banner4
26.08.2021, 10:42

DR. AZİZ İDRİS BEY

Kırımlı Aziz İdris olarak bilinir. “Kırım’lı” olarak anılmasının nedeni, babasının Kırım’lı olmasındandır. Kırım’lı İdris Beyin oğludur. 1840 yılında İstanbul’da doğmuştur. 

1839’da kurulan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Osmanlı döneminde kurulan ilk tıp fakültesi)’nin eğitim dili Fransızca idi. Bu da tıp eğitiminin azınlıklara ilişkin bir hak olarak algılanmasına ve bu anlayışın yerleşmesine yol açmaktaydı. Aynı zamanda Türk gençleri de Tıp eğitimine ilgi duymamaktaydı.

Tıp eğitiminin Fransızca değil, Türkçe olması için Dr. Hüseyin Remzi Bey (1839-1896) ve Dr. Bekir Sıtkı Bey’le birlikte, kendisinin de kurucularından olduğu Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye bünyesinde önemli faaliyetler yürütmüştür. Bu faaliyetler sonucu, 1866’dan itibaren Tıp eğitim-öğretim dilinin Türkçe olması kabul edilmiştir. Fransızcanın hakimiyeti uzun süre daha devam etse de, zaman içinde Türkçe tamamen hakim olmuştur.

Askeri tıbbiyeden 1865-1866’da Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesiyle mezun oldu. Aynı okulda iç hastalıkları üzerine çalışmaya başladı. O yıl açılan sivil tıbbiyeye müdür olarak atandı.

Burada umumi emraz (genel hastalıklar), tıbbi kimya, hikmeti tabiye (doğa bilimleri), dahili emraz (iç hastalıkları) ve fenn-i kimya derslerini okuttu. 

Arkadaşlarıyla birlikte 1873’te Türkçeye çevirdiği P. H. Nysten’in sözlüğünü, Lûgat-ı Tıbbiye adıyla yayınlayarak ün kazandı.

Mecmua-i Fünun’da tıp kimyası ve genel hastalıklar üzerine halkı bilgilendirici yazılar yazdı.

 Dr. Aziz İdris Bey, bugün ismi Türk Kızılayı olan Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin kurucularından ve ilk başkanlarındandır. Türk Kızılayı’nın temeli kabul edilen “Mecruhin ve Marday-ı Askeriye-i İmdat ve Muavenet Cemiyeti” (Asker, Hasta ve Yaralılara Acele Yetişme, Kurtarma ve Yardım Kurumu)’nun kuruluşunda önemli faaliyetleri ve Katkıları olmuştur. Cemiyetin kuruluş tarihi olan 11 Haziran (1868), Türk Kızılayı’nın kuruluş günü olarak kabul edilmektedir.

Uluslararası kızılhaç örgütü 1864’te Henry Dunant tarafından kurulmuş ve Avrupa’da Paris, Viyana, Berlin gibi büyük kentlerde hızla kabul görmeye başlamıştı. Uluslararası bir Sözleşmeye bağlanacağı ve Sözleşmeye her ülkenin imza koyabileceği açıklandı. Bunun için toplanan uluslararası konferansa Osmanlı imparatorluğunu temsilen Tıbbiyede öğretim üyesi olan Dr. Abdullah Bey katılmıştı ve yurda döndüğünde Kızılhaç Sözleşmesine uygun bir yapılaşmayı savunuyordu.

İşte böyle bir dönemde Dr. Aziz İdris Bey, kızılhaç isim ve ambleminin ülkemize uymadığını, Hıristiyanlığı çağrıştırdığından Müslümanlar arasında itici ve antipatik karşılandığını ifade ederek, Müslümanların gönülden kabul edebileceği ayrı bir amblem tasarlanması ve kabul edilmesi konusunda mücadele etti ve çalışmalar yaptı. Neticede, 12 Ağustos 1876’da İstanbulda yapılan toplantıda, kızılhaç ambleminin yerine, beyaz zemin üzerine Kırmızı Hilal’li Amblem, Kızılay’ın (Hilal-i Ahmer’in) amblemi olarak kabul edildi.

Türk Kızılayı’nın hilal amblemini uluslararası çevrelere benimseten de Dr. Aziz İdris Bey olmuştur.

Kırımlı Dr. Aziz İdris Bey yazdığı iki ciltlik Kimya-yı Tıp kitabı (1868) o dönemlerde Türkçe’de bir ilktir, ayrıntılıdır ve giriş bölümü oldukça aydınlatıcıdır. Kitabın hiçbir yerinde Fransızca terim kullanılmayarak, Türkçe bir adlandırma sistemi kurulmuştur. Üstelik kimya sembollerini Osmanlıca harflerden oluşan semboller türeterek yazmıştır.

1871’de yazdığı İlm-i Emraz-ı Umumiyye (Genel Hastalıklar Bilgileri) adlı kitabı da döneminin çok değerli tıbbi eser yayınlarından biridir. Kitapta genel hastalıklar hakkında tafsilatlı bilgilere yer verilmiştir. Kitabın sonuna ayrıca bir “Feth-i Meyyit” (otopsi) bölümü ekleyerek, otopsi tekniğini ve yöntemlerini anlatmıştır. Bu kitaplar uzun yıllar tıp okullarında en önemli kaynak ders kitabı olarak okutulmuştur.

Bu kadar olağanüstü, eşsiz ve müthiş çalışmaları, kısa yaşamına sığdırmıştır. 

Kırımlı Dr. Aziz İdris Bey çok genç ve verimli çağında, daha 38 yaşındayken 1878 yılında veremden hayata veda etmiştir. 

Mezarı (maalesef) Edirnekapı’da yeni yollar yapılırken kaybolmuştur. Kaybolan mezarı yerine 21 Eylül  2012'de Eyüp’te Defterdar Camii avlusunda Kızılay tarafından sembolik bir anıt mezar yapılmıştır.

Halen varmıdır bilmiyorum ama, şayet yoksa, 38 yıllık çok kısa yaşamında ülkemize, tıp bilimine ve tıp camiasına bu kadar büyük ve kalıcı hizmetler yapmış olan Dr. Aziz İdris Bey büyüğümüzün ismi, Tıp Fakültelerimizden birisine verilerek vefa borcumuzu biraz da olsa ödemiş oluruz diye düşünüyorum.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

Yorumlar (3)
Ahmet Kıral 3 yıl önce
Rabbimiz rahmetler eyleye
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Kırımlı Doktor Aziz İdris beyi hem Kızılay ın kurulması hemde modern tıp eğitimin Türkçe olarak okutulmasında gösterdiği katkının taktiri ve adını yaşatma açısından ne büyük bir onur olur İnşaAllah yaparlar Saygıdeğer Müsteşarım, kaleminize sağlık, sizin yazılarınız sayesinde bizlerde böyle değerli Türk Bilim Adamlarımızı tanımış oluyoruz, bu konuyu Típ Fakültesi ö&rencileri hocalarından öğreniyorsun muhakkak ana bizler bilemiyoruz sizin yazınız sayesinde öğrenmiş oluyoruz
Nurettin Cengiz 3 yıl önce
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah.Emeğinize ve kaleminize sağlık Sayın Müsteşarım.Saygı ve Selamlarımla…
12
az bulutlu