Son Dakika
banner1

ABD İLE ANLAŞMA VE BUNUN BÖLGEMİZDE VE DÜNYADA MUHTEMEL YANSIMALARI

Köşe Yazarımız ve eski Gümrük Müsteşarı Mehmet Şahin'den önemli tespitler..

GÜNDEM 18.10.2019, 16:00 18.10.2019, 16:08
ABD İLE ANLAŞMA VE BUNUN BÖLGEMİZDE VE DÜNYADA MUHTEMEL YANSIMALARI

ABD İLE ANLAŞMA VE BUNUN BÖLGEMİZDE VE DÜNYADA MUHTEMEL YANSIMALARI

Kim ne derse desin, ister şu nedenlerle ister bu nedenlerle, isterse de sair ön yargılar içerisinde davransın, ABD ile yapılan antlaşma önemli, ciddi ve tescilli bir başarıdır.

Bizim anlayışımız, mevzuu vatansa gerisi teferruattır ve bu vatanın iyiliği için bir çivi çakana minnet duyarız, teşekkür ederiz. Güzel şeyler yapan bendense ooo süper, muhteşem; ama benden değilse ağzıyla kuş tutsa kabul etmem, takdir etmem, teşekkür etmem gibi anlayışlar bana göre asla kabul edilemez ve acınacak bir durumdur, zavallılıktır.

Tekrar Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekatlarımız ile, dün ABD ile yapılan anlaşma yansımalarına döndüğümüzde;

1- Türkiye, bir anda bir yerleri kalkan ve kendisi beceremediği halde bizim operasyonlarımız neticesi (ve başka bir kısım nedenler de vardır tabiki), ABD nin bölgeyi terk etmesiyle, fırsatı ganimet bilerek aniden Münbiçe girip bayrak gösteren ve peşinden Suriye ordusunu da himayesinde o bölgeye getiren, ve yine muhtemel idi ki bunun akabinde bizim güvenli bölgeden de çıkmamızı vızıldamaya başlayacak planlar yapan Rusya’nın hevesi kursağında kalmıştır.

Yani bölgede (maalesef mecburi olan) denge yeniden kurulmuştur.

2- Ordumuzun (onların hiç beklemediği bir şekilde) 5 gün gibi kısa bir sürede (milletimizin duaları ve dünyaya verdiği birlik beraberlik mesajları ve elbetteki Cenab’ı Allahın yardımı ve lütfuyla) seri ve net başarısı karşısında, daha önceki şartlarımızı (mesela 30 km derinliğe çekilmek, güvenli bölge oluşturmak, güvenli bölge kontrolünün sadece bizde olması gibi) kabul etmeyen ABD, daha çok şey kaybedeceğini fark ederek ve özellikle de bölgede yerle bir olan imajını tamamen kaybetmemek için, (bir de tabiki yaklaşan seçimler dolayısıyla Trumpın iç kamuoyuna mesaj vermesi amacıyla, yine ilaveten azil sürecinde elini güçlendirmek amacı da vardır) şartlarımıza evet demişlerdir. Yani daha 10 gün önce herşeye hayır deyip efelenen ABD, şimdi yazılı mutabakatla evet demek zorunda kalmıştır.

3- ABD yalakası Arap Ülkeleri/Arap ligi özellikle de Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler ters köşe olmuştur. Şu anki durumları ters kroşe almış grogi durumdaki boksörden beter bir durumdur. Ki daha da kötü durumlara düşeceklerine eminim.

Bu vesileyle destek veren ve dik duran Katar’a da, bir Türk vatandaşı olarak teşekkür etmek isterim.

4- AB ve özellikle de koruyucuları ve ağababaları olan ABD nin sadece 10 gün içinde bu U dönüşünden, Fransa, Hollanda, Almanya gibi ülkeler de şaşkın, üzgün ve mort olmuşlardır.

5- Bu dönemin en çok üzüleni, korkanı, hayal kırıklığı yaşayanı, kahrolanı hiç kuşkum yok ki İtrail olmuştur. Arz-ı Mev’ud hayalleri de, Büyük İsrail projeleri de resmen çöpe gitmiştir. Eminim ki şimdi itrail lobileri yeni tezgahlar kurmaya başlamışlardır.

