Son Dakika
banner1

İbrahim Kalın'dan Amerika'ya F-16 resti.. Siz bilirsiniz başka alternatiflerimiz var

ABD ile F-16 görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Kalın, "F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var, bizim Milli Muharip Uçağımız var, bizim başka alternatiflerimiz var.' Bundan kendileri pişman olurlar' dedi.

BİLİM VE TEKNOLOJİ 05.04.2023, 22:32 06.04.2023, 00:37
İbrahim Kalın'dan Amerika'ya F-16 resti.. Siz bilirsiniz başka alternatiflerimiz var

"(BİZİM KIZILELMA'MIZ VAR, BAŞKA ALTERNATİFLERİMİZ VAR) DERİZ"

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle, ABD'yle yürütülen F-16 sürecinin birbirinden ayrı konular olduğunu vurgulayan Kalın, Türkiye'ye bunun üzerinden bir baskı kurmaya çalışmanın da anlamsız olduğunu ABD'li muhataplarına ilettiğini söyledi.

Kalın, bu konuda bazı ABD'li senatörlerle tartıştıklarını dile getirerek şöyle devam etti:

"Ben o zaman açıkça söyledim; 'Bakın sayın senatör siz bunda ısrar ederseniz, yani 'Türkiye İsveç'i, Finlandiya'yı kabul etsin ondan sonra F- 16'ları onaylarız.' derseniz. Biz de tam tersini size söyleriz. Biz de deriz ki o zaman, 'Siz F-16'yı yapana kadar, F-16'ları onaylayana kadar biz de İsveç'in üyeliğini onaylamıyoruz'. O zaman ne olur? Böyle bir sessizlik oldu tabii. Yani bu süreci sadece tıkarsınız. Bunların böyle ilişkilendirirseniz yanlış bir yola girersiniz. Biz F-16 programının elbette devam etmesini istiyoruz. Hava Kuvvetlerimiz açısından, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından önemli bir programdır, bunu yapmak istiyoruz. ABD ile bu konuda bir görüş birliğine varıp bu programı ilerletmek istiyoruz ama açıkça şunu da söyleyeyim, yani 'Türkiye aman mutlaka bu olsun, olmazsa yarın bizim güvenliğimiz ortadan kalkar.' modunda da değiliz açıkçası. Olursa elbette iyi olur ama Türkiye'nin başka alternatifleri de var."


Kalın, Türkiye'nin milli savunma sanayi alanında muazzam gelişmeler yaşadığını ve bunların daha da ilerleyeceğini işaret ederek en son Bayraktar Kızılelma'nın orta menzilli uçuş testlerini tamamladığını hatırlattı.

Türkiye'de modern, savaş konseptini değiştiren gelişmeler yaşandığını aktaran Kalın, SİHA'ların yetkinliklerini Libya'da, Karabağ'da Suriye'de ve Irak'taki operasyonlarda defalarca ispat ettiğini kaydetti.

Kalın şöyle devam etti:

"Bunların arkası gelecek, bu teknoloji hızla büyümeye, gelişmeye devam edecek. Biz diğer alternatifleri de araştırıyoruz. Yani Tayfun uçaklarını İngilizlerle konuşuyoruz. Kendi milli muharip uçağımızın şu anda testleri yapılıyor. Onlar gelişecek. Yani buna biraz orta, uzun vadede baktığınız zaman önümüzdeki 5-10 yıllık gibi bir perspektifle baktığınızda inanın bugün bazılarının 'Büyük bir kriz çıkmaz.' vesaire gibi takdim ettiği F-16 ve diğer konular çok tali, ikincil meseleler haline gelecek. Türkiye başka imkan ve kabiliyetlere doğru ilerleyecek. F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var, bizim milli muharip uçağımız var, bizim başka alternatiflerimiz var'. Bundan kendileri pişman olurlar, Türkiye buradan bir şey kaybetmez, güçlenerek çıkar."

"PKK'NIN SURİYE KOLUNA DESTEK VEREREK TERÖRLE MÜCADELE EDİLMEZ"


Kalın'a, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki hassasiyeti anımsatılarak "Son MGK bildirisinde Suriye ve Irak'taki gelişmelere dikkat çekildi ve bazı müttefik ülkelerin bölgedeki tavrı eleştirildi. ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye ziyareti, Irak'ta düşen helikopter konularında mevkidaşlarınızla görüştünüz mü?" sorusu yöneltildi.

ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye'nin kuzeyine yaptığı ziyaretten hemen sonra Büyükelçi'nin Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını ve uyarıda bulunulduğunu, izahat istendiğini söyleyen Kalın, aynı konuları mevkidaşlarıyla ABD'deki görüşmelerde dile getirdiğini aktardı.

İbrahim Kalın, "Onlar PYD, YPG ile görüşmediğini, sadece Amerikan askerleriyle görüştüğünü iddia ediyorlar. Biz yine de bunu yeterli, tatmin edici bulmuyoruz." dedi.

Kalın, eski ABD Başkanı Obama döneminde başlatılan PYD ve YPG'ye destek politikasının kökten yanlış, her açıdan hatalı olduğunu her platformda dile getirdiklerini kaydetti.

ABD'nin PYD ve YPG'ye verdiği desteği artık bitirmesi gerektiğini vurgulayan Kalın, "Bu politikanın sürdürülebilir bir tarafı yok. Bu sadece Türkiye-ABD ilişkilerini zehirlemekle kalmıyor, aynı zamanla Suriye'deki dengeleri de altüst ediyor, Suriye'nin toprak bütünlüğünü, etnik, sosyal huzurunu da kökünden dinamitleyen bir etkiye sahip. Buna artık son verilmesi gerekiyor. PKK'nın Suriye koluna destek vererek terörle mücadele edilmez." dedi.

Kalın, Irak'ta düşen helikopter hadisesinin de takipçisi olduklarını belirterek terör örgütüne karşı en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Terör örgütü PKK'nın özellikle Süleymaniye ayağında çok ciddi bir yapılanması olduğunu işaret eden Kalın, bunu yıllardır hem Erbil hem Süleymaniye hem de Bağdat merkezi yönetimiyle yaptıkları görüşmelerde dile getirdiklerini aktardı.

"PKK'NIN ÜLKEMİZE TEHDİT OLMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Kalın, Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne bağlı olduğunun ve siyasi birliğini sonuna kadar desteklediğinin altını çizerek toplumsal, etnik ve mezhebi anlamda barış ve huzuru için Ankara'nın üzerine düşen görevi hep yaptığını, bundan sonra da yapmaya devam edeceğini bildirdi.


Buna karşın Irak topraklarının terör örgütlerinin kullandığı bir yer haline gelmesi halinde Türkiye'nin adım atmak zorunda olduğuna dikkati çeken Kalın, "Bunu da tabii ki gene Irak makamlarıyla konuşarak yapıyoruz, hem Bağdat ile hem Erbil ile. Ama özellikle Süleymaniye ayağında PKK'nın çok ciddi bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz. Biz buna asla göz açtırmayacağız. PKK'nın, Süleymaniye'de veyahut başka bir yerde, Mahmur kampında olabilir, başka yerlerde olabilir nerede olursa olsun PKK'nın orada yuvalanmasına ve ülkemize karşı bir tehdit olmasına asla müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.

"AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZI AZALTACAK"

Moskova ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüştüğünü belirten Kalın, ikili ilişkilerin, ticaret ve enerji konuların ele alındığını açıkladı.

Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne 27 Nisan'da zenginleştirilmiş uranyum yakıtının geleceğini hatırlatan Kalın, "Bu çerçevede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Akkuyu'ya ilk defa bir nükleer bölge sıfatı ve statüsü verecek. Bu son derece önemli. Bu aşamadan sonra da artık belli bir vade içerisinde zannediyorum 6, 8, 10 aylık gibi bir süre içerisinde de ilk reaktörün elektrik üretim süreci başlamış olacak. Bu ülkemiz adına gerçekten çok gurur verici bir projedir. Nükleer santralin üretilmesi, elektrik üretiminin sağlanması, ekonomimize de çok ciddi bir katkı sağlayacak. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak. 4 bin 800 megavat elektrik kapasitesi ciddi bir kapasitedir. Dolayısıyla bizim ülkemize de bu manada çok ciddi bir katkı sağlayacak." ifadesini kullandı.

