu kadar kalabalık olur.

Yorumlar (2)
Suzan Cal 5 yıl önce
Mustafa Bey hüzünlü bir sitem. Düşünüyorum neden böyle diye. Adaletsizlikten adalet aramak Ömrünü verip birde vicdan muhasebesi yapmak. Her zamanki gibi hüzün tebessüm biraz mizah birarada Mustafa Bey
Rahmi Kızıltoprak 5 yıl önce
Herzamanki gibi Mustafa Everdi kalitesi, bu ülkenin yaşayan en iyi birkaç kaleminden birisi.Rahmi Kızıltoprak
12
az bulutlu