banner4
29.04.2020, 11:43

DÜNYADAKİ BÜYÜK RESMİN NE KADARINI GÖREBİLİYORUZ?

Dünya hepimizin gözü önünde çok hızlı bir şekilde farklı bir medeniyete doğru evriliyor. Buna medeniyet denilmesi ne kadar doğru ifade, ondan da pek emin değilim.

Özellikle son 6 aydır dünya gündeminde hızla yol ve mesafe alan bir konu var: insanlara “çip takılması”. 

Yakın zamana kadar pek de ciddiye alınmazken daha doğrusu farkında değilken, şimdilerde artık herkesin konuştuğu ve ne olacak, nasıl olacak, neden olacak sorularına cevap aradığı bir konu bu. Öyle bir konu ve gündem ki, anlamakta ve tedbir almakta geç kalırsak ve işin her açıdan ayrıntılarını öğrenip duruşumuzu ayarlayamazsak başımızı ağrıtabilecek bir konu.

Anladığım o ki, bir bakıma insanı fizyolojik ve psikolojik varlıktan, dijital varlığa dönüştürmeyi amaçlayan bir proje bu.

Norveç’te epeyce mesafe alındığı ve eş zamanlı olarak özellikle fakir ülkelerde (mesela Bangladeş gibi, Afrika’nın bazı ülkeleri gibi) insanlar üzerinde uygulama yapılmaya da başlandığı artık alenen konuşuluyor. Norveç gibi gelişmiş bir ülkede mesafe alınması da oldukça ilginç. Bunun büyük nedeni, orada hakim güç olan siyonist güçler olduğu ne derece doğru? Tetkike muhtaç.

Peki bu proje gerçekleşirse daha doğrusu dünyada önemli sayıda ülkelerde ve insanlarda uygulama alanı bulursa ve hatta önemli ülkelerde resmiyet de kazanırsa, o zaman ne-nasıl gelişecek?

Muhtemelen, bugünkü dünyada nakit kullanımından, önce kredi kartı kullanımına ve son birkaç yıldır da hızla elektronik bankacılık sistemine geçen sistemden, bunun daha ileri aşaması olan dijital insan sistemine geçilmiş olacak anlaşılan.

Deri altına yerleştirilmiş küçük çip içerisinde, o insanın kimlik bilgilerinden tutun da, banka limitine, yurt içi ve yurt dışı seyahat serbestisinden kısıntılarına, sağlık bilgilerinden kişilik kredisi puanlamasına kadar aklımıza gelen, ve gerek yaşam, sağlık ve gerekse seyahat vb ihtiyaçlarının tüm gereklilikleri mevcut olacak bu çipte. 

Aynı zamanda insanların duygu ve düşünceleri ile oynanabileceği yani insanın kendi hür iradesi hilafına yönlendirilebileceği de ifade ediliyor. Acaba?

Bu bilgiler de elbetteki sürekli güncellenecek, ama aynı zamanda insanın her bir saniyesi de takip ve denetim altında olacak. Nihai olarak amaçlanan sistem ve sistemin çok genel özellikleri özetle bu şekilde. 

Ve bunları planlayanlar, en çok 10-15 seneye kalmadan da bunu çoktan uygulamaya geçirmiş olacaklar.

Peki şunu diyebilecekmiyiz? Hayır ben bunları yaptırmam. Yani ben derimin altına böyle bir çip taktırmam. Evet bunu 2-3 hafta kadar önce ABD başkanı aynen söyledi ve Bill Gates’in insanlara çip takma projesinin provası için corona virüsü çıkardığı yada yaydığını söyleyerek “bana kimse çip takamayacak” diye bir açıklama yaptı. Sanırım bu açıklamayı YouTube dan veya Google’dan bulabilirsiniz.

Tamam belki o takmayacaktır ama peki diğer insanlar? Evet diğer insanlar eğer mesela köyde falan yaşıyor da, sosyal hayata, ticari hayata, özellikle yurt dışı seyahatlere vs vs ihtiyaç duymayacaksa taktırmak zorunda da kalmayacak muhtemelen. Aksi durumda ise, görünen o ki, mecbur kalacak taktırmaya. Yoksa özellikle yurt dışı seyahati yapamayacak, uluslararası ticaret yapamayacak, banka kredisi kullanamayacak vs vs vs.

Acaba corona virüs, birilerinin iddia ettiği gibi tüm bunlara psikolojik bir hazırlık olabilir mi?

İşte tam bu devirde tüm dünyanın olmazsa olmaz denecek en başta gelen ihtiyacı güvenli ve organik gıda (tarım ve hayvancılık) ile su olacak.

Bugün, geçtiğimiz aylarda Sudan’da yaptırılan ihtilalin en büyük sebebi nedir sizce? Mesela Afrika’daki çoğu ülkelerde de olduğu gibi, elverişli tarım arazileri olabilir mi? Afrika’da milyonlarca dönüm arazileri 99 yıllığına kiralayan ve o bölgelerin gerçek sahibi yerlilerini de çok ucuza çalıştırmak suretiyle çok ucuza mâl ederek elde ettikleri organik ürünleri ülkelerine (ABD, Çin ve AB ülkeleri başta olmak üzere) götüren emperyalist ülkeler olabilir mi? 

Türkiye’mizin ihtilal öncesi Sudan yönetimi döneminde Sevakin adasını 99 yıllılığına kiralaması ve orada askeri üs kurması, sadece stratejik konumlanma amacından mı ibaret idi? Yoksa yukarıda bahsettiğimiz gerçekleri çok önceden fark eden devletimizin basiretli devlet aklı sayesinde benzeri faaliyetleri de yapabilmek içinmiydi? Ve Sudan’daki ihtilalin nedenlerinde birisi de bizim orada bulunmamızın ve onların oyunlarını bozup kendi oyunumuzu kurmak çabalarımızdanmıydı? Oyun büyük yani ve daha bitmedi.