"DÜNYANIN EN ÖNEMLİ GÜNDEMİ BU SAVAŞI DURDURMAK OLMALI"

Moskova temaslarında Rusya-Ukrayna Savaşı'nı da ele aldıklarına değinen Kalın şöyle devam etti:

"Şu anda bütün dünyanın en önemli gündem maddesi, bu savaşı durdurmak için harekete geçmek olmalı. Maalesef benim hem Washington'da yaptığım temaslarda hem Avrupa başkentlerinden aldığım hava, savaşın devam etmesi yönünde genel eğilim var. Bunun son derece tehlikeli ve yanlış olduğunu düşünüyoruz. Savaşın şöyle veya böyle devam etmesi, mevzii birtakım saldırılarla, işte 'Bahar Taarruzu' deniyor, sürdürülmesi daha fazla ölüm, daha fazla yıkım ve daha fazla çözümsüzlük demek. Bunun yerine müzakerelere başlanması; makul, meşru, kabul edilebilir şartlar temelinde müzakerelerin yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Burada makul, meşru ve kabul edilebilirden kastım da tabii ki Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, siyasi egemenliği çerçevesinde bir diplomasi sürecinin başlaması."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüttüğü diplomasi sonucu tahıl sevkiyatının devam ettiğini hatırlatan Kalın, bunun yeterli olmadığını, savaşın sona erdirilmesi gerektiğini ve bunun için daha fazla çabaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

Kalın, Rusların bu konudaki taleplerinin karşılanması halinde tahıl koridoruyla ilgili anlaşma süresinde uzatmaların devam edeceği kanaatinde olduğunu bildirdi.

"REJİMİN DAHA YAPICI TUTUM İÇİNDE OLMASI GEREKİYOR"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Moskova'da Dışişleri Bakan Yardımcısı seviyesinde Suriye konulu toplantı yapıldığını hatırlatarak "Dışişleri, Milli Savunma Bakanlarımız ve istihbarat başkanımız düzeyinde bunun devamı mahiyetinde bir toplantı olacak. Bu toplantı gene Moskova'da yapılacak. Tarihi belirlemek üzereler, görüşmeler devam ediyor." dedi.

Kalın, sınır güvenliğinin sağlanması, terörle mücadele, mültecilerin Suriye'ye güvenli dönüşü ve siyasi sürecin ilerletilmesi konusunda Türkiye'nin tavrını toplantılarda net şekilde ortaya koyduğunu belirterek "Bu sürecin bu çerçevede ilerletilmesi yönünde irademizi korumaya devam ediyoruz. Umarım netice alırız. Dolayısıyla bir olumlu yönde bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Ama rejimin burada daha yapıcı bir tutum içerisinde olması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Amerika'ya F-16 resti.. Siz bilirsiniz başka alternatiflerimiz var

 'F-16' resti!

ABD ile F-16 görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Kalın, "F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var, bizim Milli Muharip Uçağımız var, bizim başka alternatiflerimiz var.' Bundan kendileri pişman olurlar' dedi.

"(BİZİM KIZILELMA'MIZ VAR, BAŞKA ALTERNATİFLERİMİZ VAR) DERİZ"

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğiyle, ABD'yle yürütülen F-16 sürecinin birbirinden ayrı konular olduğunu vurgulayan Kalın, Türkiye'ye bunun üzerinden bir baskı kurmaya çalışmanın da anlamsız olduğunu ABD'li muhataplarına ilettiğini söyledi.

Kalın, bu konuda bazı ABD'li senatörlerle tartıştıklarını dile getirerek şöyle devam etti:

"Ben o zaman açıkça söyledim; 'Bakın sayın senatör siz bunda ısrar ederseniz, yani 'Türkiye İsveç'i, Finlandiya'yı kabul etsin ondan sonra F- 16'ları onaylarız.' derseniz. Biz de tam tersini size söyleriz. Biz de deriz ki o zaman, 'Siz F-16'yı yapana kadar, F-16'ları onaylayana kadar biz de İsveç'in üyeliğini onaylamıyoruz'. O zaman ne olur? Böyle bir sessizlik oldu tabii. Yani bu süreci sadece tıkarsınız. Bunların böyle ilişkilendirirseniz yanlış bir yola girersiniz. Biz F-16 programının elbette devam etmesini istiyoruz. Hava Kuvvetlerimiz açısından, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından önemli bir programdır, bunu yapmak istiyoruz. ABD ile bu konuda bir görüş birliğine varıp bu programı ilerletmek istiyoruz ama açıkça şunu da söyleyeyim, yani 'Türkiye aman mutlaka bu olsun, olmazsa yarın bizim güvenliğimiz ortadan kalkar.' modunda da değiliz açıkçası. Olursa elbette iyi olur ama Türkiye'nin başka alternatifleri de var."


