banner4
17.09.2020, 13:09

Başkanlık Sistemi Kendini Yenilemezse, Ne Olur?  

Ülkelerin dış politikaları çıkar çizgisinde uzadıkça uzayan karmaşık bir tarz ve tavıra bürünsede, genelde güçlünün memnuniyeti için, zayıfın yazılıp silinen sabır sayfasıdır. Dış politikayıdiplomatlarımıza bırakarak artık iç politikamıza bakalım istiyoruz. İç politikada
sosyoekonomik, demokratik problemli virajların artık geride bırakılması için, neleri yüksek sesle söylemek gerekiyor. 
Seçim takvimi yarılandı. Bu nedenle her siyasetten daha duyarlı ve halka hesap verme durumunda olan Başkan ve kadroları yeni hamleler için, örgütsel olarak siyasi rektifiyeden geçmeleri gerekir, diye düşünüyoruz. Evin içinden biri olarak bana göre bunda gecikmemeleri şarttır..

Sayın Başkan, iç bükey politikalarını omuzlayan kadrolarını yeniden yapılandırmak için düğmeye bastı. Ama bunu pratikte uygulayanların şekilsel değil, ehliyete ve  ehli olana vermeleri önemli…

İktidar politikasında artık, MHP’nin kazan deviren milliyetçiliğiyle değil, Devlet Bahçeliyi devlet adamlılığı çizgisinde tutmayı sağlamak gerekir…  MHP kendini Türk Milliyetçiliği fenomeni sanıp, sorumlu his etse de; asıl Ak Parti’nin modern Türkiye Milliyetçiliğini önüne koyduğunu ve bu tezle tüm katmanlara hitapla iktidar olduğunu, yani kendini iktidara getiren çizgisini “Türkiyelilik” tezini unutmamalıdır.  Bu anlamada anlaşılır ve anlatılır kılınacak Başkanlık sistemi ile nasıl daha iyi yaşanacağının stratejik tespitlerini gecikmeden yapmalı. 

Türkiye’nin kuruluş harcında kanı ve canı olan Kürdlere yakın zamana kadar kan, gözyaşı ve yıkımdan başka bir şey düşmedi. Bu acılı, onurlu ama ihanetsiz birlikte yaşamdan paylarına Başkanlık sisteminde nasıl yaşanılır bir şey düşeceğini yasal reformlarla bu seçimden önce yaşama geçirmelidir. Başkanlık sisteminin yasa ve reformları parti kadrolarına panel ve plenumlarla, vatandaşlara konferanslarla anlatılmalıdır. Yine bölgede aranan hakem devletin adaleti mi? Bölgede devlet için, aşiretsel adalet mi? Eğer yanılmıyorsak, Ak Parti birincisine yakın durarak iktidar oldu.

Bunları neden mi, dile getiriyorum. Başkanlık sistemi Kürd yurttaşların desteğiyle geldi. Ama beklentileri yerine geldi denemez.  Dün Kürd halkının bu iktidarla elde ettiği kültürel haklar, bugün kimi yerel yöneticiler örgüt üzerinden, yani örgüt bahanesiyle yer yer geri alıyor. Bu nedenle yeni yaşamdaki yerleri nedir, sorusunu hâlâ ve doğru kavradıkları söylenemez. Örneğin, MEB’in son öğretmen atamasında 1300 Türkçe öğretmeni ataması yanında ibretlik bir adet Kürdçe öğretmenin atanması manidardır. Bunun açılımı, anlamı; yatırımlarda, yapılmayacak bir projeye bütçede bir lira koyup gündemde tutmaktır. Soranlara projeniz bütçe programında var, para bulunursa bu yatırımınızı yapacağız anlamında, ipe un serpme politikasıdır.

Bir partili olara gördüğüm şudur: Kürdler, sayın Erdoğan’ı  terk etmek istemiyor. Yeni partilerin yanında yer alanların yeni çabalarla boşlukları kapatılabilir.  Ne kahinler çağındayız ne de Kehanet sahibiyiz. Lakin Kürdler partiden yeni bir siyasi mecraya ağırlıklı akmaları halinde, iktidarın ve yeni sisitemin tüm dengelerinin bozulması kuvvetle muhtemeldir.