(Ülkemizin özellikle son 10-15 yılda izlediği ve gerçekten her türlü takdirin üstündeki Afrika politikasını ve rahmani ve basiretli devlet aklını bir başka makalemde ele alacağım inşallah).

Bugün beyinsiz Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE gibi ülkelerin yönetimlerini (ABD ağırlıklı ülkeler tarafından) ele geçirip, bizim dışarıda da yeni cepheler açıp oralarda da enerjimizin çalınması sizce tesadüf mü? Bütün bunlar sanki doğal bir süreçte mi kendiliğinden gerçekleşiverdi sanıyorsunuz? Sahi yer ve mekan olarak İstanbul seçilerek, burada öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti nasılda gündemden düşürülüverdi? Hesapları yani kumpasları tutsaydı gündemden düşermiydi?

Sahi, ABD başkanlık seçimleri öncesi, ABD’nin seçim stratejisi yani başkanlık seçimini kazanmak taktiği içerisinde, İran’a müdahalesi ve ateşini bize de sıçratma gayesi güdüyor olabilir mi sinsice mesela?

Gelecek 50-100 yılın planlarını yapan ve adım adım uygulayan emperyalist ülkelerin planlarının ne kadar farkındayız?

Peki bizim ne yapmamız lazım?

Dışarıda emperyalistlerin oyunlarını kendi oyunlarımızla bozmaya devam ederken, içeride de güvenli ve organik gıda (tarım ve hayvancılık) ve su konusunda, çok daha geç kalmadan tüm arazilerimizi ekilebilir hâle getirip, bir an önce ekip dikerek güvenli gıda stokuna bile başlamalıyız. Çok değil 8-10 seneye kalmadan gıda ihracatı ya ateş pahası olacak ya da tamamen yasaklanacaktır birçok ülkede, yazın/not edin bir tarafa.

Bunu yaparken, her zaman vurguladığımız diğer alanlarda da (bilişim, savunma sanayii, sivil ve askeri deniz yani gemi sanayii, uçak ve uzay sanayii, yenilenebilir enerji, sağlık, telekomünikasyon, vb) tam gaz çalışmaya üretmeye devam etmek zorundayız.

Bugün de yarın da, içeride birçok parazitlerle ve yapay gündemlerle enerjimizi çalmaya çalışacaklardır. Sağ-sol çatışmaları da, mezhepçilik ayrıştırma gayretleri de, LGBT gibi ahlaksız gündemler de vb vb hep bizim enerjimizi çalmak ve esası kaçırmamız için çıkarılmış, uydurulmuş suni gündemlerdir. Biz büyük resmi göremezsek içeride bizi kumda oynatmaya devam ederler. Sonra da dönüp bize hasta adam derler. 

Aman haa bize “aaa kuşa bak kuşa” diyenlere kanıp bir yüzyıl daha kaybetmeyelim.

Selam, sevgi ve saygıyla!..

Yorumlar (6)
Kamil SÜMER 4 yıl önce
Neredeyse 24 saat elimizde olsn Cep telefonunun içindeki bilgilerin vucudumuza nakşedilmesi. Bir sonraki aşama. TÜM İNSANLIĞIN Bil GATES in ROBOTLARI haline gelmesi. Haydi bakalım. Sıkıysa cep telefonu ve bilgisayarı kullanma. Malesef ROBOTLUKTAN kurtuluş yok. Ama biz görürüz - görmeyiz.
Kamil SÜMER 4 yıl önce
Neredeyse 24 saat elimizde olsn Cep telefonunun içindeki bilgilerin vucudumuza nakşedilmesi. Bir sonraki aşama. TÜM İNSANLIĞIN Bil GATES in ROBOTLARI haline gelmesi. Haydi bakalım. Sıkıysa cep telefonu ve bilgisayarı kullanma. Malesef ROBOTLUKTAN kurtuluş yok. Ama biz görürüz - görmeyiz.
Recep KOÇER 4 yıl önce
Yorumlarınız, bizimde gönlümüzden geçenleri kalame aldığınız için; Sayın Müsteşarım size teşekkür ediyorum. Hakikaten içeride enerjimizi boş ve yersiz konularla hiç uğruna harcıyoruz. İnşaAllah; Bunlardan hepimiz dersler çıkarır tez elden ortak akılla geleceğe odaklanmalıyız. 19 ve 20. Yüzyılı savaşlar yüzünden kalkınma trenini kaçırdık. 21. Yüz yılı kaçırmamalıyız. Selamlar. Sağlıcakla kalın.
Mehmet Bahadır 4 yıl önce
Üstadım gerçekten çok ilginç bir konuya değinmişsiniz. Dünya bir yerlere giderken biz ne kadar farkındayız belli değil. Bu millet özüne dönebilse hiç bir problem kalmaz. Ayrıca kimin ne hesabı olursa olsun Allah’ın hesabı önemli. Milletimizin topyekün uyanması gerek. Saygılarımla.
Nurettin Cengiz 4 yıl önce
Yazınızı iki defa okudum.Gelişmişliğin sınırı yok herhalde.Öyle anlaşılıyorki rehavete yer olmayan bir zamanda yaşıyoruz ve bizden sonraki neslin işi dahada mücadele içinde geçeceğe benziyor.Sn.Müsteşarım hassas konuları kaleme alarak bizlerin gölünü de hoş ettiniz.Sağlıklı bir ortama kısa bir sürede kavuşmamız dileğiyle saygı ve selamlarımla teşekkür ediyorum.
Ibrahim gul 4 yıl önce
Muhteşem tespitler.
12
az bulutlu