banner4
09.05.2022, 11:42

Buzların İmparatorları

“Uçamayan, komik yürüyüşlü, daima huysuz görünen bir kuş var ve bu kuş size nasıl yaşanacağını gösteriyor.” (1)

Antarktika… Sıcaklığı en az sıfırın altında 45 derece olan ve görüş mesafesini bir metrenin altına düşüren kar fırtınalarıyla bilinen bu coğrafyanın zorlu koşullarında yaşayan İmparator penguenleri, bölgede kış başlangıcı olan Mart ve Nisan aylarında üremek ve yavrularını büyütebilmek için uygun bölgelere birkaç kilometrelik bir yolculuk yapıyorlar. 25.000 kadar penguen burada bir araya geliyorlar. 

Mayıs veya Haziran ayında penguen bir yumurta yumurtluyor. Penguenler, etrafları kar ve buzla kaplı olduğundan yumurtaları için yuva yapamıyorlar. Ama soğuğa dayanamayıp donacağı için yumurtalarını buzun üzerine de bırakamıyorlar. Bu yüzden imparator penguenleri yumurtalarını ayaklarının üzerinde taşıyorlar. Yumurtladıktan sonraki birkaç saat içinde erkek dişinin yanına geliyor, göğüs göğse gelecek şekilde duruyorlar ve erkek penguen yumurtayı dişiden devralıyor. Yumurtanın buzun üzerine düşmemesi ve kırılmaması için azami dikkat gösteriyorlar. Erkek adeta bilinçli bir hareketle önce ayak parmaklarını yumurtanın altına sokuyor ve sonra parmaklarını yukarıya doğru kaldırarak yumurtayı ayağının üzerine yuvarlıyor. Bu uğraştırıcı işlemin ardından, penguen yumuşak tüyleri ile yumurtanın üzerini örtüyor.

Neden kuluçkaya erkek penguen yatıyor? 

Çünkü dişi penguen yumurta üretirken vücudundaki besin deposunun tamamına yakınını tüketiyor. Bu kaybını telafi etmek ve yiyecek bulmak için hemen denize geri dönüyor. 

Erkek penguenler için çok zorlu ve sabır gerektiren bir kuluçka dönemi başlıyor. Yumurtalarını ayaklarının üzerinden indiremiyorlar. Kuyruklarından ayak gibi destek alarak topuklarının üzerinde dinleniyorlar. Yumurtalarının buzla temasını engellemek için ayak parmaklarını yukarıda tutuyorlar. 

Şiddetli tipide, zaman zaman saatte 160 km hızla esen zorlu kış şartlarında aylar boyu bir şey yemeden ve kıpırdamadan yavruları için benzersiz bir fedakarlıkta bulunuyor penguenler. Soğuktan korunmak için dayanışma sergileyerek birbirlerine yaklaşıyorlar. Erkek penguenler arada hiç boşluk kalmayacak şekilde adeta birbirlerine yapışarak çember oluşturuyorlar. Hepsi çemberin içinde kalamadığında, sürekli yer değiştiriyor ve dönüşümlü olarak çemberin dışına geçerek birbirlerini kolluyorlar.

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden yardımcı Doçent Jessica Meir, 2013 yılında The Journal of Experimental Biology adlı akademik dergide yayımlanan makalesinde, dondurucu ortamda bulundukları halde imparator penguenlerin vücut sıcaklığının yaklaşık 37 derecede sabit kaldığını belirtiyor. Penguenlerin dışta bulunan tüyleri yağla kaplı ve su geçirmezken, bunların altında yumuşak tüyler bulunuyor. Deniz biyoloğu olan Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr. Paul Ponganis, hava sıcaklığı eksi 20, hatta eksi 30 dereceyken penguenlerin tüylerinin altındaki ısının 30-35 derece olabileceğini dile getiriyor.

Glasgow Üniversitesi’nden Dr. Dominic McCafferty ve ekibi de 2013 yılında Journal of Biology Letters’ta yayımlanan makalelerinde, penguen tüylerinin ısı yalıtımının yüzde 80’inden fazlasını sağladığını ve rüzgâra karşı da çok dirençli olduğunu ifade ediyorlar. Buna göre, vücutlarındaki “karşı akım ısı değişim sistemleri” penguenlerin ısı kaybını en aza indiriyor. Penguenlerin burun boşlukları da solunum sırasında ısı kaybetmelerini önleyecek şekilde tasarlanmış. (2) 


 

60 günün sonunda yumurtalar çatladığında bile erkek penguenler yavrularını düşünüyorlar. Yeni doğan yavrular ilk yemeklerini babalarından yiyorlar. Baba, yutağından az da olsa süt salgılıyor ve bunu yavrusuna içiriyor.

“İmparator penguenlerin hayatları, müthiş bir merhametin yansıması. Erkek penguenler, beslenmeden ortalama 64 gün boyunca yumurtalarını ayaklarının üstünde taşıyor. Dişi gecikecek olursa, yavru babasının yemek borusundan gelen, memelilerin sütüne benzeyen bir sıvıyla besleniyor.” (3) 

Dişiler denizden döndüklerinde seslenmeye başlıyorlar ve erkekler de onlara karşılık veriyor. Allah’ın verdiği özel kabiliyetleri vesilesiyle birbirlerini seslerinden tanıyorlar. 

Dişi, kursağında depoladığı yiyecekleri yavrusunun önüne boşaltıyor ve yavru böylece ilk gerçek yemeğini yiyor. 

“Ve dişiler, açlıktan ölmek üzere olan partnerlerinin onlara en çok gereksinim duyduğu anda geri dönüyor. Anneler yavrularını ilk kez görüyor ve besleme görevini devralıyor. Ebeveynler aylar boyunca bir takım oluşturarak, büyüyen yavrular için yiyecek bulma görevini sırayla yerine getiriyor.” (4)

Şuursuz bir canlıdan, bu şartlarda zorlandığı için yumurtasını bırakıp, kendi başının çaresine bakması beklenir aslında. Ama olmuyor. Bu büyük dayanışma ve iş bölümü ile ölümü bile göze almaları, Allah'ın onlara ilham ettiği koruma duygusu sayesinde gerçekleşiyor.

Binlerce penguenin aylar boyu bu zor şartlarda fedakârca ve dayanışma içinde olmaları müthiştir. Şuur sahibi insanların çıkar çatışmalarını düşününce… Ki bu ayrıca evrimin, "zayıfların ezilerek yok olduğu" iddiasını da çürüten bir fedakârlık örneği de aynı zamanda.

Bu büyük azim, sabır ve hayret verici kararlılık insan için elbette ibrettir.  Ve elbette her yavrunun üzerinde, sonsuz merhamet ve şefkat sahibi Rabbimizin koruması vardır.

Bu hayvanların şuurlu ve merhametli davranışlar sergilemesini sağlayan, onları bu özellikleri ile yaratan göklerin ve yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi olan Allah'tır. O, bizi böylece kendi sonsuz şefkat ve merhametine şahit kılıyor.


 

Elif E. Bayraktar

Dipnotlar:

1-Antarktika’da dönem dönem imparator penguenlerinin yaşam ve üreme döngüsünü araştırıp, fotoğraflayan Stefan Christmann. 

2-Atlas Dergisi

3-Dr. Paul PonganIs, Amerika Ulusal Bilim Vakfı (NSF))

4-National Geographic


 

Yorumlar (0)
12
az bulutlu