Demek istdiğimiz şu ki, Başkanlık Sistemi artık her haliyle, halk için ucu açık tek algıdan halkın anlayacağı paylaşımcı ve yasal taban verili Başkanlık olgusuna hızla dönüşmeli.

Buradan sözümüz tün Anadolu insanlarınadır. Sizinle, ortak yaşamımızda insani ve rahmanı bir derdimiz var.

Bu devletin kuruluşunda şehit olan mirasçılarına ortak mirası mirasçılarına adaletle, eşit ve demokratça yeniden değerlendirmemiz ve bu değerleri ortak pay ve payda da yaşatmak gibi bir kavlimiz var.

İsterseniz, üniversite de bilim insanı, tarlada çiftçi, fabrikada işçi, derste öğrenci, tarlada ırgat, şirkette patron ya da daha yüksek yerlerde biri olunuz. Konumunuzu, etiketinizi sormuyorum. Bireysel ve toplumsal vicdanınıza, adaletinize, duruşunuza, kalite metrenize, bir de kilogramınıza bakıyorum.

Siz, siz olun bu ülkeden aldığını alan, ama bu ülkeye verebileceğini saklayan, bireysel ve toplumsal vicdanını yeri geldiğinde harekete geçirmeyen varakparelerden olmayın.

Unutmayın, tıkanan göletlerdeki sular önce kirlenir, sonra pislik kokar.

Pislikler sizi ve kimseyi yüceltmez.  İnsanları dünkü değerleriyle değil, bugünüyle değerlendirin ve etrafınıza öyle önerin.

Bir aydın, bir entelektüel, bir usta, bir öğretmen, bir ışık veren olarak, karanlığa ve korkaklığa sığınmayın. Mum olmanız sürece yetmeyebilir, hiç değilse yanınızdaki mumu yakın.

Bu ülke çatışmanın ve adaletsizliğin ülkesi olamaz.

İçimiz deki adaletsizliklere mevki makam açmaya devam edersek, bir yere varamayız.

Başkanlık sisteminin alt yapısını dünya ve kendi koşullarımızla harmanlayarak, herkesi ve her kesimi ismiyle çağırmak zorundayız. Siz de buna katkı sunun. 

Silaha meyil etmeyen muhafazakar, demokrat, liberal tüm Kürdleri 2005 deki gibi yeni yapacağımız Başkanlık sistemi reformlarına çağırarak, barış, birlik ve demokrasi için, toplanma noktasına davet edelim.

Sosyo ekonomik, politik başlıklı yetersiz reformlar yeniden yapılanmalı. Başkanlık sisteminin merkezi toplanma noktasında yerelde ve genelde isimleriyle yasal bir şekle kavuşturulmalıdır.

Parlamentarizme dönüşün müzmin siyasetleri artık aleni ve sert tavırla ittifakları konuşuyorlar. Bu nedenle olsa dahi,  Sayın Başkan ve Başkanlık sisteminin kadroları; yapmaları gerekenleri net ve maksimal bir programla önlerine koymalılar. Sistemindeki değişimleri, seçim ve siyasi parti yasalarını, yenilenmeleri cesaretle ele almaları iktidarın aleyhine olmaz. Bu sitem de Kürdlerle alakalı iyileştirmelere korkmadan karar vermek  “iç çözüm”, “yerli çözüm” ile olabilir. Korkarak, sınama yanılma yollarından, reformlardan sakınmak zamanı geçti. Herkes adaletin ve hizmetin kesintisiz adresini arıyor.  

Demem şu ki; demokrasinin kurumsallaşması oranında “Kürd demokratk Hakları iyileşebilir. Bu da, Kürdün ülkenin ekonomik, siyasi ve kültürel demokrasiye katalizör olması oranında saklı. Bu dediklerimiz bir torbaya konulup ağzı bağlı tutulursa ne olur? Dünya yıkılmaz. Kürdler bitmez, ama ülkesel ekonomik ve sosyal iç kanama devam eder, olaylar metastaz yapar. Tarih tekerrür ediyor, sanılır. Siyaset bumeranglaşır, herkese ve her kesime yazık olur.

Son Söz: Cumhur İttifakı kendi içinde devam edebilir, ama  Başkanlık Sistemi kendini yenilemezse, ekonomik, politik handikaplar  Türkiye’ye Başkanlık sistemini, Ak Parti’ye iktidarı kaybettirir.

Yorumlar (0)
12
az bulutlu