banner4
20.10.2021, 19:22

DENİZLİ’Lİ (DÂHİ) ÇOBAN HÜSEYİN 

1924’te (kimi kaynaklarda 1926’da) Denizli ili Acıpayam ilçesi Yumrutaş Köyünde dünyaya gelmiştir.

4 yaşındayken annesini, 11 yaşında da babasını kaybetmiş, fakirlikten ve sahipsizlikten ilkokulun ilk 3 sınıfına gidebilmiş, sonrasında okula gidememiş, köyünde çobanlık yapmaktadır.

Yıl 1936’dır. Acıpayam’da öğretmenler gittikleri piknikte, keçileri otlatan çoban Hüseyin’le karşılaşırlar. 12 yaşlarındaki bu çoban çocuğu sofralarına davet ederler. Yemek, çay ikramında bulunurlar, sohbet ederler.

Sohbet sırasında annesini ve babasını kaybettiğini, ilkokulun ilk 3 yılını okuduğunu ve devamına gidemediğini öğrenirler. Hüseyin’in zeki olduğunu fark edince, yardımcı olurlar ve Denizli’de parasız yatılı okumaya başlamasına ikna ederler.

Hüseyin, köyünden Denizli’ye bir kamyonla yolculuk eder. Ali Rıza Kaşıkçı isimli kamyon şoförü yolculuk sırasında Hüseyin’le sohbet sırasında hayat hikayesini dinler ve etkilenir. Okumasına yardım edeceğini, elinde geldiğince ekonomik destek vermeye çalışacağını söyler ve yapar da.

Hüseyin ilkokulun 4. ve 5. sınıfını ve devamını Denizli’de okur.

Lisede okurken katıldığı bir matematik yarışmasında kendisine hediye edilen kitabı aynı akşam okur. Ertesi sabah öğretmenine giderek kitapta eksiklik ve hata olduğunu söyleyince öğretmenleri şaşırır. Hüseyin’in bahsettiği eksiklik “görecelilik teorisi” hakkındadır.

Fen Bilgisi öğretmeni konuyu ciddiye alır ve araştırır. Üniversiteden hocası olan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Nusret Kürkçüoğlu’na bir mektup yazar. Mektupta, öğrencisi Hüseyin’den ve onun tespit ettiği eksiklikten etraflıca bahseder. Fen bilgisi öğretmeninin bu mektubuna hocasından aldığı cevapta “Hüseyin liseyi bitirince İTÜ Elektrik Mühendisliğine gelsin, beni bulsun” ifadesi yer almaktadır.

Hüseyin liseyi bitirince, İstanbul’a İTÜ’ne giderek Profesör Nusret Kürkçüoğlu hocayı bulur. İTÜ Elektrik Mühendisliğinde okumaya başlar.

İTÜ Elektrik Mühendisliğinde okurken bir takım formülleri esas alıp, yeni ve farklı çalışmalar yapar neticelerini hocalarıyla paylaşır, ama hocaları olayı kavrayamazlar. Hocalardan biri, ABD Boston’daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Morse mektup yazarak Hüseyin’i ve konuyu etraflıca anlatarak yardım ister.

Prof. Morse’dan gelen cevapta, Hüseyin’in bu çalışmasını bir grubun 5 sene önce orada bulduğunu, ancak Hüseyin’in tek başına yaptığı çalışmayla bunu bulmasının olağanüstü bir durum olduğunu bildirir ve Hüseyin’in masraflarını karşılayacaklarını da belirterek ABD’ye davet eder.

Hüseyin Yılmaz 1951’de İTÜ’den Elektrik Mühendisi olarak mezun olur. 1952’de de  yüksek lisansını tamamlar. 

Bir gazetenin yaptığı kampanya ile toplanan parayla bir gemiye bindirilerek ABD’ye gönderilir. ABD’de MIT’te (Massachusetts İnstitute of Technology) Prof. Morse’yu bulur. 

Annesini ve babasını erken yaşlarda kaybetmiş, ilkokulun ilk 3 sınıfını okuyup devamını okuyamamış, fakir, yetim, kimsesiz, Denizli’nin köyünden çıkmış köylü, çoban Hüseyin artık 28 yaşına gelmiş, bir elektrik yüksek mühendisi olarak ABD’de akademik kariyerine başlamıştır.

