banner4
22.10.2022, 14:28

AYŞE HATUN (BİNBAŞI AYŞE)

1894 yılında Aydın’ın Efeler İlçesi İmamköy’ünde dünyaya gelmiştir.

Emir Ayşe yada Çete Ayşe olarak da bilinir.

1910 yılında komşu köyden Mustafa ile evlenmiştir. Eşi Mustafa 1. Dünya Savaşında Kafkas cephesinde şehit olmuştur.

İzmir’in yunan işgali sonrası dağa çıkarak Kuvay-ı Milliye’ye katılmaya karar vermiş, düğününden kalan tüm ziynetlerini ve evindeki değerli eşyalarını satarak bir mavzer, yeterince mermi, savaş kıyafetleri ve çizme satın almış ve direniş kuvvetlerimizle irtibata geçerek, kendisine “kadın başına zor olur” denilmesine rağmen Kuvay-ı Milliye’ye katılmıştır.

İlerleyen süreçte, peşine 2 oğlunu da alarak 800 atlı toplamış ve çete reisi olarak işgale karşı direnişe başlamıştır.

Salihli, Demirci, Simav, Gördes ve Kütahya’da çetesiyle birlikte savaşmış ve işgalci yunana büyük kayıplar verdirmiştir. Bu savaşlar sırasında Demirci’de büyük oğlunu, Nisan 1921’de 2. İnönü Savaşında küçük oğlunu şehit vermiştir.

Aydın’ın işgalden kurtarılmasında büyük yararlıklar göstermiştir.

Düzenli ordu kurulunca çetesiyle birlikte düzenli orduya katılmıştır. 

1. ve 2. İnönü Savaşlarına, Sakarya Savaşına, Dumlupınar Savaşına katılmıştır. 26 Ağustos 1922’deki büyük taarruzda ve 30 Ağustos 1922’deki Başkomutanlık Meydan Muharebesinde en ön cephelerde savaşmıştır.

1925 yılı Haziran ayında Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan söyleşisinde “Büyük Harpte (1. Dünya Savaşında) Kafkas Cephesinde ağır yaralanarak şehit düşen rahmetli eşim ve tüm vatan evlatlarının intikamlarını almaya ant içmiştim. Allah bu fırsatı bana 15 Mayıs 1919’da verdi. İzmir’i Yunanlılar işgal edince müfrezemizle birlikte ilk mukavetimize başladık. Ancak daha fazla direnemeyince Aydın’a doğru çekildik. Aydın’da yeniden bir Kuvay-ı Milliye Birliği teşkil edip direnişe devam ettik. Daha sonra, daha güçlü direniş için Nuri Bey Çetesine katıldık. Buradan Koçarlı’ya çekildik. İstiklal Mücadelesine başından sonuna kadar katıldım. Sakarya Muharebelerinde piyade mermisiyle sol kasığımdan yaralandım. Seyyar hastanede tedavi oldum ve tekrar gidip müfrezeme katıldım. Büyük taarruzda Mürsel Fırkası’na katıldık, emir böyleydi. Ahır Dağlarından düşmanın gerilerine sızmaya memur edildik. Düşmanı arkadan da kuşattık. Bu sıralarda misketle sol bacağım kırıldı, tedavi olup tekrar vazifeme döndüm. İzmir’e ilk giren birlikler arasında ben de vardım. Allah’a şükürler olsun Büyük Gazi Paşamız sayesinde Vatan, Türk ve Türklük kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmeleri altında inleyen vatanımızda bugün göğsümü gere gere gezebiliyorum.” demiştir.

Kurtuluşu müteakip kırmızı şeritli istiklal madalyası ile taltif edilmiştir.

Soyadı Kanunu çıkınca “Altuntaç” soy adını almıştır.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra kendisine maaş bağlanmasını kabul etmemiş, Merkez Bankasında yardımcı hizmetli olarak çalışmaya başlamıştır.

“Bazı kadınların içinde bir pehlivan, bazı erkeklerin içinde de korkaklık vardır. Kemer belindir, çizme ayağın; börk başındır. Mademki buralar bizim vatanımızdır, biz de bu vatanın olmalıyız” diyen Binbaşı Ayşe (ya da Emir Ayşe) 1967’de 73 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

Doğup büyüdüğü ve hayatını kaybettiği Aydın ili Efeler ilçesi İmamköy Meydanına bir büstü dikilmiştir.

2010 yılında, İmamköy’de “Çete Ayşe” ismiyle bir sinema filmi çekilmiştir. 

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah..

Yorumlar (0)
12
az bulutlu