banner4
16.09.2021, 23:49

BİLGE TOPLUM OLMAK

“Ben olsam, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere eleştirel düşünme dersleri koyardım. Batı’nın aksine Doğu, bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur!” Bilge insan Aliya İzzetbegoviç

Günümüz dünyasında “bilgi toplumu” olmak çok önemsenir. Ancak bilgi toplumu olmak ötesinde, “bilge toplum” olmak çok daha önemlidir. Evet, bilgi bir güçtür ve bu gücü elde eden dünyaya hakim olur. Ama esas olan dünyaya hakim olmak değil, daha adil bir düzen kurarak, dünyada insanca yaşamak ve hakça paylaşmaktır. Bu da ancak “bilge toplum” olmakla mümkündür.

Peki bilge toplum nasıl olunur?

Bilge toplumun en baş özelliği, eleştirel ve yaratıcı yeni düşüncelerde zirve olmakla mümkündür. Çünkü her bilginin daha üst bilgisine ancak eleştirel düşünce ile ulaşılabilir. Zaten bilim, felsefe ve sanat ancak eleştirel düşünce ile ilerleyebilir.

21 yüzyıl dünyasında, eleştirel ve yaratıcı düşüncenin önemi birçok düşünür tarafından ifade edilmiştir. Genel olarak düşünme becerileri, (1) Problem çözme, karar verme ve kavramsallaştırma becerileri, (2) Eleştirel düşünme becerileri ve (3) Bilgiyi işleme becerilerinden oluşur.

Eğitim felsefecileri, düşünme becerilerini "temel akıl yürütme işlemleri yapabilme, problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme ve karar verebilme,” şeklinde tanımladıktan sonra, eleştirel düşünme becerilerini “Meraklı olma, doğruyu arama, ön yargıları fark etme, ifade edilmemiş düşüncelerin farkına varma, düşüncelerin farklı ifade etme, sistematik olma, çözümleyici olma, entelektüel olgunluk gösterme, özgüven sahibi olma ve açık görüşlü davranma” olarak özetlemişlerdir. Yaratıcı düşünme ise “düşünmenin mantığa, sezgiye dayalı yönlerini kullanarak özgün, estetik bir ürün ortaya koyabilme” becerisi olarak ifade edilmiştir. Yine eleştirel düşünme eğilimi; “Sorunun açık ifadesini arama, nedenlerini arama, iyi bilgilenmeye çalışma, güvenilir kaynakları kullanma ve kullanılan kaynakları kritik etme, problemi bütünüyle göz önüne alma, ana noktaya bağlı kalmaya çalışma, asıl ya da temel sorunu akılda tutma, seçenekler üzerinden çözüm arama, kanıt ve nedenlerin yeterli olduğu durumlarda karar almaya yönelik davranış gösterme, konunun izin verdiği ölçüde kesinlik arama, karmaşık bir bütünün parçalarını düzenli bir biçimde ele alma, diğer insanların duygularına, bilgi ve kültür düzeylerine duyarlı olma ve açık fikirli olma” özellikleriyle açıklanmıştır.

Eleştirel düşünmek, var olan düşünce kalıpları dışında, yeni bakış açıları geliştirebilme ve yeni düşünceler üretebilme faaliyetidir. Eleştirel düşünen bireyin en önemli özelliklerinden birisi, düşüncedeki çelişkilerin farkına varması ve bu çelişkileri ortadan kaldıracak -çözüm üretecek- düşünme becerileri taşımasıdır. Pek tabi eleştirel düşünen bireyin, deneyimlerini ve ulaştığı sonuçları gerçekçi temellere dayandırması gerekir. Eleştirel düşünen birey, düşünceler arasında ilişkileri rasyonel akli beceri ile bulabilmeli ve düşüncesini bir model üzerinde uygulayabilmelidir. Birey herhangi bir konuda bir düşünce üretirken, eleştirel düşünmeye istekli olmalı, ancak aynı zamanda açık görüşlü davranarak kendisine karşı eleştirel bir gözle bakabilmelidir. Nihayet, eleştirel düşünen birey, düşüncelerini etkili iletişim diliyle başkalarıyla paylaşmalıdır.

Denebilir ki eleştirel düşüncenin temelinde, geleneksel olarak zihne yerleşen önyargılar, kalıp yargılar, peşin hükümler ve boş inançlar dışında her şeyi sorgulama yeteneği vardır. Sorgulama deyince, bu düşüncenin İlkçağ filozoflarından Sokrates tarafından başlatıldığı bilinmektedir. Gerçekten de Sokrates, bir olgunun ne olduğuna karar vermek için çözümleyici, değerlendirici yargılarda bulunmuş ve bu bilinçli yargılarını çevresindekilere açıkça ifade etmiştir. Sokrates’te olan erdemlerden bir diğeri ise cesaret ya da yiğitlik olarak adlandırılan düşüncelerini korkusuzca -kendisini idama götürecek olsa bile- ifade etme gücüdür. Bireyi iyi düşünebilen bir zihin sahibi yapan bu özellik, meseleleri araştırmaya, her şeyin aslını aramaya, farklı tarzda düşünmeye ve entelektüel cesaretle risk almaya ve bunu açıklamaya götürür.

Neticede insana bilgi yüklemekten çok, bilgiyi doğru kullanma ve var olan bilgileri eleştirebilme yeteneği kazandırılmalıdır. Eğitimin bir amacı da geleneksel olarak sahip olduğumuz ön yargılar, genellemeler, kalıp yargılar, peşin hükümler ve boş inançlar dışında, eleştirel düşünmeyle her şeye yeniden bakabilme, aykırı düşünebilme ve doğru istenen davranışları kazanabilmedir. Bireyler esnek ve açık düşünebildiğinde, birlikte insanca yaşamak daha kolaydır. Eleştirel düşünebilen bir toplum, erdem üzere yol alan bilge toplumdur.

Yararlanılan Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/87673S.

Sadi SEFEROGLU, CenkAKB/YlK i H.O. EğitimFakültesi Dergisi (H.U. Journal of Education). 30 (2006) 193-200

Yorumlar (0)
12
az bulutlu