banner4
13.11.2022, 20:35

BOZKIRLI ABDULLAH FEVZİ EFENDİ 

1883 yılında Konya/Bozkır Hacıköy’de Yusuf Efendi ve Fatma Hanım’ın evlatları olarak dünyaya gelmiştir.

İlk eğitimini doğduğu köyde tamamlamış, Daha sonra Konya’ya giderek, ünlü bilgin ve meşayihden (meşayih: Arapça kökenden baktığımızda şeyhler anlamına gelse de, burada kullanılan anlamı tasavvuf dalında en üst noktaya gelmiş ve islam dininin tüm bilgilerine vâkıf kişidir) Memiş Efendinin küçük oğlu Hasan Kudsî Efendiden dersler almıştır. 

Akabinde de Islah-ı Medaris’e (günümüzün üniversiteleri olan medreselerin ıslahı) devam ederek Ahmet Ziya Efendiden icazetini alarak müderris (günümüzün profesörü) oldur. Bununla da yetinmeyip Konya Dar’ul Muallimin’e girerek oradan da mezun olmuştur.

Tahsilini tamamladıktan sonra hocası Hasan Kudsi Efendinin kızı Hatice Hanımla evlenmiştir.

Müderrislere tanınan muafiyet hakkına rağmen gönüllü olarak 1. Dünya Savaşında Sina Cephesinde ve Çanakkale Cephesinde, Milli Mücadele Döneminde de Batı Cephesinde savaşmıştır.

Savaşlarda en önlerde yer alarak ve askerleri vatan namustur, vatan sevgisi imandan gelir, düşmanın silahı topu tüfeği bizden fazla olsa da bizden güçlü değildir, ölürsek şehit kalırsak Gazi oluruz daha da ne isteriz diyerek motive etmiş ve morali maneviyatı yükselterek askerimizle birlikte çok büyük

kahramanlıklar sergilemiştir.

Bahriye teşkilatında Brik (2 adet direği bulunan, hızlı hareket edebilen, manevra kabiliyeti yüksek, birkaç topu bulunan eski bir savaş gemisi), korvet ve kalyon katipliği yapmıştır. 

Kolağası (şimdiki karşılığı yüzbaşı ile binbaşı arasında bir rütbe) rütbesindeyken ordudan ayrılarak, ilim çalışmalarına dönmüştür.

Abdullah Fevzi Efendi, 2 Mayıs 1920-22 Kasım 1920 tarihleri arasında Konya’da gerçekleşen Delibaşı İsyanında sorumluluğu yada ilgisi olduğu gerekçesiyle aranmaya başlanınca, zor şartlar altında uzun süre dağlarda saklanarak yaşamış, suçsuzluğu ortaya çıkınca Konya’ya dönmüştür.

Cumhuriyet döneminde Konya Merkez vaizi olarak görev yapmıştır. Bir dönem Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde Arapça mütercim olarak çalışmıştır.

Sürgün yılları, İslam hukuku, fıkıh, akaid, tasavvuf gibi konularda çok sayıda eseri yayınlanmıştır.

1943 yılında vefat etmiş, İstanbul Edirnekapı-Eyüp yolu üzerindeki Mustafa Paşa tekkesi yanına defnedimiştir. Daha sonra kabri torunu Numan Erdem tarafından Edirnekapı Şehitliğine nakledilmiştir.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..

Yorumlar (0)
12
az bulutlu