Ne kadar ne hesabı yaparlarsa yapsınlar, asıl hesabın ve en hayırlı tuzak kuranın Cenab’ı Allah olduğunu anladıklarını da anlayacaklarını da sanmıyorum.

6- Diğer hayal kırıklığı yaşayan ve kahrolan ülke ise, Ermenistan’dır. 6-7 milyonluk nüfusu ve sıradan bir ekonomisi ve ordusuyla, sadece sırtını büyük oranda Rusya’ya kısmen de ABD ye dayayarak efelenirken, öyle sanıyorum ki sıra bize gelir mi diye derdine düşmüştür. Karabağ hesapları yeniden ve çoktan başlamıştır.

7- Üzülen diğer bir ülke, bize karşı hiçbir zaman samimi ve mert olmayan, 2 yüzlü İran’dır.

Rusya ile birlikte, Suriye’deki çözüm süreci çalışmalarını birlikte götürdüğümüz İran, harekatı kınayarak maalesef bizi yanıltmamıştır.

Ama İran, ülkesinde yaşayan 25 milyon civarındaki Türk nüfusunu unutmamalıdır.

8- Elbette bu anlaşma bir vatandaş olarak benim şahsi fikrime göre mükemmel değildir ancak, son 60-70 yıllık sürece baktığımızda, özellikle ABD karşısındaki zaman zaman maalesef düştüğümüz/düşürüldüğümüz geçmiş yıllardaki durumları göz önünde bulundurduğumuzda, bugün gelinen aşama ülkemiz adına çok ciddi bir aşama, muktedirlik, dik duruş ve bu açıdan da bu şartlarda olabilecek mükemmel bir başarıdır ki, bu aynı zamanda yakın geleceğimizin de müjdecisidir Allah’ın izniyle.

Son 60-70 yıllık süreçte, eğilip bükülerek çaresizlikten kaybettiğimiz başta saygınlık ve imaj olmak üzere siyasi, ekonomik vs birçok şeyi, elbetteki 3-5 yılda geri kazanamazsınız, gerçekçi olalım. Ama Allah’ın izniyle yakın bir gelecekte herşey ülkemiz için daha iyi olacaktır inşallah.

9- Bu aşamaya gelmekte, kabul edelim ki Sn Cumhurbaşkanımızın kararlı ve cesur liderliği çok belirleyici olmuştur. Allah razı olsun.

Bunda aynı zamanda savunma sanayimizin geldiği aşama ve dışa bağımlılıktaki azalma da önemli katkılar sağlamıştır.

Bu süreçte destek veren, başta MHP Genel Başkanı ve yönetimine, İyi Parti Genel Başkanı ve yönetimine, BBP Genel Başkanı ve yönetimine ve kısmen de olsa harekata destek veren CHP Genel Başkanı ve yönetimine ülkesini seven sade bir vatandaş olarak teşekkür etmek isterim.

10- Hatırlarsanız, Fırat Kalkanı Harekatından önce, Türkiye’nin isteği, PKK/YPG nin fıratın doğusuna çekilmesi idi, bunu ABD kabul etmeyince de o zaman Fırat Kalkanı harekatını yapmıştık.

Şimdi geriye dönüp bakınca, iyiki o zaman kabul etmemişler de Allah bize her 2 operasyonu yapmayı ve başarmayı nasip etti diye düşünüyorum.

O zaman ABD bunu kabul etse idi, muhtemeldir ki, ne Fırat Kalkanı ve ne de Barış Pınarı harekatları yapılamayacağı gibi, burnumuzun dibinde yani fıratın Doğusunda, İtrail taşeronu ABD kuklası bir sözde devletçik yapılanması sinsi sinsi oluşturulacak ve bu da bizi kısa, orta ve uzun vadede siyasi, askeri ve ekonomik vs her açıdan çok yoracaktı. 