İngilizcesi başlangıçta yetmez, ama çok çalışarak eksiğini kısa sürede tamamlar.

Massachusetts Instıtute of Teknology Enstitüsü (MIT)’te tez konuları 5 ilâ 9 sene arasında bitmesine rağmen Hüseyin tüm çalışmasını sadece 3 ayda bitirip hocasının karşısına çıkar, tezi bitirdiğini söyleyip teslim eder. Prof. Morse çok şaşırsa da, birkaç gün tezi inceler ve bir eksiklik ve hata bulamaz. Hüseyin’i çağırır “Senin tezin tamam, ancak bu Enstitüde biz kimseye bu kadarcık kısa sürede doktora diploması veremeyiz. Sen git istediğin dersleri al ve devam et, 2 yıl sonra da bana gel” der.

Yine de, 5-9 sene süren tez süresini 2 yılda tamamlamıştır. 2 yıl sonra (1954 yılında) doktorasını alır ve doktor ünvanıyla bu kez Princeton Üniversitesine geçer ve orada aldığı bir teklifi kabul ederek Albert Einstein’la çalışmaya başlar.

1954-1956 yıllarında Stevens Teknoloji Enstitüsünde Yrd. Doçent olarak görev yapar.

Hüseyin Yılmaz profesörlüğünü de MIT’te (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü) alır.

1956’da Kanada Ulusal Araştırma Konseyi’nden davet alır ve burada görev yapmaya başlar.

1957’de Sylvania Electric Products firmasına geçer.

1958 yılında, çalışmalarını yakından takip ettiği ve bir süre birlikte çalıştıkları Albert Einstein’ın ünlü fonksiyon teorisinde eksiklikler tespit eder ve kendisine bir mektupla bunları bildirir. Ancak Hüseyin’in yazdığı mektup eline ulaşmadan Einstein vefat eder.

Hüseyin Yılmaz’ın bu mektubu ünlü bir bilim dergisinde yayınlanınca, dünyada adeta kıyamet kopar. Bilim dünyası 2’ye bölünür. Einstein’ın kuramına karşı, “Yılmaz Kütle Çekim Kuramı” da literatüre girer.

Hüseyin Yılmaz, geliştirdiği kütleçekim teorisinin kuantum mekaniği ile uyumlu olarak, Einstein’ın teorisine alternatif bir teori geliştirmiştir. Başka bir ifadeyle Hüseyin Yılmaz hocanın en temel iddiası, geliştirdiği kütleçekim teorisinin kuantum mekaniği ile de uyumlu olduğu, süpercisim teorisine ise alternatif bir teori geliştirdiği yönündedir. 

1958-1959 yıllarında Princeton İleri Araştırmalar Enstitüsü’ne geçer ve çalışmalar yapar. 1959 yılında, “Maser” (uyarılmış radyasyon emisyonu ile çoğaltılmış mikrodalga) kullanarak “Genel Görelilik Teorisi” üzerine yaptığı çalışmalarıyla Kütleçekim Araştırmaları Vakfı Ödülüne layık görülür.

Birkaç yıl sonra Boston’a geri döner ve buluşları/icadları destekleyen bir firmayla çalışmaya başlar. Burada bilgisayarlara sesli kumanda ile komut vermek üzerinde projeler yürütür. Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa, 1960’ların başlarında, Mühendis Dr. Hüseyin Yılmaz üretir. Bu bilgisayar, şimdikiler kadar gelişmiş değildir ancak sesli komutla çalıştırılan şimdiki gelişmiş bilgisayarların (cep telefonlarındaki yazılımlar dahil) atası olarak kabul edilmektedir.

1961’de Edwin Land’in Evrim Teorisiyle ilgili görüşlerinden yola çıkarak, renk algısına yönelik yeni bir evrimsel teori geliştirir.

1962’de yönetici olarak çalışmaya başladığı Arthur D. Little isimli teknoloji firmasında, bugün dünyada popüler olarak kullanılan Siri, Google Now, Cortana gibi proğramlarda kullanılan sesli komut sisteminin atası diyebileceğimiz sistemi icad etmiştir. Aynı zamanda MIT’te de Biyoloji Bölümünde araştırmalar yapmaktadır.

1964 yılında Eindhoven’da Algı Araştırmaları Enstitüsü çatısı altında çalışmalarını sürdürür ve sonradan Winchester’daki Algı Teknolojileri Şirketinde (Perception Technology Corporation) da görev alır.

1964’te tanıştıkları Karen Hanımla 1965’te evlenirler ve 1’si kız 2’si erkek 3 çocukları olur.

1965’te Northeastern Üniversitesinden Fahri Profesörlük alır.

1970’lerde bilim felsefesiyle de ilgilenmeye başlar.

1990’larda Tufts Üniversitesi Elektro-Optik Araştırma Merkezine ve Japonya’daki Hamamatsu Fotonik’e dahil olarak çalışmalarını genişletmiştir.

Denizli/Acıpayam’ın Yumrutaş Köyünde, annesini babasını çocuk yaşta kaybetmiş, fakirlik ve sahipsizlikten ilkokulu bitiremeyen, fakir ve gariban bir köylü çocuğu, çoban Hüseyin Yılmaz, pikniğe gelen öğretmenlerle tesadüfen tanışması, onların kendisini keşfetmesi ve başlangıçta önderlik etmesiyle başlayan hayat sürecini, kendi gayret ve çabalarıyla büyüttüğü hedeflerini ABD’de Fizik Profesörü olması, Einstein’la çalışması ve bilime katkılarıyla adını tüm dünyaya duyurmasıyla taçlandırmıştır.

Belki de, Einstein’a sağlanan imkanlar Hüseyin Yılmaz Hocaya sağlansaydı, bilime ve insanlığa çok daha üst seviyelerde kalıcı katkıları olacaktı.

1955’te Yılmaz S-Functions: Kuantum mekaniğinde bazı hesaplamaların nasıl yapılacağını gösteren,

1961 ve 1984’te Newton’un ışık teorisini (Yılmaz Teory of Color Perception) tamamlayan,

1967’de Experimental Psikolojinin Temel Kanunu (Yılmaz Derivation of Fundamental Law of Psycrophysics) bulan,

1958, 1971 ve 1992’de Einstein’ın Gravitasyon Teorisindeki (Yılmaz Teory of Gravity) eksiklik ve yanlışları gösteren,

Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, fakir ve sahipsiz olmasına rağmen, tüm gençlere örnek gösterilecek gayretini, azmini, başarılarını ve hayatını geride bırakarak, 27 Ocak 2013’te ABD’de de hayata gözlerini yummuştur.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun..

Yorumlar (8)
Cagman. 3 yıl önce
Ne kadar ilginç hayatlar var ancak haberimiz yok. Gönül arzu ederdi ki Türkiye de sahip çıkılsın ve daha fazla destek olunsaydı da yaşarken kıymeti bilinseydi.
Ali DOBOGLU 3 yıl önce
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Allah rahmet eylesin Profesör doktor Hüseyin Yılmaz hocaya tam bir dahi imiş özellikle kainattaki fizik olayları kütle çekim kuantum fizi&i kanunları için IQ dünün 170 180 lerde olmadı lazım rahmetli Hüseyin Yılmaz hoca ise tam bir üstün zeka kategorisinde imiş aslında elinden tutulsa ne ne cevherler çıkar ülkemizde
Nurettin Cengiz 3 yıl önce
Allah rahmet eylesin.Emeğinize sağlık Sayın Müsteşarım.Selamlar…
Suzan Çal 3 yıl önce
Çok güzel Hocam.
İçim inanın bir tuhaf oldu.
Kazanıp kaybettiklerimiz
Osman ÇANŞALI 3 yıl önce
Böyle başarılı ecdadımızın varlığı bizler için büyük bir gurur kaynağı olduğu gibi gençlerimiz için de en güzel örnek olmaktadır. Allah hepsinden razı olsun.
Adem Taşağıl 1 yıl önce
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah
Necdet SÖNMEZ 5 ay önce
Bunun gibi çocukları anlayacak be yardımcı olacak idealist öğretmenler ve okul yöneticileri vardı .
12
az bulutlu