banner4
05.02.2021, 10:15

DOĞA VE MACERA TURİZMİ

Doğa ve Macera Turizmi tarifinin içerisine, yeşil turizm, alternatif turizm, yayla turizmi, eko turizm, aktif turizm, doğa sporları turizmi, macera ve adrenalin sporları turizmi gibi başlıklar giriyor.

Biraz daha spesifik ifade edersek, Kanyoning, dağ bisikleti, trekking, kano, rafting, yamaç paraşütü, at sporları macera turizmi; kırsal gezi, agro ve eko turizmi de ilaveten doğa turizmi olarak adlandırılıyor.

Doğa ve Macera turları katılımcıları profili, genelde eğitim seviyesi yüksek, kitle turizmine pek sıcak bakmayan, birbirlerini tanıyan ve genelde aynı fikri paylaşan insanların küçük gruplar halinde iştirak ettiği bir etkinliktir.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ile Macera Turizmi ve Ticaret Birliği verilerine göre, toplam turizm hareketi olarak, 2014 yılında dünyada seyahat eden 1 milyar 138 milyon kişi, bu seyahatlerde 1,2 trilyon dolar harcama yaptı. Dünyada bilinen turizm sektörü % 4-7 arasında büyürken, doğa ve macera turizmi % 20-30 arasında büyüdü.

ABD George Washington Üniversitesi ve ATTA (değişik etkinliklerin yer aldığı festival) tarafından 2014’te hazırlanan Macera Turizmi Gelişim Endeksi’ne göre, Türkiye, 163 gelişmekte olan ülke arasında 19’uncu sırada olduğu ifade edilmiştir.

Dünyada, Doğa ve Macera Turizmine her yıl harcanan paranın, 2018 verilerine göre ise, 400-450 milyar dolar civarında olduğu, bunun da toplam turizm harcamaları içerisinde % 8-10 civarında bir orana tekabül ettiği belirtilmektedir.

Türkiye’mizin, gelen turist sayısı ve turizm gelirleri sıralamasında dünyada ilk 10’da olduğunu, bunun ağırlıklı olarak yaz ve deniz turizminden oluştuğunu, ancak tarih ve kültür turizminde olduğu gibi, Doğa ve Macera Turizminde de potansiyelimizin çok altında olduğumuzu ve yeterli payı alamadığımızı söyleyebiliriz.

2015 yılı açıklamaları ve verilerine göre ülkemizde, doğa turizmi için minimum 525 adet ayrı alan mevcuttur. Türkiye’de doğa ve macera turizmine hitap edebilecek toplam 850 bin hektara yakın 40 milli parkın yanısıra, 950 bin hektarı aşan büyüklüğüyle 192 tabiat parkı, 31 tabiatı koruma alanı, 112 tabiat anıtı, 80 yaban hayatı geliştirme sahası, 1273 sit sahası bulunmaktadır. 420’nin üzerinde kuş türü yaşamakta, Avrupa’da tespit edilen 12.000 bitki türünden 9.000’i Türkiye’de yetişmektedir. 

Bunların hepsi, ülkemiz için önemli avantajlar ve potansiyel demektir, ama önemli olan potansiyele sahip olmak değil, sahip olduğunuz potansiyeli hakkıyla değerlendirebilmektir. 

Doğa ve Macera Sporları kapsamında, yaklaşık 15 dal olduğunu ve ülkemizin bu alanda da önemli potansiyele sahip olduğunu tekrarlayarak, şimdi öne çıkanlardan bir kaçına bir bakalım: 

Türkiye’de öne çıkan rafting merkezleri: Artvin/Çoruh Nehri, Rize/Fırtına Deresi, Antalya/Körüçay, Muğla/Dalaman Çayı,  Tunceli/Munzur Çayı.

Kanyoning alanları: Antalya Köprülü Kanyon, Antalya/Kemer Göynük Kanyonu, Kastamonu Pınarbaşı İlçesi/ Muratbaşı Köyü Kanlıçay Köyü Valla Kanyonu, Muğla/Fethiye Saklıkent Kanyonu, Uşak/Ulubey Kanyonu, Aksaray Güzelyurt İlçesi/Ihlara Kanyonu, Bursa/İznik Sansarak Kanyonu, Isparta/Sütçüler ilçesi Yazılı Kanyon, Samsun/Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu, Adana Kapıkaya Kanyonu, Ordu/Ulubey Küpkaya Kanyonu.

Trekking Merkezleri: Artvin/Macahel, Kayseri-Niğde-Adana Aladağlar, Karadeniz/Kaçkar Dağları, Ege Denizi/Gökçeada, Ankara/Soğuksu Milli Parkı, Afyonkarahisar/İscehisar, Bursa/Uludağ, Yalova/Erikli Şelalesi, Kocaeli/Gebze Ballıkayalar, Karabük Yenice Ormanları.

Yamaç Paraşütü Merkezleri: Muğla/Fethiye Babadağ, Denizli/Çökelez Dağı, Bolu/Abant, Kayseri/Alidağ, Erzincan/Munzur Dağları, Antalya/Kaş Asas Tepesi, Denizli/Pamukkale Dinamit Tepesi, Eskişehir/İnönü C Tepesi, İzmir/Bozdağ, Adıyaman/Nemrut.

Neticede, dünyada yıllık 400-450 milyar dolarlık bir hacime ulaşan ve daha da büyüme potansiyeli taşıyan “Doğa ve Macera Turizmi” alanında, ülkemizin çok büyük potansiyele ve avantajlara sahip olduğunu dikkate aldığımızda, bu alanlarda da gerekli tüm çalışmaları ve tanıtımlarımızı akıllıca yapabilirsek, dünya pastasından daha büyük paylar alacağımıza yürekten inanıyorum.

Bu çalışmaların ve tanıtımların nasıl olabileceği, bu giderlerin bütçelerinin nasıl ayarlanacağı vb konularında ise, bir önceki “Tarih ve Kültür Turizmi” adlı makalemde ifade ettiğim önerilerimin bu alan için de geçerli olduğunu belirtmek isterim.

Bacasız sanayi denilen turizm sektörünün her bir dalında, ülkemiz potansiyelini yeterince değerlendirmeyi başarabilirsek ve bugünkü turizm gelirlerini 2’ye 3’e katlayabilirsek, bu beraberinde önemli istihdam ve yatırım artışları da sağlayacağından, ekonomimizin her alanına yayılacak pozitif tetikleyici etkiler sebebiyle, kalkınma ve refah seviyemizin artışında ciddi katkılar sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu