www.vasat.com
2022-04-08 09:09:51

ZİHİN PUTLARI...

Av.Metin KAZAN

08 Nisan 2022, 09:09

ZİHİN PUTLARI...
“Çare? Zindanımızı yıkmak, mimarı ve işçisi cehaletimiz olan zindanı. Bu zincirleri ne zaman kıracağız? Kendi kendimize vurduğumuz zincirleri. Önce kendimizi tanımalıyız. (...)Kendini tanımak, önyargıların köleliğinden kurtulmaktır, önyargıların ve yalanların.” Cemil Meriç 
İnsan, toplumsal hayatın içinde kimi zaman bilinçli, çoğu zaman ise bilinçsiz olarak ideolojilerin içinde bulunur. Bu kavramın kökenini açıklayanlardan birisi de Francis Bacon’dur (1561-1626).
Dış dünyaya ait durumların algılar etkisinde olduğunu belirleyen Bacon, zihinde yer alan önyargıları birer “idol” olarak tanımlar. Bacon bilimde ilerlemenin ve gerçeğin bilgisine ulaşmanın yolunu, zihindeki bu önyargılardan kurtulmada bulur.
Skolastik çağda, doğru bilgiye ulaşmanın ve bilginin doğruluğunu kanıtlama yolunun sadece tümdengelimci Aristoteles mantığı olduğu düşünülürken, Francis Bacon “Tabiatın hakimi ve yorumlayıcısı olarak insan, hem nesneleri hem de zihnin işleyişini dikkate alarak tabiatın düzeni üzerine yaptığı gözlemleri kendisine izin verdiği ölçüde tümevarıma anlayabilir” demiştir. Modern felsefede Francis Bacon’u değerli kılan da bu yöntemidir. Bacon “Doğru yolda giden bir topal, yoldan çıkan süratli bir kişiyi yarışta geçer ve doğru yolda koşmayan birinin ustalığı ve hızı da onun hatasını arttırmaktan başka bir işe yaramaz” sözüyle doğru yöntemin önemini vurgular. Hakikate ulaşma yolunu matematik üzerinden gösteren Bacon, insan zihnini kuşatan ve onda derinlemesine kök salmış olan idollerin, insanı yanlışa yönlendirdiğini söyler. Önyargılar, peşin hükümler, kalıpyargılar insanın doğruya ulaşmasını engelleyen birer zihnin putlarıdır. İnsan, doğruya ulaşmak için öncelikle bu idollerden yani putlardan kurtulmalıdır. 
Bacon’ın gruplamasına göre insan zihninde dört çeşit idol yani put vardır: Birincisi Soy, ikincisi Mağara, üçüncüsü Çarşı-Pazar ve son olarak Tiyatro idolleri.
Soy İdolleri, insanın doğayı belirli kalıp ya da ilkelere ve peşin hükümlere göre görmesidir. Bacon’a göre, insanlar gerçek olmasını istedikleri şeylere inanma, bunları doğru kabul etme, hatta bunların var olduğunu kanıtlama meyli taşırlar. İnsan adım adım düşünerek ve zahmetli bir şekilde delil bulmak yerine, acele yargılarda bulunmaya eğilimlidir. İnsanoğlunun doğal yapısından gelen bu zayıflıklar ve eğilimler zor da olsa yeniden düzenlenebilir.
Mağara İdolleri, kişiden kişiye göre değişen, bireylerin aile geçmişleri, hayat deneyimleri, eğitimleri, yetiştiriliş tarzları, cinsiyetleri, dinleri, sosyal sınıfları ve benzeri özelliklerine bağlı ön yargılar ve inançlardır. Bunları, her bir birey eğitimden, diğer kişilerle olan ilişkilerden, otoriteden ve benzeri etki ve koşullardan elde eder. Böylece her insan kendi mağarasını oluşturur. Bacon’a göre bazı insanlar farklılıkları ayrıştırmada aşırılığa gider, bazıları ise benzerlikleri bulmada. Şu halde kendi kendimize oluşturduğumuz cehalet mağarasından çıkmadan, gerçek dünya ve doğa, doğru algılanamaz.
Çarşı-Pazar İdolleri, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinden ve bu ilişkinin temelinde yer alan dilin kullanımından ortaya çıkan idollerdir. İnsanlar, var olmayan şeylere verilen yanıltıcı isimlerle mantıklı düşünmenin önüne engel koyarlar. Bu türden terimler, zihnimizde şeylerin olduğu gibi doğru anlaşılmasını engeller ve insan yanlışa sürüklenilir. Bacon bilim insanının terimleri gerçek anlamları içinde ve abartmadan kullanmasını önemli bulur. 
Tiyatro İdolleri, insan zihnini saran, sorgulanmadıkça dogmaya dönüşen, çeşitli felsefi düşünceler ve ideolojilerdir. Tiyatro idolleri kültürel olarak kazanılır, doğuştan gelmez. 
Bu idollerin/putların farkına varamayan bir insan zihni, herhangi bir durumda, ortada ikna edici ve bol miktarda delil olmasına rağmen, önyargıyla doğru düşünceleri ret eder. Peki bu idollerin/putlardan kurtulma imkanı var mıdır? Bacon’a göre insan beklentilerini, korkularını ya da ümit ettiği şeyleri doğaya yüklemeyerek önyargılarından kurtulabilir. 
Sonuçta insan zihni idollerden/putlardan kendini temizlemelidir. İnsan, olgular arasında ilişkileri yavaş ve doğru adımlarla belirlemeli ve bilimsel düşünceye tümevarımla ulaşmalıdır.

Hamiş: Hayatındaki en büyük hayali başsavcı olmak olan Bacon, makamı hukukçu Coke’dan almak ister... Coke hukukun üstünlüğünü savunurken, Bacon ‘krallığın üstünlüğünü’ savunur. Coke kimse hukuk karşısında imtiyaz sahibi olamaz derken, Bacon ‘kraliyet ailesinin imtiyaz sahibi olması gerektiğini’ söyler. Bu yaranmacı tutumu ile hukukçu Coke’u koltuğundan edip, Bacon başsavcı olur. Ancak kimsenin yaptığı yanına kalmaz. Bacon’a makam verenler bir bir ölünce, yerine gelenler ona yeterince güvenmez ve onu rüşvetçilikle suçlayıp hapsederler. Daha sonra serbest kalır ve maddi sıkıntılar içinde bir hayat yaşar. Yaşadıkları Francis Bacon’u olgunlaştırır ve zihin putlarını da belirleyen ünlü eserlerini bu sıkıntılı dönemde yazar.
Kaynaklar: Bacon Francis, Novum Organum, çev. Sema Önal, Say Yayınları, İstanbul., https://bilimveutopya.com.tr/ yontemini-arayan-dusunce-francis-bacon, Ömer YILDIRIM Sosyoloji, “Felsefeye Giriş”, https:// dusundurensozler.blogspot.com/2008/01/francis-baconun-idol-retisi-ebru-erol.html

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.