banner4
19.10.2020, 10:15

ERMENİSTAN’IN SİVİLLERE SALDIRMA NEDENİ

Tarihsel sürecine baktığımızda her zaman sömürü ve sömürgeden beslenen Hristiyan batı dünyası özellikle Fransa ile ABD derin aklının her yönden desteğiyle Azerbaycan’a saldıran Ermenistan’ın sahada ezilince sivilleri hedef almasının arka planında, emperyalist küresel güçlerin Türkiye’nin doğrudan Azerbaycan’ın yanında sahada savaşa katılımını tetiklemek, Rusya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek, aynı zamanda bir taşla birkaç kuş vurmak olup, Türkiye ve Rusya’yı hem Kafkasya, hem de Balkan cephesinde kuşatmayı amaçladığı bir gerçektir.

Öte yandan emperyalist küresel güç, Türkiye’yi her yönden kuşatıp diz çöktürerek Rusya, Çin ve bir çok ülkenin birlikteliği olan yeni ipek yolu projesinden uzak tutmak, Türkiye’de bu proje kapsamında yapılmış büyük yatırım projelerine en azından bundan sonra yapılacak büyük yatırımların önüne geçmek, aynı zamanda da Türkiye’yi ekonomik savaşın içine çekerek, ülkemizde destek verdikleri iç dinamikleri harekete geçirmektir.

Örneğin, üst akıl diye nitelendirilen emperyalist küresel güç yapısı; Asya blokunun büyük planı olan ipek yolu projesinin içerisinde yer alması için Rothschild sermaye gücünün yetiştirip Fransa’nın başına getirdiği Macron’a, iç dinamikleri olan tıpkı Türkiye’de uyguladığı gezi olaylarına benzerlik gösteren büyük ekonomik kaybına yol açan ve Fransa’yı diz çöktüren sarı yelek diye adlandırılan gösterileriyle dize getirdiği Fransa adeta batı dünyasının ABD temsilcisi rolünü üstlenerek, Türkiye’ye karşı kuşatma senaryosunu sahneleyerek dize getirmek bakımından, tarihte tıpkı Osmanlı’ya karşı kullandıkları batının yaramaz çocukları olan Yunanistan ve Ermenistan üzerinden Türkiye’yi hem Akdeniz, hem de Kafkasya cephesindeki kuşatmasıyla, karşılıklı milli çıkarları zedelenen Türkiye, Rusya ve İran’ı karşı karşıya getirip savaştırma stratejisini uygulamaya geçirdiler.

Ancak her şeye rağmen, İran, Rusya ve Türkiye emperyalist küresel aklın bu oyununun farkındalığı içerisinde, milli çıkarlarını en az zararla kapatma politikasını sürdürmenin zorunluluk olduğunu biliyorlar, en azından bölgesel stratejik ittifakını korumayı amaçlamaktadırlar.

Ancak, ABD derin aklının hem Türkiye hem Rusya, hem İran’daki işbirlikçileri, maşaları, siyasileri, kiralık köşe yazarları eliyle, hem görsel, hem de yazılı medya ile tüm sivil toplum yapılanmalarında her üç ülkede büyük bir algı operasyonu sahnelenerek her üç milletin milli hassasiyetleriyle oynayarak savaş konumuna getirmek, olmazsa en azından aralarındaki zorunluluktan kaynaklanan bölgesel stratejik birlikteliklerine ve milli çıkarlarına sekte vurarak, Atlantik blokuna karşı Asya blokunun ipek yolu projesine darbe vurmayı amaçlamaktadır.

Bu durumda, bölgesel konumundan kaynaklanan, bir Nato ülkesi ve aynı ittifak içerisindeki Türkiye kilit ülke konumunda olduğu için, olası Rusya ve İran’ın Ermenistan’a olan desteğini kırmak bakımından, ABD ve batı dünyasının etkisinde bulunan hem de Rusya düşmanı Ukrayna kozunu kullanmak ve Kırım’ın ilhakını tanımadığını açıklayarak, hem ABD ve batı dünyasına, hem de stratejik birlikteliği zorunlu olan Rusya’ya karşı bağımsız bir güç olarak hareket etme yeteneğinde olduğunu göstermektedir.

Ama burada hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gereken ve tehlike içeren bir durum mevcuttur. ABD ve batının etkisindeki Ukrayna ile olan askeri ilişkilerde, emperyalist küresel gücün Türk savunma yazılımını ele geçirme hamlesini de iyi okumalı ve gerekli önlemleri alması zorunludur.

Uluslararası ilişkilerde asıl sorun, dünyada hiçbir ülke tek başına bağımsız ve özgür olarak hareket edemezken, Türkiye’nin özellikle son yıllardaki çıkışları ile bu misyonu üstlenmesiyle birlikte, gerçekten büyük bir sorunu da yüklenmiştir. Türkiye’nin tarihsel kültüründen günümüze taşınan bu gücünü bölgesel konumundan kaynaklanan stratejik ittifaklarının yanına, Türk birliğinin içine Pakistan, Macaristan ve bazı İslam ülkelerini de kapsayacak biçimde, ancak riski yüksek olmasına rağmen, Yüce Türk Milleti tarihin kendisine yüklediği ve dünyadaki tüm mazlumların ümidi olacak “Büyük Turan Birliğine” doğru yani büyük ittifaka adım adım yönelmesi büyük önem taşımaktadır.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu