banner4
02.08.2021, 13:36

ABD’Yİ AY’A GÖNDEREN-GERİ GETİREN BABA-OĞUL TÜRKLER 

1- Prof. Necdet ERASLAN:

1908 İstanbul doğumlu olan Eraslan, 1926-1929 yıllarında okuduğu şimdiki adı İTÜ olan Yüksek Mühendis Mektebinden Mühendis olarak mezun oldu.

Genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk mühendisi olarak Atatürk tarafından 1929’da Fransa’ya (Paris’e) gönderildi. 1933’te Paris Havacılık Ulusal Yüksek Okulundan Makine-Uçak Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra, kendisine yapılan Fransa’da kal, burada akademisyen ol, sana her türlü imkanları sağlayalım teklifini, “Atatürk’e ve ülkeme sözüm ve borcum var” diyerek kabul etmedi ve Türkiye’ye döndü. 1930-1937 arasında Eskişehir ve Kayseri uçak fabrikalarında Makine, Uçak ve Havacılık Mühendisi olarak görev yaptı ve çok sayıda genç mühendis yetiştirdi.

1937’de yine Atatürk’ün telkin ve teklifiyle bu kez ABD’ye roket eğitimi almak için gitti. Aynı dönemde ABD’de, Türkiye’nin ABD’den satın aldığı uçakları ve motorları inceledi.

1953’te İngiltere’de The Scholl of Gas Türbine Technology’den “Gaz Türbinleri İhtisası Diploması”; 1955’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinden “Kinematik” dalında Fen Doktorası aldı.

CALTECH’de (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü) dersler ve eğitimler verdi.

Türkiye’ye dönüş zamanı geldiğinde, cazip önerilerle ABD’de kal tekliflerini yine, “Atatürk’e ve ülkeme sözüm ve borcum var” diyerek geri çevirdi. Bu tekliflerden birisi, o dönemlerde kimsenin yanına dahi yaklaşamadığı Macar asıllı ABD’li matematik, fizik ve uzay mühendisi olan yahudi bilim adamı Prof. Theodore von Karman’ın Asistanı olması ve kısa süre sonrasında Doçent ünvanının verilmesiydi mesela. 

Theodore von Karman, daha o yıllarda aerodinamik alanında çok ileri düzeydeki çalışmaları, sesten hızlı ve hipersonik hava akışlarının karakteristiği konusundaki buluşlarıyla dikkat çeken bir bilim adamıydı ve tüm dünyadan binlerce bilim insanı kendisiyle çalışmak için can atıyordu.

Türkiye’ye döndüğünde, 1940’ın başlarında ilk dizel motorları üretti, elektriği olmayan bir çok ilçe, kasaba ve köylere elektrik sağlamak için su türbinleri icad ederek elektrik sağladı. 

Yıldız Teknik Üniversitesinde Makine Mühendisliği bölümünü kurdu. İcad ettiği ilk dizel motor, bugün bile Yıldız Teknik Üniversitesinde sergilenmeye devam edilmektedir.

Dizel Motorda kompresör teknolojisini geliştirince dünyanın birçok yerinden teklif alıyor ancak sadece “bilim adamı olarak bilgimi ve icadlarımı insanlıktan saklayamam” diyerek konferanslar vermeyi kabul ederek, birçok ülkede konferanslar verdi.

Hayatını bilime adamış, Vefatından bir süre önce bile, “mekanizmada benzetişim proğramı”nı keşfeden bir bilim insanı.

Atatürk’ün vefatından sonra, ilgisizlik ve sahipsizlikle karşılaşmaya başladı.

1960’ların başlarında NASA’dan aldığı teklife bu kez evet dedi ve Apollo 11 projesinde hem çalıştı, hem de bu projede çalışacak personelleri eğitti.

1952-1996 yılları arasında aktif olarak var olan ve bir NATO Ajansı konumundaki AGARD’ın (Havacılık ve Uzay Araştırma ve Geliştirme Danışma Grubu) Türkiye temsilcisi seçildi.

24 adet eşsiz kitap yazdı. Motor ateşlemesi konusunda önemli çalışmalar yaptı. TÜBİTAK’ın kurulmasının fikir babasıdır. Türkiye Cumhuriyetinin ilk Uçak Mühendisi olarak tarihe geçmiştir. Prof. Necdet ERASLAN 2003 yılında 95 yaşında vefat etmiştir.

2- Prof. Arsev ERASLAN:

Prof. Arsev ERASLAN, Mucid ve Dahi Bilim Adamımız Necdet ERASLAN’ın oğlu olarak 24 Ocak 1937’de dünyaya gelmiş, Almanya’da okumuş, 1959’da ABD’de Kuzey Karolina Üniversitesinde Uzay ve Havacılık Bölümünde Doktorasını tamamlamıştır.

1965’te Tennessee Üniversitesinde Doçent olarak görev yaparken, Apollo 11 projesinde aktif olarak çalışmak üzere NASA’dan teklif alınca kabul ederek, Hava Kuvvetlerine bağlı Arnold Space Center’da yazılım geliştirmek üzere çalışmaya başladı.

Bu sırada ABD için birçok gizli ve özel projelerde çalışması için kendisine ABD vatandaşlığına geçmesi ve bunu kabul etmesi halinde kendisine geniş yetkiler vs oldukça cazip maddi-manevi öneriler teklif edilince bunu “ben Türküm, vatanım Türkiye ve ülkemin vatandaşlığını da asla bırakmam” diyerek geri çevirir. Bu durumu kendisi şöyle özetliyor:

“NASA 1965’te beni “Ay Seyahati” olan “Apollo 11 Projesi”ne aldı. Ben o sıralarda bir park cezası yediğim için, diplomamı bile vermiyorlardı. Pasaportumun geçerlilik süresi de, ABD vize süresi de geçmişti. Tam bu dönemde, ABD için yapılacak çok gizli projelerde benimle çalışmak istediklerini ancak bunun için ABD vatandaşı olmam gerektiğini söyleyerek bir form uzattılar, doldurup imzalamamı istediler. Çok cazip görevler, yetkiler ve sair maddi imkanlar önerdilerse de formu doldurmayacağımı ve ülkemi çok sevdiğimi söyledim. Çok uğraştılar ama beni ikna edemediler. Türkiye ile ABD arasında bir savaş çıkarsa hangi tarafta olacağımı sordular. Dedimki, “ABD’yi de seviyorum tamam ama Türkiye benim vatanım”. Birkaç gün falan geçti, seninle çalışmak istiyoruz, senden vazgeçemeyiz diyerek bir orta yol önerdiler: Bana bir mektup yazdırdılar. Mektupta el yazımla, “ABD’yi de Türkiye’yi de çok seviyorum. Eğer ABD ile Türkiye arasında bir savaş çıkarsa, 24 saat içinde hangi tarafa sadakatle bağlı olacağımı bildireceğim” diye yazdırdılar. Bu orta yol ve formülle çalışmaya devam ettim. NASA’da böyle bir uygulama ilk kez benim için yapılmıştı. NASA benden vazgeçememişti. Çünkü o sıralarda benden daha iyi yazılım programı yapabilen yoktu. Ben eğer ABD vatandaşlığını kabul etseydim dedelerim mezarında ters dönerdi.”

1965’te NASA’da Apollo 11 için çalışmaya başlayan Arsev ERASLAN, projenin yazılım görevini üstlendi. Ay’a giden astronotlar Neil Armstrong, Michael Collins ve Edwin Aldrin’in Ay’a inişlerini müteakip, dünyaya dönüşlerini sağlayan re-entry yazılımını ekibiyle birlikte, tek sorumlu ve yetkili olarak geliştirdi ve yazdı.

1969’da Apollo 11, içindeki 3 astronotla Ay yolculuğuna başlayıp, roket Ay’a iniyor. Ay’a yüzeyine inecek yani ayak basacak olan isim Neil Armstrong. Tam o sırada ABD’de Prof. William Snyder’ın evinde bulunan bir grup bilim insanı “Neil acaba aya inebilecekmi, rokete geri dönebilecek mi, binerse de dünyaya geri gelebilecek mi?” diye heyecanla tartışırken, orada bulunan Arsev ERASLAN “merak etmeyin Aya da inecek, geri de gelecek” diyerek meraklarını giderince, orada bulunanlardan kendisini tanımayanlar kim olduğunu soruyorlar. “Ben Arsev ERASLAN, Türk bilim adamı, Apollo 11’in re-entry yazılımlarını hazırlayan mühendisim ve şu anda da buradayım” diyor. Kendisinin bu kendinden emin ve net duruşu oldukça dikkat çekiyor ve ABD’de uzun süre konuşuluyor.

Yaptığı işler sadece bundan ibaret de değil  Prof. Arsev ERASLAN’ın. ABD’deki nükleer santrallerin çevreye verdiği zararı minimuma indirmek için de yazılımlar geliştirdi.

1996’da NASA-Technology Transfer Center’ın başına geçti ve “Baş Bilim Adamı” oldu.

ABD Adalet Bakanlığı için “3D Yüz Tanıma Sistemi”ni (ILEFIS) tek başına geliştirdi ve bu başarısıyla 1999’da ABD’de “Seçkin Hizmet Ödülü”nü aldı.

Araştırmacı, Gazeteci Yazar Tolga Aydoğan, Bilgi Yayınlarından çıkan “Atatürk’ün İzindekiler-Cumhuriyetin Unutulan Kahramanları” isimli kitabında, Prof. Arsev ERASLAN ile yaptığı röportajın bir bölümünde, Arsev ERASLAN’ın ağzından bu baba-oğul 2 Türk Bilim İnsanının ABD’nin Ay’a seyahati ve NASA’ya katkılarını kısaca şöyle özetliyor:

“ABD’de iken, babam NASA’nın Missisipi Merkezinde Aya giden astronotlar başta olmak üzere personeli eğitiyordu. Ben de ABD Hava Kuvvetlerinin Araştırma Merkezi olan Arnold Space Center’da Tullahoma’da Aya gitmek için yürütülen Apollo 11 Projesinde çalışıyordum. Astronotların dönüşleri için re-entry yazılımlarını geliştirdim. ABD’nin ay’a seyahat projesinde babamın da, benim de oldukça önemli katkılarımız oldu.”

Yukarıda özetlenenlere ilaveten, Prof. Arsev ERASLAN’ın çalışmalarından ve buluşlarından bazıları: 2 ve 3 boyutlu GIS Bilgisayar grafik yazılımını yapması, kristal büyümesi deneylerinde çok Fazlı hidro-termal koşullar için hesaplamalı modeller geliştirmesi, yüksek sıcaklık metal alaşımlarının katı-sıvı-gaz-hidrotermal koşullarının simülasyonu için ilk 3 boyutlu hesaplama modelini geliştirmiş olmasıdır.

Neticede, ben bu makaleyi hazırlarken hem gururlandım, hem üzüldüm.

Gururlandım çünkü, ABD’nin ay seyahatinde en teknik ve kritik alanlarında görev yapanlar bizim insanlarımızmış; üzüldüm çünkü bu bilim insanlarımızdan bugüne kadar haberimiz yokmuş. Acaba ilkokul, ortaokul ve lisede bizlere neden bu insanlar tanıtılmadı diye hayıflandım.

Bugün ülkemizde acaba insanlarımızın yüzde kaçının bu kahramanlarımızdan haberi ve bilgisi var? 

Hatta sade vatandaşlarımız bir yana, Üniversitelerin uçak mühendisliklerinde, bilişim mühendisliklerinde, makine mühendisliklerinde, elektrik-elektronik mühendisliklerinde, uzay bilimlerinde okuyan öğrenci gençlerimizin acaba yüzde kaçının bu baba-oğul bilim insanlarımızdan ve başarılarından haberi var? Peki Neden?

Neden biz geçmişimize sahip çıkmıyoruz ve neden içimizdeki yetenekli-milli evladlarımıza sahip çıkamıyoruz da, ona-buna imreniyoruz? Anlaşılır gibi değil. Öyle değilmi?

Yorumlar (5)
Nurettin Cengiz 3 yıl önce
Emeğinize sağlık Sayın Müsteşarım.Bu güzel ülkeye katkı sağlayanları saygıyla anıyorum.Selamlar…
Recep KOÇER. 3 yıl önce
Sayın Müsteşarım; Yazınızı ilgiyle okudum. Hakikaten bende bu bilim insanlarını ilk defa öğrenmiş oldum. Maalesef biz elimizdeki bu en önemli insan kaynaklarını yeterince değerlendiremedik. Bu saadece günümüzle alakalı değil. Osmanlı Döneminde'de, böyleydi, Gazanfer Ahmet Çelebi'yi, örnek verebiliriz. Tarihte, ilk uçan Türk: Galata kulesinden, Üsküdar'a, kadar uçmuş; Sonunda başına gelenler, malumunuz. Günümüzde'de, şuncu, buncu, diye, bir çok değerli bilim insanı yurt dışına gitmek zorunda kalıyor. En son; 15 Temmuz bahanesiyle işinden, aşından, memleketinden olan bilim insanları, Rabbim; Bizi idare edenlere, akıl, fikir, feraset nasip etsin. Selamlar. Sağlıcakla kalın.
AYPAŞ SAAT ALİ YÖRÜR 3 yıl önce
BU SUÇ BİZİ YÖNETENLERİN DEGİLMİDİR NİYE GEÇMİŞİMİZE SAHİP ÇIKMIYORUZ ACABA HOCAM BSK SULTAN ABDÜLHAMİTHAN NE İCATLAR YAPMIŞ SU KANAL PROJELERİ TÜNELLER BUNLSRI BİLİYORUZ DA DİGER BİLİM ADAMLARIMIZI BİLİYORUZ ÜNVSTEDE HOCALAR NİYE SÖYLEMEZ HOCAM BRAVO SİZE HOCAM BİLMEDİGİMİZ BİLİM HOCALARINI ÇIKAR SINIZ
Yaşar Çiftçi/Kimya Yüksek Mühendisi 3 yıl önce
Biz bilim adamının kıymetini bilmeyizki o bilim insanlarından gatanseverliğe bakarmısınız şimdi maalesef ABD vatandaşı olup ülkiz düşmanı o kadar hain indan varkı Saygıdeğer Müsteşarım biz bilime inanmayızki bilim adamının helede Türk bilim adamının kıymetini bilelim eğer Türkiye'ye dönselerdi siyasi 'evresi yoksa eline süpürge verip park ve vah'eler müdürlüğünde çöpçülük yaptırırlar da bu insanlar kağıtlarından kanser olurdu, 1945 mavi alay olayını okumanızı tavsiye ederim, saygılarımı sunuyorum
A.Fuat KILIÇ 3 yıl önce
Sayenizde tanımış olduk Sayın Müsteşarım.Allah kaleminize güç versin
12
az bulutlu