Kalın, Türkiye'nin milli savunma sanayi alanında muazzam gelişmeler yaşadığını ve bunların daha da ilerleyeceğini işaret ederek en son Bayraktar Kızılelma'nın orta menzilli uçuş testlerini tamamladığını hatırlattı.

Türkiye'de modern, savaş konseptini değiştiren gelişmeler yaşandığını aktaran Kalın, SİHA'ların yetkinliklerini Libya'da, Karabağ'da Suriye'de ve Irak'taki operasyonlarda defalarca ispat ettiğini kaydetti.

Kalın şöyle devam etti:

"Bunların arkası gelecek, bu teknoloji hızla büyümeye, gelişmeye devam edecek. Biz diğer alternatifleri de araştırıyoruz. Yani Tayfun uçaklarını İngilizlerle konuşuyoruz. Kendi milli muharip uçağımızın şu anda testleri yapılıyor. Onlar gelişecek. Yani buna biraz orta, uzun vadede baktığınız zaman önümüzdeki 5-10 yıllık gibi bir perspektifle baktığınızda inanın bugün bazılarının 'Büyük bir kriz çıkmaz.' vesaire gibi takdim ettiği F-16 ve diğer konular çok tali, ikincil meseleler haline gelecek. Türkiye başka imkan ve kabiliyetlere doğru ilerleyecek. F-16'yı vermeyene biz deriz ki, 'Bizim Kızılelma'mız var, bizim milli muharip uçağımız var, bizim başka alternatiflerimiz var'. Bundan kendileri pişman olurlar, Türkiye buradan bir şey kaybetmez, güçlenerek çıkar."

"PKK'NIN SURİYE KOLUNA DESTEK VEREREK TERÖRLE MÜCADELE EDİLMEZ"


Kalın'a, Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki hassasiyeti anımsatılarak "Son MGK bildirisinde Suriye ve Irak'taki gelişmelere dikkat çekildi ve bazı müttefik ülkelerin bölgedeki tavrı eleştirildi. ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye ziyareti, Irak'ta düşen helikopter konularında mevkidaşlarınızla görüştünüz mü?" sorusu yöneltildi.

ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye'nin kuzeyine yaptığı ziyaretten hemen sonra Büyükelçi'nin Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını ve uyarıda bulunulduğunu, izahat istendiğini söyleyen Kalın, aynı konuları mevkidaşlarıyla ABD'deki görüşmelerde dile getirdiğini aktardı.

İbrahim Kalın, "Onlar PYD, YPG ile görüşmediğini, sadece Amerikan askerleriyle görüştüğünü iddia ediyorlar. Biz yine de bunu yeterli, tatmin edici bulmuyoruz." dedi.

Kalın, eski ABD Başkanı Obama döneminde başlatılan PYD ve YPG'ye destek politikasının kökten yanlış, her açıdan hatalı olduğunu her platformda dile getirdiklerini kaydetti.

ABD'nin PYD ve YPG'ye verdiği desteği artık bitirmesi gerektiğini vurgulayan Kalın, "Bu politikanın sürdürülebilir bir tarafı yok. Bu sadece Türkiye-ABD ilişkilerini zehirlemekle kalmıyor, aynı zamanla Suriye'deki dengeleri de altüst ediyor, Suriye'nin toprak bütünlüğünü, etnik, sosyal huzurunu da kökünden dinamitleyen bir etkiye sahip. Buna artık son verilmesi gerekiyor. PKK'nın Suriye koluna destek vererek terörle mücadele edilmez." dedi.

Kalın, Irak'ta düşen helikopter hadisesinin de takipçisi olduklarını belirterek terör örgütüne karşı en kararlı şekilde mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Terör örgütü PKK'nın özellikle Süleymaniye ayağında çok ciddi bir yapılanması olduğunu işaret eden Kalın, bunu yıllardır hem Erbil hem Süleymaniye hem de Bağdat merkezi yönetimiyle yaptıkları görüşmelerde dile getirdiklerini aktardı.

"PKK'NIN ÜLKEMİZE TEHDİT OLMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"

Kalın, Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne bağlı olduğunun ve siyasi birliğini sonuna kadar desteklediğinin altını çizerek toplumsal, etnik ve mezhebi anlamda barış ve huzuru için Ankara'nın üzerine düşen görevi hep yaptığını, bundan sonra da yapmaya devam edeceğini bildirdi.


Buna karşın Irak topraklarının terör örgütlerinin kullandığı bir yer haline gelmesi halinde Türkiye'nin adım atmak zorunda olduğuna dikkati çeken Kalın, "Bunu da tabii ki gene Irak makamlarıyla konuşarak yapıyoruz, hem Bağdat ile hem Erbil ile. Ama özellikle Süleymaniye ayağında PKK'nın çok ciddi bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz. Biz buna asla göz açtırmayacağız. PKK'nın, Süleymaniye'de veyahut başka bir yerde, Mahmur kampında olabilir, başka yerlerde olabilir nerede olursa olsun PKK'nın orada yuvalanmasına ve ülkemize karşı bir tehdit olmasına asla müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.

"AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZI AZALTACAK"

Moskova ziyaretinde Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüştüğünü belirten Kalın, ikili ilişkilerin, ticaret ve enerji konuların ele alındığını açıkladı.

Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne 27 Nisan'da zenginleştirilmiş uranyum yakıtının geleceğini hatırlatan Kalın, "Bu çerçevede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Akkuyu'ya ilk defa bir nükleer bölge sıfatı ve statüsü verecek. Bu son derece önemli. Bu aşamadan sonra da artık belli bir vade içerisinde zannediyorum 6, 8, 10 aylık gibi bir süre içerisinde de ilk reaktörün elektrik üretim süreci başlamış olacak. Bu ülkemiz adına gerçekten çok gurur verici bir projedir. Nükleer santralin üretilmesi, elektrik üretiminin sağlanması, ekonomimize de çok ciddi bir katkı sağlayacak. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak. 4 bin 800 megavat elektrik kapasitesi ciddi bir kapasitedir. Dolayısıyla bizim ülkemize de bu manada çok ciddi bir katkı sağlayacak." ifadesini kullandı.

"DÜNYANIN EN ÖNEMLİ GÜNDEMİ BU SAVAŞI DURDURMAK OLMALI"

Moskova temaslarında Rusya-Ukrayna Savaşı'nı da ele aldıklarına değinen Kalın şöyle devam etti:

"Şu anda bütün dünyanın en önemli gündem maddesi, bu savaşı durdurmak için harekete geçmek olmalı. Maalesef benim hem Washington'da yaptığım temaslarda hem Avrupa başkentlerinden aldığım hava, savaşın devam etmesi yönünde genel eğilim var. Bunun son derece tehlikeli ve yanlış olduğunu düşünüyoruz. Savaşın şöyle veya böyle devam etmesi, mevzii birtakım saldırılarla, işte 'Bahar Taarruzu' deniyor, sürdürülmesi daha fazla ölüm, daha fazla yıkım ve daha fazla çözümsüzlük demek. Bunun yerine müzakerelere başlanması; makul, meşru, kabul edilebilir şartlar temelinde müzakerelerin yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Burada makul, meşru ve kabul edilebilirden kastım da tabii ki Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, siyasi egemenliği çerçevesinde bir diplomasi sürecinin başlaması."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüttüğü diplomasi sonucu tahıl sevkiyatının devam ettiğini hatırlatan Kalın, bunun yeterli olmadığını, savaşın sona erdirilmesi gerektiğini ve bunun için daha fazla çabaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

Kalın, Rusların bu konudaki taleplerinin karşılanması halinde tahıl koridoruyla ilgili anlaşma süresinde uzatmaların devam edeceği kanaatinde olduğunu bildirdi.

"REJİMİN DAHA YAPICI TUTUM İÇİNDE OLMASI GEREKİYOR"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Moskova'da Dışişleri Bakan Yardımcısı seviyesinde Suriye konulu toplantı yapıldığını hatırlatarak "Dışişleri, Milli Savunma Bakanlarımız ve istihbarat başkanımız düzeyinde bunun devamı mahiyetinde bir toplantı olacak. Bu toplantı gene Moskova'da yapılacak. Tarihi belirlemek üzereler, görüşmeler devam ediyor." dedi.

Kalın, sınır güvenliğinin sağlanması, terörle mücadele, mültecilerin Suriye'ye güvenli dönüşü ve siyasi sürecin ilerletilmesi konusunda Türkiye'nin tavrını toplantılarda net şekilde ortaya koyduğunu belirterek "Bu sürecin bu çerçevede ilerletilmesi yönünde irademizi korumaya devam ediyoruz. Umarım netice alırız. Dolayısıyla bir olumlu yönde bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Ama rejimin burada daha yapıcı bir tutum içerisinde olması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu