banner4
25.04.2020, 13:12

CHP VE LİLER

Dürüst, adil ve ilkeli olmaya dair kendime verdiğim sözden hareketle, şahsıma ayrılmış köşeler de ve sosyal medya hesaplarım üzerinden evvela ve üstelik en acımasız şekilde hep kendi mahallemi ve mahallemin belirgin, etkin ve yetkin simalarını ve onların eylem, söylem ve icraatlarını eleştirdim. Üstelik bunu yaparken de arızaları mercek altına alarak pazara çıkardım. Öyle ki Pazar, küçüğünden büyüğüne irrite olsunlar istedim.

Bunu yaparken de adil olmaya ve ilkeli davranmaya dair gösterdiğim hassasiyet ise takip edenlerimce takdir edilecektir diye düşünüyorum.

Bu sebepledir ki kendi mahalleme dair yazdığım yazılar ve acımasız eleştiriler, CHP ve taraftarlarına dair yazdıklarım ve yaptığım eleştiriler ile kıyası dahi mümkün olmayacak derece de önemli büyüklük göstermektedir.

Bunları, gerek köşem de ve gerekse de sosyal medya hesaplarım üzerinden yaparken gelen yazı, tepki ve eleştirilere de özel bir ehemmiyet gösterdim ve o tepkilerden de ayrı bir araştırma ve belki de ileride kaleme alacağım bir kitap konusu biriktirdim.

Sonra düşündüm ve özel bir hassasiyet gösterdiğim adalet ilkesine halel getirdiğime dair ciddi bir hissiyat belirdi iç dünyamda. Madem ilkeli ve madem adil olacak ve olanları hakkaniyet ölçüsü içerisinde ilgililerine ulaştıracaktım, bunu yaparken salt kendi mahalleme ve üstelik bir karabasan gibi çökerken, CHP ve taraftarlarına ve hatta diğer muhalif partilere dair takındığım muhalif tavrımda ki zayıflık, adil davranma kararlılığıma gölge düşürmekteydi.

Bu anlam da adalet ilkelerine halel getirdiğim hissiyatıma da okuyucum ve takipçilerimden ehli vicdan olanların da iştirak edeceği kanaatindeyim.

Kendime edindiğim ana ilkelerimden bir tanesi kendi mahallemi eleştirmek ve üstelik bunu yaparken de hakkını vermek ilkesi idi. El hak bunu yaptığımı ve yaparken de hakkını da verdiğim düşüncesindeyim.

Ancak, kendi mahalleme dair yazdığım okkalı eleştirilere tüm CHP’li arkadaş ve okuyucularımın hararetle iştirak göstermeleri ve yazılarıma bir de katkı verici dipnotlar yazmaları gözümden hiçbir zaman kaçmıyordu.  Kaçmadığını zaman zaman imalı cümlelerle ilgililerine göndermeler yapıyor ve onları da hakkaniyet ölçülerine davet ediyordum.

Bu davetlerimin bir karşılığı oldu mu? Ele avuca gelir cinsten bir iştirakin olmadığı gerçeğini de adil ve dürüst olmak ilkesinden hareketle itiraf ediyorum. Kendi mahalleme yaptığım acımasız ve okkalı eleştirilerime hararetle iştirak edenler ve sadece bununla iktifa etmeyip bir de çok çeşitli şekilde eleştirel katkılar verenler, iş kendi mahallelerine gelince üç maymunu oynuyorlardı.

CHP, sütten çıkmış ak kaşık idi ve dolayısıyla bırakın okkalı eleştirileri, üstün körü bir eleştiriye dahi gereksinim görmeyen bu kitle, kendi mahalleme dair yaptığım kanırtıcı eleştirilerime hararetle katkılar vermeye kesintisiz devam ediyorlardı.

CHP’yi eleştirmek akıllarına dahi gelmemekte ve kendilerince de böylesi bir tavrın altını dolduracak mebzul miktar parametreleri de mevcuttu.

Öyle ya !

Cumhuriyet onlarındı!

Ülkeyi kuran ve kurtaran (!) onlardı!

Değer ifade eden her şey CHP’nin olduğu gibi hatta onun tekeli altındaydı.

Havan da su dövmek kabilinden olan bu serzenişler önemli bir kitle tarafından alıcı bulmuş ve koca bir asırdır söylenmekten, aksini söyleyip yazacak boş bir satır dahi bırakılmamıştı.

Heyhat !

Bütün savaş meydanları muhafazakâr ailelerin evlatları tarafından muhafaza edilmiş, gazi ve şehitler bu çevrenin ve bu mahallenin çocuklarından müteşekkil olmasına karşın, kurtaranınve kurtarıcıların salt CHP ve lilerden oluştuğunu iddia etmek adalet,hakkaniyet ve ilkeye dair yapılacak en ağır hakaret anlamını taşıyordu.

Kefen satıcılarının muadillerinin binlerce liraya kitap sattığını, yediği pilav tabağından Atatürk sülieti gördüğünü, erdem ve faziletin kendi tekelleri altında olduğunu ve dolayısıyla da zımnen dünya ve ukba saadetinin de yine kendilerine tabi olmaktan geçtiğini iddia eden CHP ve LİLER, cüppeli üzerinden bizim haneye karadan, havadan ve denizden bilumum mühimmat göndermeyi de,yine fazilet bağlamı üzerinden ele almaktaydı.

Adalet, hakkaniyet, ilke ve dürüst olmak adına gözüme aldığım onca risk faktörünün bizatihi mazlum olduklarına inandığım ve onların haklarının iadesi için çalıştığım kitle tarafından çiğnendiğine şahit oluşum, verdiğim o anlamlı mücadelenin nasıl da iç edildiğini üzülerek müşahede ettim.

Sahi !

Adil, ahlaklı, dürüst ve ilkeli olmak herkes üzerine bir vecibe değil miydi…!??

Laiklik ve cumhuriyetin muhafazakâr ve muhafazakârların da laiklik ile uyuşmazlığına dair saptamalarımı da bir sonra ki yazıma havale ediyorum.

Yorumlar (1)
Dogalgunkurusu 4 yıl önce
Tebrikler
12
az bulutlu