Son Dakika
banner1

Kumpasçılar ile Gül’ü aday yapmak isteyenler aynı mı?

Rahmi Turan, geçtiğimiz hafta "Beştepe'ye giden CHP'li" iddiasıyla gündemi işgal ederken, Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk bugünkü "İnce’ye kumpas kuranlar ile Gül’ü aday yapmak isteyenler aynı mı acaba" başlıklı köşe yazısında önemli bir duruma dikkat çekti. Öztürk, "Gül’ün adaylığını en çok kim istiyordu?" sorusuyla dikkatleri o isme çekti.

GENEL 26.11.2019, 12:48
Kumpasçılar ile Gül’ü aday yapmak isteyenler aynı mı?

İşte Hasan Öztürk'ün o yazısı:

“Geniş bir mutabakat olsaydı, Cumhurbaşkanı adayıydım. Ama geniş mutabakat olmadı, aday değilim” minvalinde cümleler kuran Gül’ün adaylığını en çok kim istiyordu hatırlıyor musunuz?

Hani şu 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına “tek aday” ile çıkmak için çabalayan muhalefetin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü aday yapmak için kapalı kapılar ardında yürüttüğü çalışmadan söz ediyorum.

Hani Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun bir o kapıya bir bu kapıya gittiği günlerden söz ediyorum. Nihayetinde İyi Parti Genel Başkanı MeralAkşener “Ben adayım” dediği için Gül’ün hevesinin kursağında kaldığı günlerden…

Abdullah Gül’ün bir cumartesi günü bir merdivenin başına dikilip, “Ben de geniş bir mutabakat olursa üstüme düşeni yapmaktan çekinmeyeceğimi söylemişimdir. (…) Temel Bey’in çabaları sonrası geniş bir mutabakat ortaya çıkmamıştır. Bu nedenle adaylığım söz konusu değildir” dediği günlerden yani…

Peki baştaki soruyu yine soralım. Gül’ün adaylığını en çok kim istiyordu?

Tabii ki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Kılıçdaroğlu’nu buna ikna edenler!

Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gül’ü aday yapamamasının önündeki engel kimdi? Birinci engel Meral Akşener ise ikinci engel elbette Muharrem İnce’ydi.

Peki Gül’ün adaylığı gerçekleşseydi ne olacaktı? Kılıçdaroğlu ve Gül’ü ona empoze edenlere göre Erdoğan yenilecekti.

Burada Kılıçdaroğlu’nu Gül’ün adaylığına ikna edenlerin kimler olduğunu merak etmek gerekiyor sanırım.

Bunun için belki de 2007’ye gitmek gerekecek! 27 Nisan e-muhtırasından ve 367 garabetinden sonra gidilen erken seçim ve referandumun ardından henüz AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı belli olmamışken “Ben adayım” diyen kimdi? Elbette Sayın Gül’dü. Fiili durum oluşturarak adaylığını ilan etmişti. Onca badire atlatıldıktan sonra Gül acaba neden bir anda “Adayım” diye ortaya çıkmış olabilir?

Yoksa “Adayım” demeden önce o dönemin gazetecilerinden biri acaba Gül’ü birileriyle görüştürmüş olabilir mi? Kör şeytan işte aklımıza düşürdü.

Bu sorunun cevabını bulduğumuzda belki de 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’nun Gül’ün adaylığına kimler tarafından ikna edildiğini de öğrenmiş olabiliriz.

Son bir haftadır, “Saray’a çıkan CHP’li” yalanı üzerinden “CHP’de ne oluyor” tartışmasını takip ediyoruz.

Talat Atilla’nın “üfürdüğü”, Rahmi Turan’ın yazdığı, Kılıçdaroğlu’nun “Evet doğrudur” dediği, Muharrem İnce’nin “Külliyen yalan, bana kumpas kuruluyor” dediği yalanın kaynağını şu ana kadar öğrenemedik.

Yazının devamı için tıklayınız

Yorumlar (0)
12
az bulutlu