Bu yorma ve yorulma, sadece siyasi ve askeri alanda değil,aynı zamanda ekonomik alanda ve bölgedeki söz sahibi olamama gibi konularda da olacak idi. 

Son 30-40 yıl içinde ekonomimizdeki kayıpların ve kalkınma hamleleri yapamamamızın en büyük sebebi neydi sizce? 

Ekonomistlerin ifadelerine göre, bırakın gerisini, teröre harcanan para 150-200 milyar dolar civarında. Bu paranın yatırımlara dönüşebildiğini ve enerjimizin de çalınmadığını varsayarak bir hesap daha yapın bakalım karşınıza nasıl bir tablo çıkacak? Bir de üzerine ulusal ve uluslararası sinerjiyi koyun.

11- Gerek önceki Fırat Kalkanı harekatımızdaki, gerek şimdiki Barış Pınarı Harekatı ve en sonunda da ABD ile (bence resmen tükürdüğünü yalatarak) dün yapılan anlaşma, geride kalan 60-70 yılda yaşananları göz önünde bulundurduğumuzda ve mevcut konjonktürü dikkate aldığımızda, bunların her birinin ayrı ayrı zafer olduğunu anlarız. 

Bu arada, Barış Pınarı Harekatında askerlerimizin teröristlerin başına çuval geçirmesi de ne kadar anlamlı idi. Bu ince mesaj kesinlikle yerine ulaşmıştır bence.

Eleştirenlere şunu samimiyetle sormak isterim: Siz Türkiye nerelerden nerelere geldi farkındamısınız? Ya da farkındasınız da kibiriniz gururunuz mu buna müsaade etmiyor? El insaf yani.

Bu başarıların baş kahramanı öncelikle Sn Cumhurbaşkanımızdır. İçeride ve dışarıda ağları büyük bir sabırla, akılla, cesaretle örmüştür.

12- Sonraki başarı diplomasi anlamında ise, Cumhurbaşkanımızın talimatlarını tam ve zamanında yerine getirdiğini zannettiğim Dış işleri Bakanımızın ve sahada komuta kademesindeki silah arkadaşlarıyla mükemmel bir planlamayla fırtına gibi esen ve kimsenin ihtimal vermediği 5 gün gibi çok kısa bir sürede o kadar büyük bir alanı fetheden, aynı zamanda bilmem kaç bin adet TIR dolusu ABD silahının ciddi bir kısmını ganimet olarak ele geçiren bir kısmını da resmen çöp eden Hulusi Paşamızındır.

Ayrıca, başarının esasen en büyük mimarları,  mevzuu vatansa gerisi teferruattır diyerek destek veren asil, Necip, fedakar, imanlı ve vatansever milletimizdir.

13- Samimi müslüman olan ve samimiyetinin yanında imanlı merhametli cesur ve ölüme düğüne gider gibi giden “kızıl elma idealisti” her kademedeki ve rütbedeki Mehmetçiğimiz de, kendisine ortam hazırlanıp yani içerideki ve dışarıdaki diplomatik vs ortam  hazırlanmasını müteakip Cenab’ı Allah’a tam bir iman, güven ve tevekkül içerisinde “Haydi Bismillah Yürü/Dal Yiğidim” denilince ezip geçen yiğitlerimizin de haklarını fazlasıyla teslim ediyoruz. Milletimizin en az % 95 gibi Kahir ekseriyetinin de destekleri ve dualarıyla destan yazan Mehmetçiklerimiz, dünyayı hem imrendirmişler ve hem de mükemmel bir göz dağı vermişlerdir. Allah hepsinden razı olsun.

14- Tüm bunların yanında, bu hafta Bakü’de yapılan Türk Dünyası Kurultayı ve buradan verilen Mesajlar ile ileride inşallah kurulacağına inandığım ve dua ettiğim Türk Devletleri Birliğine yönelik atılan adımlar da, ileriye yönelik muhteşem Ümitler vermiştir.

Zaman içerinde bu birliğe, Pakistan’ın da dahil edilmesi isabetli olacaktır. Şimdi bazıları onlar Türk mü diye itiraz edecektir. Ben de derim ki İsrail Avrupa kıtasında mı ki, bir çok alanda mesela günümüzün popüler dalı futbol da neden Avrupa ülkesi muamelesi görüyor?

Görülen odur ki, Türkiye gümbür gümbür gelmektedir.

Bu vesileyle, Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Allah (c.c.) tüm ordumuzdan, şehitlerimizden, gazilerimizden ve ailelerinden razı olsun..

Peki şimdi ne olacak?

1- ABD anlaşmaya uyacaktır. Uymazsa bizim elimiz uluslararası alanda daha da güçlenecek ve harekat aynen devam edecektir.

2- Bölgede Türkiye’ye rağmen kimsenin birşey yapamayacağı tescillenmiştir ve bu kalıcı, müthiş bir kazanımdır.

3- Suriye başta olmak üzere, tüm bölgede, söz sahibinin sadece ABD ve Rusya olmadığı, Türkiyenin de eşit hatta daha belirleyici bir ülke olduğu artık daha net ve tescilli anlaşılmış olduğundan, kartlar yeniden karılıp dağıtılacak ve oyuncular da yeniden konumlanacaklardır.

4- Bu süreçte, doğal olarak bir test de yapılmış oldu. Herkesin (içeride ve dışarıda) maskesi düştü. Mesela dışarıda biz, Rusya, İran, Arap Ligi ve Avrupa ülkelerini çok güzel test etmiş olduk.

Dostumuzu düşmanımızı tekrar gördük, bu test devlet hafızası ve devlet aklı anlamlarında yüz milyarlarca dolarlarla kıyaslanmayacak kadar bir bilgi ve birikim olmuştur ve Türkiye bunları not etmiştir.

5- Bize açıktan tavır koyan, kıçıkırık bazı ülkeler, göreceksiniz önümüzdeki bir kaç ay içerisinde kulağı kuyruğu kıstırıp yüzsüz ve pişkin bir şekilde geleceklerdir. Ancak uluslararası ilişkilerde hissiyat değil ülke çıkarları esas olduğundan elbetteki biz de geleceğe bakmak durumundayız, ama artık elimiz de pazarlık gücümüz de çok daha farklı olacaktır.

6- Bunlarla eş zamanlı olarak Türkçe Konuşan Devletlerin, bu ülkelere Pakistan’ı da dahil ederek, Türk Devletleri Birliğine dönüşmesi ve müteakiben de, kendi ekonomik birliğimizi, kendi NATO’muzu ve kendi BM alternatifi kurumları kurmak için çalışmalar başlayacak ve hızlanacaktır. Bu kanaatim, bu süreçte yaşadıklarımızın bize öğrettikleri nedeniyle ve edinilen bu tecrübelerle oluşacak Devlet Aklına olan inancım nedeniyledir.

Görelim mevlan neyler, Neylerse güzel eyler..

Selam, saygı ve duayla!..

Yorumlar (2)
Mehmet Ulusoy 5 yıl önce
Sayın Müsteşarım yazınızı büyük bir dikkatle okudum.Değerli yorum ve temennilerinizin tümüne yürekten katılıyorum.ABD ve Avrupa Ülkeleri elli senedir besleyip büyük ümitler bağladıkları FETÖ ve PKK terör örgütleri aracılığı ile Ülkemiz üzerindeki hain emellerine ne mutlu ki ulaşamadılar.Böyle konularda dar,şartlanmış düşüncelerle olaylar değerlendirilmemeli.Kim yaptı diye siyasi bakışlarla olaylar değerlendirilmemelidir.Kim başarırsa destekler alkışlar,Saygı duyarız.Emeği geçenlerden Allah razı olsun.Saygılarımla.
Musa ARI 5 yıl önce
Sayın Müsteşarım eliniZe, kaleminize sağlık. Maalesef başarıyı görmemezlikten gelenlere, bataklığa girmeyelim deyip anlaşma yapılınca U dönenlere, yiğidi öldür ama hakkını yemeyin dedirtmişsiniz. Hürmetlerimi sunuyorum
12
az bulutlu