banner4
21.10.2020, 10:06

EKMEKLERİN İDAMINA…

Şeker çuvallarının bezi kalındır.

Anam buldukça bize don dikerdi.

Yıl 1977 yedi yaşındayım.

Kestane kömüründen boş bulduğum duvarlara Bozkurt Resmi çizerdim.

Deredeki geniş yüzeyli taşlara da.

Kulaklarına ve kaidesine çok özen gösterirdim.

Yalpalamasın düşmesin ve bir kulağı kesik görünmesin diye.

Sağ sol kavgaları var ama biz çocuğuz anlamıyoruz.

Benzin sıkıntısı var bidonlarla benzin saklanıyor.

Babam taksici çaylıklara saklamış bidonları.

Sezgin Burak çizgi roman Tarkan’ı neşrediyor.

Rahmi Turan Fatihin fedaisi Karamurat’ı

Babamın arkadaşı ülkücü Süleymanı vurmuşlar.

Asker arkadaşı Güneysu'dan Ahmet Amca’nın başını kesmişler.

Tembihlemiştir bana ölene kadar dua et bunlara diye.

Süleyman amca öğrenci imiş üniversitede.

Yemeğe su katarlar bir daha kaynatır yerlermiş.

Altar’ın oğlu Tarkan ve Attila Roma'ya kadar gidiyoruz.

Kara Murat fethedilecek yerlerin öncü yiğidi.

Girmediği saray …mediği prenses yok.

Hele çingene güzeli Paprika araki bir benzerini bulasın.

İmam Hatip yılları ezberlediğimiz kırk hadisin çoğu zayıfmış.

Yıllar sonra öğrendim ki Ülkemde farklı etnik ve inanç grupları var.

Ve iyilik görünümlü fitne ve fesat yuvaları.

Menfaat denilince hiç bir ayrımın hatırlanmadığı bir insan kimyası.

Bunu da iyice belledim Ankara’da.

Tekrar geri dönelim bir anlığına..

En boş yerleridir kütüphaneleri Ülkemin.

Çayeli Halk Kütüphanesi.

Millet halk olmadığından gelmiyor sanırdım kütüphaneye.

Ben halk oluyordum ama bir başımaydım.

“Deliliğe Övgü” “Bir Delinin Güncesi” çok sevdiğim kitaplar oldu.

Bunun üzerine Ömer Seyfettin’in Efruz Beyi..

Anlayacağımı anladım aslında..

Dili dışarda bir adamın merakıyla uzun zaman meşgul oldu kafam.

Kütlemin ışık hızının karesi ile çarpımı enerjimi ortaya çıkarıyordu.

Bir çoğundan fazla enerjim var diye düşünüyordum.

Dönüştürürüm iyiliklerden zaferler elde ederim inancındaydım.

Nerden geliyordu bu enerjim bilmiyordum.

Kütlem desen ortalama Türk vatandaşı kadar bile yoktu.

Demek açtık açıktaydık ışığa fazla maruz kalmıştık.

Işık deyince burda kesiyoruz.

Bize ne senin özel hatıralarından üstelik diyorsunuzdur.

Anayasa Mahkemesi üyesi ışıkları yakmış.

Sonra dayanamadı özür dileyerek kendi karanlığıyla başbaşa kaldı

Aydınlığının bir anlamı olmadığını ikrar etmiş olarak.

Mesaj vermek istedi aslında.

Biz en yüce mahkemeyiz.

Ağanın boku üzerine bok mu olur?

Daha çok ışıkları yakanlar oldu.

Feşmekan.

Diyoruz yargı çok geride kalmıştır, Adalet tesis edemiyor.

Hukuki güvenlik Tanrı'nın bir adıdır.”El Adl”diye.

Bu insana emanet edilmiş bir sıfattır.

İhaneti “Ya Müntakim”ke muhatap kılar bizi.

Aklımızı başımıza alalım.

Hayata yetişemeyen bir adalet sistemimiz var.

Yatırım nedir, gelişme nedir, ihtiyaç nedir, fayda hayır tanımayan idrak edemeyen.

Bu yüzden işin hakikatine girilmeden idam vb. öneriler yanlış olur.

Yorumlar (4)
Ali Safi Trabzoni 3 yıl önce
Evim yıkıldı ama deprem olmadı.
Aşık Mahsuni
Mehmet Akif 3 yıl önce
Dostum yine Yeni bir hayat dersi.eyvAllah
Celal ARICI 3 yıl önce
Çok doğru bunların düzelmesi veya düzeltmeye calısan insan sayısını artırmak lazım dibe vurmuş bir Ahlaki ve maneviyat değerlerimiz ıçin top yekün yeni nesili eğitmek ona ğöre geçmişimizi ve geleçeğimizi beraber anlatmak ve eğitmek bunun yanında değerlerimize sahip çıkıp onların bilgilerinden ve tecrubelerinden toplumun faydalanması sağlanması gerekir.
Okuyucu 3 yıl önce
Çok çok çok güzel... Kaleminize sağlık...
12
az bulutlu